Şirketlerin sanata ve sanat eğitimine etkileri


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BİRSEN İĞCİ SALTIK

Danışman: Meliha Yılmaz

Özet:

Tarih boyunca tüm uygarlıkların ortak anlam yükledikleri imgeler, kültürün bütünlüğünü

sağlamaktadır. Özellikle sosyal bilimlerin yöntem ve tekniklerini sanat alanına toplumsal

ölçekte uygulayan şirketler, algı yönetimiyle düşündürtmenin yapıtaşlarından olan imgeleri,

dolayısıyla kültürü ve sonuçta sanat ürünleri tüketimini çok boyutlu yönlendirerek

etkilemektedirler. Bu yönlendirme, sanat eğitimi alanını da kapsamaktadır. Bu tez

çalışmasında “Şirketlerin sanata ve sanat eğitimine etkilerinin incelenmesi” amaçlanmıştır.

Veri toplama aracı olarak nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği ile yöneltilen

sorular kullanılmıştır. Araştırmada ilk önce, şirketlerce sanatı ve sanat eğitimini

yönlendirmede kullanılabilecek – kullanılmakta olan araçlar, alanyazın desteği ile

öngörülmüştür. İkinci olarak, sanatı ve sanat eğitimini yönlendiren şirketler üzerine

araştırma sonuçları ortaya konulmuştur. Tez danışmanı desteği ile, görüşme yapmak üzere

belirlenen 10 (on) sanatçı akademisyene yöneltilmek için 21 (yirmi bir) soru hazırlanmıştır.

7 (yedi) sanatçı - akademisyenle yapılan görüşmede ses kaydı alınmış ve çözümlenmiştir. 2

(iki) katılımcı soruları eposta ile yanıtlamıştır. Bir sanatçı - akademisyen ile görüşmede not

alınmıştır. Katılımcıların, merkeze aldığı görüşleri özetleyen görüş analiz tabloları

yapılmıştır. Görüşmecilerin yanıtlarında odaklandıkları kavramlar ve kullandıkları sözcükler

üzerinden anahtar sözcük(ler) tabloları üretilmiştir. Bulgular, tablolanarak sunulmuş ve

alanyazın verileri eşliğinde tartışılarak sonuç ve önerilere ulaşılmıştır. Şirketlerin sanatı ve

sanat eğitimini etkilemeleri çeşitli araçlarla olmaktadır. Ülkemizde sanata ilgi ve yönelimde

şirketlerin etkisini, görüşme yapılan katılımcıların 8’i olumlu, 2’si olumsuz bulmuştur.

Olumlu görüşler, şirketlerce sanata ilgi ve yönelimin artması, sanatın desteklenmesi ve yurt

içi/dışı yapıtların izleyiciye sunulması gerekçesiyledir. İki sanatçı - akademisyen ise, aynı

bağlamda, şirketlerin, kendi görüşlerine uygun sanatçı ve sanatı desteklemelerinin olumsuz

sonuçlar verdiğini belirtmiştir. Yedi katılımcı, şirketlerin seçtikleri sanatçıyı desteklerken,

vii

küratörleri ile sanatçıyı etkiledikleri, toplumu çıkarlarına uygun yönlendirebilmek için

sanatsal yaratma sürecinde sanatçıların düşünme biçimlerine müdahale ettiklerini

düşünmektedir. Üç sanatçı - akademisyen, bu konunun araştırılması gerektiğini, şirketlerce

salt sanatçının desteklenmesi ile sınırlı kalınmasını ve şirketlerin sanatçının düşünme

biçimlerini etkilemeye çalışmamaları görüşündedir. Görüşülen katılımcıların altısına göre

şirketler; kitleleri tüketime yönlendirmek amacıyla sanata reklâm, pazarlama, saygınlık

sağlama, şirketin topluma tanıtılması ve sanatın piyasalaştırılması olarak sanata kendilerince

işlev yüklemektedir. İki katılımcı “sanata işlev yüklenemeyeceği” görüşündedir. Bir

katılımcı ise, şirketlerin çıkarlarına dönük bu tutumunu gerekli görmekle birlikte, sanatın

içinin boşaltılmaması gerektiği kanısındadır. Kültürel sermayenin şirket statüsüne katkısı

olup olmadığı, varsa ne yolla olduğu sorusunu katılımcıların tümü şirketlerin kültürel

sermaye ile saygınlık edindikleri yönünde yanıtlamıştır. Yedi katılımcı, sanatsal düşünce

imgelerinin tüketim kültüründen arındırılamayacağı görüşündedir. Bu bağlamda üç katılımcı

ise, sanatçıların tüketim kültüründen etkilenmemesi ve toplumu aşması gerektiğini

önermiştir. Sanat eğitimi ile tüketim kültürüne yön verilebileceğini bildiren katılımcılar,

9/10 düzeyindedir. Şirketlerin saydam, açık olma ve hesap verebilme kültürü ile davranmaları

beklenmektedir. Toplum yaşamının her alanında olduğu gibi, hakkaniyet temelli etik

sorumluluk kültürü, sanat alanındaki tüm aktörler için de geçerli olmalıdır. Sanatçıların, öncüyaratıcı

güçle, sezgin aydın birikimi ve el emeği ile ortaya koydukları sanat yapıtları, tek yanlı

ve ölçüsüz olarak kimi şirketlere saydam olmayan, denetlenemeyen ve hesabı sorulamayan

biçimde maddi-manevi kazanç sağlaması kabul edilemez. Bu nedenle, sanat ürünlerinin

yaratıcısının elinden bir kez çıktıktan sonra, zincirleme el değiştirerek spekülatif ticari kazanca

engel olunması gerekmektedir. Bu amaçla, 193 sayılı Gelir Vergisi Yasası (85. md.) ile 5846

sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında gerekli düzenlemeler yapılmalı ve sanat yapıtı

yaratıcısının yalnızca ilk satışta değil, sonraki basamaklarda da “bir süre/birkaç el değişimi”

süren maddi kazanç edinmesinin sağlanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Anahtar sözcükler : Sanat, sanat eğitimi, şirketler, kültürel sermaye, küreselleşme,

postmodernizm