Benign, prekanseröz ve kanseröz prostat dokularında NKX3.1 ekspresyonunun tanısal değeri


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: ERDEM VARGÖL

Danışman: İPEK IŞIK GÖNÜL

Özet:

Prostat embriyogenezi, epitelyal diferansiasyon ve prostat karsinogenezinde yer aldığı gösterilmiş olan genlerden birisi NKX3.1'dir. NKX3.1 geninin yer aldığı bölge 8p21 kromozom bölgesi olup bu bölgede farklı prostatik lezyonlarda farklı oranlarda delesyon varlığı söz konusudur. Literatürde NKX3.1 ile ilgili genetik araştırmalar ve immünhistokimyasal ekspresyon profillerinin ortaya konmaya çalışıldığı araştırmalar mevcut olmakla birlikte embriyogenezden tümöral gelişime, benign neoplazilere ve inflamatuar süreçlere kadar birçok farklı hücresel olayda görev aldığı düşünülen bir gen için araştırma sayısı oldukça azdır. Biz araştırmamızda NKX3.1 ekspresyonunu, 260 olguda, immünhistokimyasal olarak, nodüler hiperplazi, atrofi, postatrofik hiperplazi (PAH), adenozis, düşük ve yüksek dereceli prostatik intraepitelyal neoplazi (LGPIN, HGPIN), Gleason Grade (GG) 3, 4 ve 5 tümörler ile metastatik prostat karsinomlarında değerlendirdik. Çalışmamızda NKX3.1 in her lezyon grubunda eksprese edildiğini gördük, ancak tüm vakaların boyanma yaygınlığı, ortalama %11 olarak izlendi. NKX3.1 ekspresyonun en yüksek izlendiği lezyon atrofi, en düşük izlendiği lezyon ise GG 3 adenokarsinom olarak saptandı. Atrofi ile karşılaştırıldığında, GG3 ve GG4 tümör, HG-PIN, PAH ve adenozis arasında anlamlı farklılık saptandı. Lezyonlar benign, LG-PIN, HG-PIN ve malign olarak sınıflandığında ise HG-PIN ile benign grup ve LG-PIN arasında anlamlı farklık saptandı. Metastatik tümörlerin ise %52'sinde NKX3.1 pozitif bulundu. Sonuçta, NKX3.1'in benign ve malign prostat dokularını birbirinden ayırt etmede klinik uygulamada yararlı olmadığını ve metastatik prostat karsinomlarında eksprese ediliyor olmasına karşın, primer prostat kökenini belirleme amaçlı rutin olarak kullanılmaya başlamadan önce, ekspresyonunun geniş tümör serilerinde değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.