Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2020
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Dr. Hande BALTACI
Danışman: EMİNE BELGİN KOÇER
Özet:Multipl Skleroz'da farklı etki mekanizmaları olan çeşitli hastalık modifiye edici ve immun sistemi baskılayıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Bu tedaviler arasında ilk oral ilaç olarak kullanıma giren fingolimod Türkiye'de 2.basamak tedavi ilacı olarak onay almış olup özel izinle yüksek hastalık aktivitesi gösteren RRMS hastalarında 1.basamak olarak da kullanılabilmektedir. Fingolimod hem randomize kontrollü hem de gerçek yaşam veri çalışmalarıyla etkinliği ve güvenilirliği gösterilmiş bir ilaçtır. Çalışmamızda 1 yıldan 8 yıla kadar fingolimod kullanmış 59 RRMS hastası retrospektif olarak incelenmiştir. İlacın yıllık atak sayısı, MRG lezyonu, özürlülük ilerlemesi ve NEDA-3 üzerindeki etkileri araştırılmış, fingolimoda geçiş nedenleri, yan etkiler, tedaviye devamsızlık yaratan durumlar ve tedavide kalma oranları tartışılmış, bazı önemli olaylar ise tek tek hastalar üzerinden anlatılarak kliniğimizdeki fingolimod kullanımıyla ilgili edinilen tecrübeler aktarılmaya çalışılmıştır. Çalışmamızda literatür verileri ile de uyumlu şekilde fingolimodun önceden kullanılan hastalık modifiye edici tedavilerden, yaştan ve cinsiyetten bağımsız olarak hastalık aktivitesi (ataklar ve MRG'de lezyonlar) üzerinde olumlu etkilerinin olduğu, EDSS puanında stabilizasyon sağladığı saptanmıştır. Tedavinin 1.yılında atak sayısı bazale göre %86 oranında düşmüş ve bu etki devam eden yıllarda da sürmüştür. Dört yılın sonunda hastaların %66,7'sinde EDSS ≤ 2,5 olarak seyretmeye devam etmiştir. Tedavinin 1. yılında NEDA-3'ü sürdürebilen hasta oranı %46,3 iken 2. yıl ve 3. yıllar için sırasıyla %42,3 ve %23,5'tür. Fingolimod tedavisi altında ataksızlık ile diğer hastalık özellikleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bazal atak sayısının daha yüksek olmasının NEDA-3 sürdürülebilirliği açısından daha yüksek risk ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Birinci yılın sonunda %91,5 hasta tedavide kalırken, bu oran 2 yılın sonunda %82,9, üç yılın sonunda %92,3'tür. Hastaların hiçbirinde ciddi bir yan etki gelişmemiş, ilaca ara verilen durumlar olsa da tüm takip süresi boyunca hastaların %27,1'inde ilacı tamamen kesme zorunluluğu meydana gelmiştir. Bir hastada VZV enfeksiyonu gelişmiş ancak bu da antiviral tedavi ile kolaylıkla kontrol edilebilmiştir. İlaca gebelik planı nedeniyle ara verilen bir hastada hastalık aktivasyonu gelişmiş ve neyse ki bu hastada hastalık aktivitesini tekrar kontrol altına almak zor olmamıştır. Fingolimoda ara verilmeden önce hastaları hastalık akvitasyonu konusunda bilgilendirmek önemlidir. Çalışmamızda fingolimod altında ataksızlık ve NEDA-3 sürdürülebilirliği ile ilgili alt grup analizlerinde istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilememesinin nedeni az sayıda hasta olması ve bu hastaların heterojen hastalık özellikleri taşıması ile ilişkili olabilir. Sonuç olarak tek merkezli bu retrospektif çalışmada fingolimodun hastaların çoğunluğunda klinik ve MRG üzerinde olumlu etkinliğinin olduğu ve güvenlik profilinin de oldukça iyi olduğu söylenebilir. Çalışma sonuçları tedaviden daha iyi oranda fayda görebilecek hasta alt gruplarının tespit edilebilmesi açısından bilgi vermektedir.