Akne vulgariste doksisiklin ve isotretinoin tedavilerinin kutanöz human beta defensin 1 ve 2 düzeylerine etkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: GÜLHAN AKSOY

Danışman: AHMET BURHAN AKSAKAL

Özet:

Akne Vulgariste Sistemik Doksisiklin ve İsotretinoin Tedavilerinin Kutanöz Human Beta Defensin 1 ve 2 Düzeylerine Etkisi Akne vulgaris, pilosebase birimin kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin yanı sıra, Propionibacterium acnes in anormal kolonizasyonunun inflamatuar mediyatörlerin salınımını uyararak akne oluşumuna katkıda bulunduğu bilinmektedir. Son zamanlarda, deride salgılanan antimikrobiyal peptidlerden olan human beta defensin 1 (hBD-1) ve 2 nin de akne patogenezinde rol oynadığı bildirilmiştir; fakat akne vulgaris tedavisinde sık kullanılan tedavi ajanlarından olan doksisiklin ve isotretinoinin bu antimikrobiyal peptidler üzerine olan etkilerinin değerlendirildiği çalışmalar yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı; kutanöz hBD-1 ve -2 düzeylerini değerlendirerek akne vulgaris patogenezinde antimikrobiyal peptidlerin rolünü açıklamak, doksisiklin ve isotretinoin tedavilerinin antiinflamatuar etkilerinin olası mekanizmalarından bazılarını aydınlatmaktır. Çalışmamıza; Allen-Smith skalasına göre evre 6 -8 akne vulgaris tanısı almış ve tedavide sistemik doksisiklin veya isotretinoin endikasyonu konulmuş, her grupta 22 olmak üzere toplam 44 hasta ve 20 adet sağlıklı gönüllü dahil edilmiştir. Sistemik tedavi öncesinde olguların sırt bölgesindeki akne lezyonlarından ve bu lezyonlara en az 1 cm uzaklıktaki lezyonsuz deri alanlarından örnekler alınmıştır. Tedavi bitiminde klinik olarak tatmin edici düzelmenin sağlandığı hastalardan ikinci kez deri örneği alınmıştır. Sonuçlar kendi aralarında ve sağlıklı kontrollerin deri örnekleriyle karşılaştırılmıştır. Akne vulgarisli hastalarda kutanöz hBD-1 ve hBD-2 düzeylerinin sağlıklı kontrollere göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu saptanmıştır (p<0,05). Doksisiklin tedavisi sonrasında kutanöz hBD-1 düzeylerinde tedavi öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı bir azalma saptanırken (p<0,05), hBD-2 düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). İsotretinoin tedavisi sonrasında ise, kutanöz hBD-1 düzeylerinde tedavi öncesi değerlere göre istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmazken (p>0,05), hBD-2 düzeylerinde tedavi sonrasında istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma gözlenmiştir (p<0,05). Tedavi sonrası saptanan hBD-1 ve hBD-2 düzeyleri açısından isotretinoin ve doksisiklin grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). Tedavi öncesi lezyonlu derideki hBD-1 ve hBD-2 düzeyleri ile tedavi sonrasında akne şiddetindeki azalma arasındaki korelasyon değerlendirilmiş ve istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmamıştır (p>0,05). Bu sonuçlar ışığında; hBD-1 ve hBD-2 nin akne vulgaris patogenezinde rolü olduğu, doksisiklin ve isotretinoin tedavilerinin antiinflamatuar etkilerinden bazılarını hBD-1 ve hBD-2 düzeylerini azaltarak gerçekleştirdiği düşünülmektedir.