Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında genetik yatkınlığın rolünün araştırılması


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: MELTEM AKSU

Danışman: SEVCAN AZİME BAKKALOĞLU EZGÜ

Özet:

İdrar yolu enfeksiyonları çocukluk çağındaki en sık enfeksiyon hastalıklarındandır. İdrar yolu enfeksiyonu geçiren bireylerin ailelerinde İYE öyküsünün sık olduğunun tespit edilmesi kalıtımsal faktörlere dikkat çekmiştir. Doğumsal immunitenin patogenezdeki öneminin anlaşılması ile genetik faktörler üzerinde daha çok durulmaya başlanmıştır. Toll like reseptörler epitelyal yüzeylerde bulunur, patojenlerin ve hücre hasarı sonucu oluşan moleküllerin tanınmasını sağlar. Üriner sistemde de yaygın olarak bulunduğu çalışmalarda gösterilmiş olan TLR4, gram negatif bakteri ana bileşeni olan lipopolisakkaridi tanır. Patojenin saptanması sonrası hücre içi aracı moleküllerin aktivasyonu ile hücreden sitokin, özellikle de IL-6 ve IL-8 salınımı tetiklenir. Bu sitokinler aracılığıyla nötrofil aktivasyonu ve enfeksiyon bölgesine göçü ve bakterinin ortadan kaldırılması gerçekleşir. Doğumsal immun yanıt mekanizmalarında önemli rol oynayan TLR4 geni A896G polimorfizminin, gram negatif enfeksiyonlar ve sepsis ile, IL-8 geni A2767G polimorfizminin üst üriner sistem enfeksiyonları ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda tekrarlayan İYE geçiren, risk faktörü olarak mesane disfonksiyonu saptanmış 33, herhangi bir risk faktörü saptanmamış 43 hastadan ve daha önceden geçirilmiş İYE veya mevcut böbrek hastalığı öyküsü olmayan 110 sağlıklı gönüllüden (kontrol grubu) alınan kan örneklerinde DNA izolasyonları yapılmıştır. DNA eldesi sonrası gerçek zamanlı PZR ve Restriksiyon Enzimi Uzunluk Polimorfizmi (RFLP) yöntemi kullanılarak TLR4 geni A896G ve IL-8 geni A2767G polimorfizmleri araştırılmıştır. Ateşli enfeksiyon geçirmiş olma öyküsü piyelonefrit lehine değerlendirilmiştir. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olan 76 olgunun tamamı kız (%100) olup yaş ortalaması 9,2±3,5 (2-17) yıl olarak saptandı. Tekrarlayan İYE olan hasta grubunda TLR4-896AG ve GG genotipi (p=0,023 ve p<0,001), TLR4 geni G allelinin (p<0,001) ve IL-8-2767AG genotipinin (p=0,019) kontrol grubuna göre daha sık olduğu saptandı. TLR4 geni G allelinin tekrarlayan İYE ve mesane disfonksiyonu ile ilişkili olduğu düşünüldü. Risk faktörü saptanmayan hasta grubunda mesane disfonksiyonu olan gruptan farklı olarak TLR4-896AG genotipinin kontrol grubuna göre daha sık olduğu gözlendi (p=0,013). Mesane disfonksiyonu olan grupta ise IL-8-2767AG genotipinin ve A alelinin kontrol grubuna göre daha sık olduğu gözlendi (p<0,001 ve p=0,015), hastalıkla ilişkili olabileceği düşünüldü. Mesane disfonksiyonu olan grup ve risk faktörü saptanmayan grup karşılaştırıldığında ise TLR4-896GG genotipi ve G allelinin (p=0,04 ve p<0,001), ve IL-8-2767AG genotipinin daha sık olduğu gözlendi (p=0,022). Ateş atağı öyküsü olan hastalarda TLR4-896AG ve IL-8-2767AG genotiplerinin kontrol grubuna kıyasla daha sık olduğu saptandı (p=0,004 ve p=0,031) ve üst üriner sistem enfeksiyonları ile ilişkilendirildi. TLR4 A896G ve IL-8 A2767G polimorfizmlerinin tekrarlayan İYE, üst üriner sistem enfeksiyonları ve mesane disfonksiyonu ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Söz konusu bulgular çerçevesinde, bu hastalıklar ile ilgili yeni tedavi yaklaşımları getirilebilir. Bu konunun ileri çalışmalarla irdelenmesi gerektiği düşünülmektedir.