Erişkinlerde horlama sesinin psikoakustik özelliklerinin incelenmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2015

Öğrenci: SEHER YILMAZ

Danışman: YUSUF KEMAL KEMALOĞLU

Özet:

Uykuda solunum Bozuklukları (USB) yapan pek çok hastalık başta Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OUAS) olmak üzere horlamaya neden olmakta ve genelde daha ağır USB olanlarda daha fazla horlama yakınması görülmektedir. Ancak horlamanın, farklı amaçlarla yapılan akustik değerlendirmeler dışında, horlamaya muhattap olanlar tarafından, yarattığı rahatsızlığının değerlendirilmesinin hangi parametrelerle ilişkili olduğu ve güvenirliliği tartışmaya açıktır. Çalışmamızda horlayan ve OUAS tanısı olan ve olmayan toplam 17 olguya ait 66 horlama örneği, öncesindeki ve sonrasındaki solunum sesi örnekleriyle birlikte alınarak hem praat analiziyle akustik yönden değerlendirilmiş hem de 99 dinleyici deneğe odyolojik test ortamında dinletilerek Vizüel Analog Skala (VAS) değerlendirmesiyle rahatsızlık hissi yönünden puanlanmıştır. Bu iki parametere grubu arasındaki ilişki incelenirken, ayrıca dinleyici deneklere ait özellikler de incelenmiştir. Sonuçlar, horlamaya verilen VAS puanının hastaya ait Apne Hipone İndeksi (AHİ), Epworht Uykuluk Skalası (EUS) ve vücut kitle indeksi (VKİ) den etkilenmediğini ancak dinletilen sesin şiddetinden ve ayrıca ikinci formant frekansının artmasından etkilendiğini ortaya koymaktadır. Denekler yönüden ele alındığında da erkek deneklerin ve etraflarında horlayanların olduğunu beyan edenlerin daha yüksek VAS puanları verdiği görülmüştür. Bu çalışmanın metodolojisi ve sonuçları literatürdeki az sayıdaki çalışmayla uyumlu ve mevcut bilgiyi geliştirici niteliktedir. Daha önceki çalışmalar, horlama sesinin şiddetiyle horlamadan duyulan rahatsızlık arasındaki pozitif ilişkiyi saptamış olsalar da dinleyici deneklere ait farklılıkları ve ayrıca formant frekanslarını incelememişlerdir. Horlama sesinin formant frekansının, horlamaya OUAS nun eşlik edip etmediğinin saptanması bağlamında incelendiği bilinmektedir. Bu bağlamda bu çalışma sonuçları hem VAS vb. horlamadan duyulan rahatsızlığın anket formlarıyla güvenle değerlendirilebileceğini ve bunun akustik değişkenlerle ilişkili olduğunu ortaya koyma yönünden hem de horlamanın klinik ciddiyetiyle hasta yakınlarının rahatsız olma dereceleri arasında bir ilişki olabileceğine dair bulgular içermesi bağlamında önemlidir. Ayrıca, horlamanın bir gürültü nedeni olarak odyolojik test ve yöntemlerle ele alınması da ileride yeni bir uygulama alanı olarak umut vericidir.