Kinesio® bantlamanın travma sonrası oluşan yumuşak doku üzerindeki etkilerinin histolojik olarak incelenmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Öğrenci: NİHAN KAFA

Danışman: SEYİT ÇITAKER

Özet:

Amaç: Kinesio bantlamanın (KT), deneysel olarak oluşturulmuş travma sonrası oluşan yumuşak doku inflamasyonu üzerindeki etkilerini histolojik olarak incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 24 dişi Wistar Albino sıçan (ort: 192.37 gr) dahil edildi. Sıçanlar sağlıklı doku üzerinde 6 saat KT uygulaması, travmalı doku üzerinde 30 dk KT uygulaması, travmalı doku üzerinde 6 saat KT uygulaması ve travmalı doku üzerinde 6 saat flaster uygulaması şeklinde 4 gruba ayrıldı. 1. grup hariç tüm sıçanların sağ ve sol gastrosoleus bölgesinde top düşürme tekniği ile inflamasyon ve kas hasarı yaratıldı. 2.ve 3. gruptaki sıçanlara KT uygulanırken 4. gruptaki sıçanlara flaster uygulandı. Kontrol grubu için aynı sıçanların sol tarafları kullanıldı. Sıçanlar ötenazi edildikten sonra doku örnekleri alındı. Elde edilen doku kesitleri, epidermal-dermal mesafe ve ödem alanı değerlendirilmesi için hematoksilen-eosin (H&E) boyama ile boyandı. Apoptozis, ağrı reseptörlerinin etkinliğini ve vaskülerizasyondaki değişiklikleri değerlendirmek için doku kesitleri NGF, Bcl-2, VEGF ile immunohistokimyasal olarak boyandı. Bulgular: KT uygulanmış gruplarda sağlıklı doku grubuna ve flaster uygulanmış gruba göre epidermal-dermal mesafenin artmış olduğu gözlendi (p<0.05). 6 saat KT uygulanan grupta, diğer gruplara göre ödematöz alanların genişliğinin belirgin olarak azaldığı tespit edildi (p<0.05). Travma sonrası KT uygulanan gruplarda Bcl-2 immün reaksiyonunda azalma olduğu gözlendi. KT uygulanan dokularda, bant uygulanmayan taraflarla ve flaster grubu ile karşılaştırıldığında NGF immun tutulumunun azaldığı gözlendi. VEGF immünreaksiyonu değerlendirildiğinde hiçbir grupta tutulum olmadı. Sonuçlar: KT uygulamasının, deneysel olarak oluşturulan yumuşak doku inflamasyonu sonrasında, epidermal-dermal mesafeyi artırarak ödemin, ağrı ve inflamasyonun azaltılmasında etkin bir yöntem olabileceği histolojik olarak gösterildi.