Pilonidal sinüs cerrahisinde natal kleft rekürrenste önemli mi? randomize prospektif çalışma


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: İngilizce

Öğrenci: HÜSEYİN BAYHAN

Danışman: Ökkeş Sezai Leventoğlu

Özet:

Pilonidal sinüs, intergluteal sulkusun kronik inflamatuar bir bozukluğudur. YaĢam kalitesi üzerindeki olumsuz etkileri nedeni ile sıklıkla cerrahi tedavi gerekmektedir. Birçok faklı teknik tariflenmiĢ olsa da standardize edilmiĢ bir tedavi algoritmi bulunmamaktadır. Pilonidal sinüs cerrahisinde flep geniĢliğinin planlanmasında naviküler bölgenin bir sınır olarak göz önünde tutulması gerektiği öne sürülmüĢtür. Bu çalıĢmada eksizyon sınırlarının ve flep geniĢliğinin naviküler bölge içinde tutulmasının hastalığın tekrarlaması ve komplikasyonlar ile iliĢkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıĢtır. ÇalıĢmaya pilodinal sinüs hastalığı bulunan 104 hasta dahil edilmiĢtir. Hastalar PASS bilgisayar programı aracılığı ile iki randomize gruba ayrılmıĢtır (n1=52, n2=52). Bir gruba modifiye limberg flep (n1), diğer gruba ise cleft lift (n2) tekniği uygulanmıĢtır. Tüm hastalarda uygulanan flebin ameliyat öncesi çizilerek belirlenmiĢ natal cleft bölgesi sınırları içinde olması sağlandı. Hastaların demografik verileri ile birlikte postoperatif 1. hafta, 2. hafta, 1. ay, 6. ay ve 1. yıl kontrollere çağrılarak vakum drenin çekilme zamanı, hastanede kalıĢ süresi, maserasyon, dehisens, infeksiyon ve nüks açısından klinik bulguları kayıt altına alınmıĢtır. Ġstatistiksel analiz SPSS, 20, (SPSS Inc. Chicago, IL, USA) programı kullanılarak yapılmıĢ olup tüm analizler için p<0.05 değeri anlamlı kabul edilmiĢtir. ÇalıĢmada postoperatif 1.ay, 6.ay ve 1.yıl sonunda iki cerrahi yaklaĢım arasında nüks açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıĢtır (p=0.532). Postoperatif birinci haftada maserasyon ve dehisens cleft lift grubunda anlamlı olarak daha az görülürken (p=0.017), infeksiyon yönünden iki grup iii arasında istatistiksel anlamlı bir fark sapanmamıĢtır (p=0.608). Postoperatif hastanede kalma süresinin kısalığı, normal aktiviteye dönüĢün daha erken olması, vakum drenin daha erken çekilmesi ve operasyon süresinin daha kısa olması cleft lift lehine anlamlı saptandı (p=0.00). ÇalıĢmada iki cerrahi teknik arasında birinci yıla kadar olan takipler süresince nüks açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmazken postoperatif erken dönemdeki maserasyon, dehisens, hastanede kalıĢ, normal aktiviye dönüĢ, vakum drenin çekilme zamanı ve operasyon süresi parametreleri göz önüne alındığında cleft lift lehine anlamlı fark izlenmiĢtir.