YENİ GELİSTİRİLEN ER,CR:YSGG LAZER SİSTEMİNİN SÜT DİSİ DENTİN DOKUSUNDA İN VİTRO OLARAK DEGERLENDİRİLMESİ


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Fatih ÖZNURHAN

Danışman: AYŞEGÜL ÖLMEZ

Özet:

Bu çalısmanın amacı süt dislerinde lazer ve konvansiyonel frez yöntemi ile kavite hazırlanması sonrası asitle pürüzlendirme yapılan ve yapılmayan kavitelerde restorasyon uygulanması sonrasında yüzey morfolojisinin degerlendirilmesi ve hibrit tabakasının kalınlıgının ve içerisindeki gümüs iyon miktarıyla belirlenen nanosızıntının karsılastırılmasıdır. Çalısmada kullanılan süt disleri rasgele 10’ar örnekten olusan 4 gruba ayrıldı: Lazer (Grup 1), lazer+asit (Grup 2), frez (Grup 3) ve frez+asit (Grup 4). Standart sınıf V kavite preperasyonları hazırlandı. lgili gruplara %35’lik fosforik asit jel uygulandıktan sonra tüm gruplarda Single Bond dentin bonding ajanı uygulanarak, restorasyonları tamamlandı. Tüm gruplardan kesitler alındı ve ammoniakal gümüs nitrat solüsyonunda bekletildikten sonra yüzey parlatma islemleri uygulandı. Hazırlanan örneklerin yüzey morfolojileri ve hibrit tabakası kalınlıkları SEM’de ve iyon analizleri ise SEM-EDX’te nanosızıntı açısından degerlendirildi. Grup 1 ve Grup 3’ün degerlendirmelerinde hibrit tabakası olusumları görülmedigi için çizgisel tarama yöntemi kullanıldı. Asitle pürüzlendirme yapılan diger iki grupta hibrit tabakaları kalınlıkları ve o bölgede saptanan gümüs iyon miktarları ölçümleri yapıldı. Toplanan verilerde, gruplar arası hibrit tabaka kalınlıkları arasında fark olup olmadıgı, hibrit tabaka kalınlıgının artması ve gümüs iyon miktarı arasındaki iliski grup içi ve gruplar arasında karsılastırmalı olarak, tek yönlü anova testi ve Spearman korelasyon katsayısı ile degerlendirildi. Lazer+asit ve frez+asit gruplarında hibrit tabakaları ortalaması sırasıyla 4.25±1.41 μm ve 5.24±1.07 μm olarak bulundu. Bu gruplarda ortalama gümüs iyon miktarları ise sırasıyla %10.97±13.81 ve % 22.79±21.62 olarak bulundu. Frez+asit grubunda hibrit tabakasının kalınlıgı lazer+asit grubuna göre istatistiksel olarak daha fazla bulundu. Frez+asit grubunda yapılan ölçümlerde gümüs iyon lazer+asit grubuna göre istatistiksel olarak daha fazla bulundu (P<0.05). Hibrit tabakasının kalınlıgının artması ile gümüs iyon miktarının artması arasında istatistiksel olarak bir anlamlılık görülmemesine ragmen (P>0.05) frez+asit grubunda daha fazla gümüs iyon miktarı bulundu. Çizgisel analiz yapılan gruplarda (Grup 1 ve Grup 3) rezin dentin arayüzünde gümüs iyon miktarının arttıgı bulundu. Yapılan yüzey morfolojisi incelemelerinde, lazer ile hazırlanan yüzeylerin (Grup 1 ve Grup 2) girintili ve çıkıntılı oldugu, smear tabakası, gap olusmadıgı, dentin tübüllerinin ekspoze oldugu ve çogu örnekte rezin tag’ların arttıgı gözlendi. Frez kavitelerinde ise (Grup 3 ve Grup 4) kavite tabanlarının düzenli oldugu gözlendi. Asitle pürüzlendirme yapılmayan grupta (Grup 3) smear tabakası ve gap olusumları saptandı. Asitle pürüzlendirme yapılan grupta (Grup 4) smear tabakası ve gap olusumları izlenmedi. Tüm bu veriler degerlendirildiginde rezin dentin baglantısının en iyi lazer ile kavite preperasyonu ardından asitle pürüzlendirme yapılan grupta (Grup 2), en kötü ise frez ile kavite hazırlanan grupta (Grup 3) oldugu sonucuna varıldı.