Kardiyoloji hastalarında duygudurum özelliklerinin, öfke ifade tarzının değerlendirilmesi ve psikosomatik araştırmalar için tanı ölçütleri(DCPR) ile karşılaştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2016

Öğrenci: SALİHA GÜMÜŞ

Danışman: BEHÇET COŞAR

Özet:

Kardiyovasküler hastalıklar Amerika Birleşik Devletleri'nde ve diğer sanayileşmiş ülkelerde en önde gelen ölüm nedenidir. Kalp hastalıklarında psikolojik faktörler oldukça önemli olduğu halde bu durum günlük uygulamalar içinde ihmal edilmektedir. Kardiyovasküler sistem hastalıklarında ve uygulanan tedavi yöntemlerine bağlı en yaygın görülen psikiyatrik bozukluklar anksiyete ve depresyondur. Uzun yıllar yapılan çalışmalarda depresif bireyler arasında iskemik kalp hastalığı riskinin yüksek olduğu, kalp hastalarının depresyon sürecini kötüleştirdiğini ve depresif hastalarda miyokard infarktüsün hemen sonrasındaki periyotta ölüm oranının arttığı belirtilmiştir. Kardiyovasküler sistem hastalıklarında psikiyatrik bozukluk çok rastlanılan bir durumdur ve çoğunlukla çalışmalar miyokard infarktüsü geçirmiş hastalar üzerinde yapılmıştır. En az KAH kadar fiziksel ve ruhsal yönden kısıtlılıklar yaratan, uyum sorunlarına yol açan diğer kalp hastalıkları ihmal edilmiştir. Bizim çalışmamızda kalp hastalığı olan yaklaşık 98 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalara HAD ölçeği, SÖÖT ölçeği ve DCPR demoralizasyon, irritabl duygudurum, tip A kişilik, aleksitimi alt ölçekleri uygulanmıştır Hastaların 64'ünde Kah 34'ünde diğer kalp hastalıkları olduğu gözlenmiştir. Sonuçlar incelendiğinde KAH ve diğer hastalık grupları arasında anksiyete, depresyon ve öfke puanları açısından anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Ayrıca yine çalışmamızda KAH olan kişiler diğer kalp hastalıları olan kişilerle DCPR'ın demoralizasyon, irritabl duygudurum, tip A kişilik, aleksitimi alt tanıları alma sıklıklarının benzer olduğu görülmüştür. Dahası demoralizasyon özellikleri olanlar olmayanlara göre anlamlı olarak daha fazla sürekli öfke, durumluk öfke ve dışa vurulan öfke davranışı sergilemektedir. Ayrıca demoralizasyon özellikleri olanlar olmayanlara göre anlamlı olarak daha fazla anksiyeteli ve depresif bulunmuştur. . DCPR Demoralizasyon alt ölçeği de oldukça hızlı uygulanabilmekte ve KAH gelişiminde önemli risk faktörleri olan öfke, anksiyete ve depresyon hakkında fikir verici olabilmektedir. Sonuçlar düşünüldüğünde sadece dört DCPR alt ölçeği öfke, anksiyete ve depresyon hakkında oldukça fikir verici görünmektedir. DCPR kardiyolojik hastalıklarda psikiyatrik semptom taraması açısından kullanılabilir bir araç olarak değerlendirilebilir. Gelecek çalışmalarda DCPR'ın diğer alt grupları da değerlendirmede kullanılabilir olacağı görünmektedir.