Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Emine Öztürk
Özet:
Tezimizin konusu, Rus edebiyatında toplumcu gerçekçilik akımını başlatan, Sovyet yazarı Maksim Gorkinin (1868-1936) sanatının erken dönemi ve bu dönemde kaleme aldığı romantik öykü ve türküleridir. Yazar, adını ilk kez Makar Çudra (1892), Çelkaş (1894), Şahin Türküsü (1898), Kocakarı İzergil (1895), Fırtına Habercisi (1901) gibi romantik eserleriyle edebiyat çevrelerine duyurmuştur. Daha çok Sovyet dönemi eserleriyle tanınsa da Gorki, genç bir yazarken, 1905 devrimi öncesinde, Rus toplumunu uyanışa ve baş kaldırmaya davet eden, insanlara umut aşılayan, hümanizm dolu bir dizi romantik eser kaleme almıştır. Gorki'nin erken dönem romantik eserlerinde daha çok bireysel özgürlük, mutluluk, zafer, mücadele gibi motifler baskındır. Bu eserler toplumun alt kesiminden gelen bosyakları, hayat kadınlarını, köylüleri, çingeneleri, çobanları romantik bir atmosferde, olağan bir şekilde anlattığı için 1890'lı yılların Rus edebiyatında farklılıklarıyla göze çarpmıştır. Gorki, yayımlanan ilk edebi yapıtı Makar Çudra'dan itibaren kaleme aldığı eserleriyle özellikle devrimci çevreler olmak üzere ülkenin dört bir yanından beğeni toplamıştır. Özellikle Fırtına Habercisi eseriyle kendisine devrimin habercisi yakıştırması yapılmıştır. Şahin Türküsü ve Fırtına Habercisi eserleri 1905 devrimi sırasında devrimci çevrelerin marşı haline gelmiştir. Erken dönem öykülerindeki karakterler ekonomik yönden zayıf, ancak yaşama karşı duruşları ve idealleriyle olabildiğince güçlü karakterler olarak dikkat çekerler. Bosyaklar, hayat kadınları gibi toplumun dışlanmış kesimlerinden gelen bu insanları Gorki herhangi bir olumsuzluk katmadan anlatmış, bu kişilerin insani yönlerine vurgular yapmıştır. Yazar için bu kişiler her şeyden önce insandır ve insanca yaşamaları gerekmektedir. Malva (1897), Kocakarı İzergil gibi öykülerinde kadınların daha özgür yaşamaları, erkek egemenliğinden çıkmaları gibi alt mesajlara da yer verilmiştir. Gorki'nin kendi geliştirdiği nazım-nesir karışımı türküleri ise fabl türüne örneklerdir. Bu türkülerde yazar hayvanları toplumsal sınıfların sembolleri haline getirerek kendi eleştiri tarzını ortaya koymuştur. Halk efsaneleri, masallar ve melodik anlatımlarla süslediği türküleri, Gorki romantizminin en göze çarpan örnekleri olmuşlardır. Gerek erken dönem romantik öykülerinde gerekse türkülerinde yazar, sade ve akıcı bir dil tercih etmiştir. Gorki için en önemli şey Rus insanının onu anlayabilmesidir. Bu yüzden gürültülü, sembolik dilden kaçınmıştır. Romantizmin verdiği kapalı anlatım fırsatıyla yazar, o dönemdeki insanlara mücadele ve azim çağrıları yapmıştır. Uygulanan sıkı sansüre rağmen okurlara ulaşmayı başarmış bu eserler, Gorki'yi ve sanatını daha iyi anlayabilmemiz açısından büyük önem taşımaktadır.