Obstrüktif uyku apne sendromlu hastalarda yaşam kalitesi düzeyi, depresif belirti sıklığı ve PAP tedavisinin etkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Öğrenci: ÇİĞDEM HANAZAY

Danışman: TANSU ULUKAVAK ÇİFTÇİ

Özet:

OSAS; uyku sırasında tekrarlayan apne veya hipopne, üst solunum yolu obstrüksiyonu epizodları ve sıklıkla kan oksijen satürasyonunda azalma ile karakterize bir sendromdur. OSAS'da apne ve hipopneler nedeniyle oluşan uyku bölünmeleri ve desatürasyon gündüz aşırı uyku haline (GAUH), serebral ve metabolik bozukluğa, beyaz cevher yoğunluğuna, nörokognitif fonksiyonlarda bozulmaya neden olur. Sonuçta bu etkiler OSAS'lı hastaların depresif duygu durumuna neden olarak tüm günlük faaliyetlerini etkilemekte ve yaşam kalitesini bozmaktadır. Çalışmamızda OSAS'lı hastalarda yaşam kalitesi algısını ve depresif semptom şiddetini değerlendirdik ve CPAP (continuous positive airway pressure) tedavisi sonrası yaşam kalitesi düzeyini ve depresif semptom şiddetini tedavi öncesiyle karşılaştırdık. Üniversite hastanemiz uyku bozukulukları merkezine başvuran ve polisomnografi uygulanan hastalar çalışmaya alındı. 18 yaşından küçük hastalar, PAP tedavisi almakta olan hastalar, KOAH, astım, intertisyel akciğer hastalığı gibi diğer kronik akciğer hastalıkları olan, psikiyatrik bir hastalık nedeniyle tedavi alan hastalar ve çalışmaya devam etmek istemeyen hastalar çalışmaya alınmadı. Çalışmaya toplam 112 olgu alındı. Bu olgulardan 4'ü REM bağımlı OSAS, 3'ü pozisyon bağımlı OSAS, 8'i pozisyon + REM bağımlı OSAS, 66'sı orta ve ağır OSAS olmak üzere toplam 81 olgu OSAS grubuna ve AHİ<5 olan 31 olgu kontrol grubuna alındı. Tüm olgulara depresif belirti şiddetini belirlemek amacıyla Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) ve yaşam kalitesini ölçmek amacıyla Nottingham Sağlık Profili(NHP) anketi kullanıldı. OSAS'lı 81 olgudan PAP cihazını düzenli kullanan 31 olgu tedavilerinin 3-12. ayında (en az 3, en fazla 12 ay) tekrar anket uygulanarak değerlendirildi. Geriye kalan 50 olgunun 27'sine yaşam kalitesinde bozulma ve/veya depresif belirti olmaması (BDÖ<9), 8'ine PAP cihazlarını düzenli kullanamaması, 4'üne PAP tedavisi başlandıktan sonra tekrar ulaşılamaması, 1'ine titrasyonu tolere edememesi ve 10 hastaya henüz titrasyonunun yapılmamış olması nedeniyle anketler tekrar uygulanmadı. BDÖ skorlarına göre OSAS'lı hastalarda kontrol grubuna göre depresif belirtiler daha şiddetliydi. Ancak NHP alt gruplarına baktığımızda yaşam kalitesi açısından fiziksel mobilite dışında diğer alt gruplarda kontrol grubuna göre fark yoktu. CPAP tedavisi sonrası BDÖ skorları 14.1±8.5 'den 7.0±6.4 'e (p<0.001) belirgin olarak geriledi. Sosyal izolasyon dışındaki tüm NHP alt gruplarında da istatiksel olarak anlamlı gerileme vardı. Yaşam kalitesi açısından fiziksel mobilite dışında diğer alt gruplarda her iki grup arasında istatiksel oranda anlamlı fark yoktu, ancak OSAS'lı hastalarda NHP anketi sayısal değerlerine baktığımızda tüm alt gruplarda kontrol grubuna göre daha yüksek puanlar elde edildi, yani yaşam kalitesi daha düşük saptandı. Tedavi sonrası değerlendirdiğimiz OSAS'lı grupta NHP anketinin fiziksel mobilite, ağrı, sosyal izolasyon alt gruplarında yaşam kalitesinde depresif belirti şiddetinin azalmasıyla paralel bir şekilde düzelme saptanmadı, ancak istatiksel olarak anlamlı saptanmadı. Bulgularımız, orta ve ağır OSAS'ın kişilerde depresif belirtilerin ortaya çıkmasına ve bunla ilişkili olarak yaşam kalitesinde bozullmaya neden olduğunu ve PAP tedavisinin düzenli kullanımının OSAS'ın yaşam kalitesi ve depresif belirtiler üzerindeki olumsuz etkilerini azalttığını göstermektedir.