Sosyal bilgiler dersinde sığınmacılara yönelik kapsayıcı eğitimin incelenmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Öğrenci: ERDAL YILDIRIM

Danışman: HÜSEYİN KÖKSAL

Özet:

Bu çalışmanın amacı, dezavantajlı gruplara mensup öğrencilerin toplumsal kabul görmelerinde (kapsayıcılık), okul öğretmen ve öğrenci etkileşiminin incelenmesidir. Çalışma kapsamında, sığınmacı çocuklarının yoğun olduğu yerlerden Aksaray il merkezinde bulunan bir ortaokuldaki sosyal bilgiler öğretmenlerinin öğrencileri ile etkileşimi ve öğretim uygulamaları incelenmiştir. Sığınmacı ve Türk öğrencilerinin okul ve öğretim sürecine ilişkin görüşleri araştırılmıştır. Ayrıca belirlenen okullardaki okul yöneticilerinin ve rehber öğretmenlerinin mülteci öğrencilere ilişkin kapsayıcı faaliyetleri ve mevcut eğitim öğretim faaliyetlerine ilişkin görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre araştırmaya katılan Sosyal Bilgiler öğretmenleri, sığınmacı öğrenciler ve Türk öğrencilerle sınıf düzeni, oturma planları ve öğretim materyallerinin uygunluğuna yönelik yapılan görüşmeler ve bunlara ilişkin alınan gözlem notlarında; sığınmacı öğrencilerin sınıflarda tek başına ya da yan yana sınıfın arka sıralarında oturdukları görülmektedir. Sınıf oturma planına yönelik yazılı ve görsel bir tablonun yer almadığı ve sınıf oturma planlarının düzenlenmesinde öğrencilerin fiziksel özelliklerinin önemli bir kriter olduğu görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin bulundukları sınıflarda karşılıklı saygı ve anlayışa dayalı sınıf ortamının sağlanmasına yönelik elde dilen bulgularda öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci arasında karşılık saygı ve anlayışın önemsendiği ve derslerde bunun sağlanmasına yönelik çabaların olduğu görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin sınıfta kendilerini ifade etmelerine yönelik kültürlerine özgü masal, bilmece vb. etkinlikleri sınıfta paylaşmalarını kolaylaştıracak bir sınıf ortamının oluşturulmak istendiği görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin akademik anlamda nasıl desteklendiğine ve sürece dahil edildiğine yönelik elde edilen verilerde; Sığınmacı öğrencilerin derslerde okuma, yazma ya da konuşma etkinliklerinden çok somut ve görsel materyallere dayalı derslere katılmayı daha çok tercih ettikleri görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin dil problemlerinden dolayı aşırı çekingen ve içine kapanık öğrenciler oldukları ve bu nedenle derslere katılmadıkları görülmektedir. Derslerin büyük oranda düz anlatım yöntemi, soru-cevap tekniği ile sürdürüldüğü ve materyal olarak da ders ve etkinlik kitapları ile tahtanın kullanıldığı görülmektedir. Araştırmada sığınmacı öğrencilerin de derslere katılabilmeleri için öğretmenlerin işlenen konuları onların geldikleri ülkelerdeki yaşantıları ve kültürleri ile ilişkilendirdiği görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin derslerde aldıkları akran desteğine yönelik olarak genel anlamda sürekli yan yana yada tek başına oturduklarından dolayı diğer öğrencilerle diyalog kurmadıkları görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin derslerde büyük oranda dil problemlerinden dolayı yaşanan diyaloglara katılmada isteksizlik, çekingenlik, telaffuzlarından dolayı alay konusu edilme korkusu yaşamalarından dolayı oluşturulan sosyal ve akademik gruplara katılmadıkları görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin derslerde yaşadıkları sosyal etkileşimlerin kalitesi bu öğrencilerin farklı ülke, dil ve kültür özelliklerinden dolayı sınırlı kaldığı ve büyük oranda kabul edilme kaygısı yaşadıkları görülmektedir. Rehber öğretmenler ile Okul müdürü ve Yardımcılarının sığınmacı öğrencilerin genel durumlarına yönelik düşüncelerinde bu öğrencilerin yaşadıkları savaş, çatışma ve şiddet ortamlarına bağlı olarak güvenlik endişesi taşıdıkları, dil problemlerinden dolayı okuldaki paydaşlarla sağlıklı diyaloglar kurmakta zorlandıkları ve akademik başarılarının ise bütün bunlara bağlı olarak düşük olduğu görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin ailelerinin büyük çoğunluğu ile iletişim kurulamadığı, adreslerinin ve telefon numaralarının olmadığı bu nedenle sığınmacı öğrencilerin okul dışındaki yaşantılarına yönelik bilgilerin sınırlı olduğu ifade edilmektedir. Sığınmacı öğrencilerin ve ailelerinin büyük oranda okuldaki paydaşlardan yardım aldıkları görülmektedir. Bu öğrencilerin ve ailelerinin okulda kendilerini savaş mağduru ya da yabancı olarak tanımladıkları ve geleceğe yönelik bir öngörülerinin olmadığı görülmektedir. Okuldaki öğrenci sayısının fazlalığına dayalı yaşanan problemler ve sığınmacı öğrencilerin yaşadıkları iletişim problemlerinden dolayı sığınmacı öğrencilere yönelik ayrıca bir planlama yapılamadığı görülmektedir. Sığınmacı öğrencilerin genel anlamda okuldaki bütün paydaşlarca kabullenildiği, önemsendiği ve ayrıca iletişim problemlerini büyük oranda çözmüş olan sığınmacı öğrencilerin yabancı olarak bile algılanmadığı ifade edilmektedir. Sığınmacı öğrencilerin ekonomik durumlarının yetersizliğinden dolayı çalışmaya mecbur bırakıldıkları ve bu nedenle aşırı devamsızlık yaptıkları görülmektedir. Sığınmacı öğrencilere yönelik okul yönetimi, rehber öğretmenler ve diğer öğretmenler arasında sürekli bir bilgi alışverişi olduğu görülmektedir. Ayrıca sığınmacı öğrencilerin okulda düzenlenen kermes, fuar, yarışma ve ulusal-yerel bayramlara katılarak sorumluluk almalarına ilişkin girişimlerin, düşüncelerin olduğu görülmektedir. Okulda sığınmacı öğrencilerin tam anlamıyla kapsanabilmesinin renk, din ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın herkesin kol kola aynı müziğe aynı ritmi tutabilmesine dayalı bir halay anlayışı ile mümkün olabileceğine yönelik düşünceler ise dikkat çekicidir.