Kentsel risklerin planlama temelinde analizi ve dirençli kent planlama yaklaşımı


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Öğrenci: MÜNEVVER ÖZGE BALTA

Danışman: KÜBRA ÇAMUR

Özet:

Son yıllarda afetler politikası literatüründe tehlikelerin yalnızca kendisine odaklanmak yerine, korunmasızlığı ve dirençliliği dikkate alan görüş ve yaklaşımlar yaygınlaşmıştır. Kent planlama ve kentsel riskler arasında ise, henüz tanımlanmamış bir boşluk bulunmakta ve planlama, risk bileşeninden bağımsız olarak ele alınmaktadır. Bu çalışma, planlamanın risk bileşenleriyle bütünleştirilmesi, kent planlamanın bu süreçteki yerinin ve öneminin ortaya konulması ve dirençli kentsel yerleşimler' hedefine erişmede benimsenebilecek yaklaşımların geliştirilmesi amacı taşımaktadır. Tez kapsamında, dirençli kentsel yerleşimlere erişmede benimsenecek ilkelerin belirlenmesi için afetler ve planlama alanındaki uzmanların değerlendirmeleri ve analitik hiyerarşi süreci (AHS) yöntemi ile gösterge ağırlıkları oluşturulmuştur. Bu doğrultuda, kentsel dirençliliğin önemli bileşenleri olan tehlike, korunmasızlık, risk azaltma kapasitesi, acil müdahale ve yara sarma kapasitesini tanımlayan bir endeks geliştirilmiştir. Risk azaltma kapasitesinin dirençli kent üzerindeki etkileri, çalışmada bulunan en güçlü faktördür. İçerdiği alt faktörler ve göstergeler bakımından afet öncesi politikaları kapsamakta olan risk azaltma kapasitesi' organizasyon, koordinasyon, hazırlık, bütçe ve teşvik, yönetim,katılım aşamalarına odaklanmaktadır. Araştırmada ortaya çıkan ve kentsel dirençliliğe erişmeyi sağlayan risk azaltma kapasitesi göstergeleri' arasında ilk sırada sakınım planlaması' gelmektedir. Sakınım planlamasının ilk sırada yer alması, planlamanın kapsayıcı ve bütünsel bakış açısını içermesinden kaynaklanmakta ve planlamanın koordinasyonu sağlayıcı aktör olarak afet çalışmalarında yer alması gerekliliğini vurgulamaktadır. Buna ek olarak çalışmada sosyal donatıların yerseçiminde dirençliliği sağlayan yaklaşımların benimsenmesi gereği' ikinci sırada, risk iletişimi' ise üçüncü sırada yer almaktadır. Çalışma kapsamında ortaya konulan bu sonuçların, uluslararası afet politikasında üzerinde durulan temel konulardan olan afet öncesi kapasite artırımı' ile örtüştüğü görülmektedir. Araştırma sonuçlarından yola çıkılarak, dirençli kentlere erişmeyi sağlayacak politikalar kapsamında yasal-yönetsel, fizikselçevresel, sosyo-ekonomik boyutta planlama ve uygulama stratejileri geliştirilmiştir.