Kapısız A., Baş E., Çil H.
Sağlık Akademisyenleri Derneği 19. Uluslararası Sağlıkta Kalite, Akreditasyon Ve Hasta Güvenliği Kongresi 21-24 Mayıs 2025 Antalya, Mayıs 2025
-
Ödülün Kapsamı:
Bilimsel/Mesleki Çalışmalardan Alınan Ödül
-
Ödül Türü:
Bilimsel Çalışmaları Nedeniyle Kurum veya Organizasyonlar Tarafından Verilen Ödül
-
Ödül Veren Ülke:
Türkiye
-
Ödülü Veren Organizasyon:
Sağlık Akademisyenleri Derneği 19. Uluslararası Sağlıkta Kalite, Akreditasyon Ve Hasta Güvenliği Kongresi 21-24 Mayıs 2025 Antalya
-
Araştırma Alanları:
Sağlık Bilimleri
-
Ödülün Tarihi:
Mayıs 2025
-
Açıklama:
<p>ATIK YÖNETİMİ SATIN ALMA SÜREÇLERİNDE BAŞLAR
Dr. Öğr. Üyesi Alparslan Kapısız, Uzm. Hem. Elif Baş, Hafize Çil
*Trabzon Fatih Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Öğr. Üyesi, TÜRKİYE
Giriş: Sağlık bakım kaynaklı üretilen atık türleri olarak bilinen tıbbi ve tehlikeli nitelikteki atıklar kendine özgü yöntemler ile imha
edilmektedir. Enfeksiyöz özelliği nedeniyle barındırdığı riskin yanı sıra, genellikle berterafı ‘yakma’ yöntemi ile yapılarak; çevre ve insan
sağlığına zararlı civa, metan gazı, kül ve dioksit son ürünlerinin açığa çıkmasına neden olur. Dolayısıyla atık yönetim hiyerarşisinin ilk iki
basamağını oluşturan ‘Önleme’ ve ‘Azaltma’ çalışmaları oldukça önem arz etmektedir. Atık miktarında hasta ve çalışan personele ait
faktörlerin yanısıra, kurum tarafından benimsenen satın alma ve tedarik politikası da oldukça etkilidir. Klasik satın alma yönetimi; ürünün
uygun koşul-yer ve zamanda uygun fiyatla yüksek kaliteyi içermesine dayalıdır. Oysa çevre ve insan sağlığına odaklanan ‘Yeşil Tedarik Zinciri
Yönetimi’ çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması için gereken yeni politikaları içerir.
Amaç: Çalışmamızın amacı; hastanemizin satın alma yaklaşımını atık yönetimi açısından değerlendirmektir.
Yöntem: Bilişim sistemleri desteği ile takibi yapılan tıbbi ve tehlikeli atıkların, dönemsel artış nedenleri saptanarak, benimsenen satın alma
yönetim yaklaşımının etkisi değerlendirilecektir.
Bulgular: Tehlikeli atıkların artışı üzerinde etkisi olan faktörler belirlenmiştir. Atık yönetim çalışması başlangıcı ve devam eden 4 ayda
tehlikeli atıkların artış sebebi doğru ayrıştırma uygulamalarının hassasiyetle sağlanmasıdır. Tıbbi atık miktarındaki azalışla paralel şekilde
gerçekleşen ve önceki dönemlerde hiç tehlikeli atık üretimi görünmeyen birimlerde tehlikeli atık teslimleri yapılması konuyu destekleyen
verilerdir. Ancak sonraki dönemlerde tehlikeli atık miktarı beklenen stabilitesini korumamış dalgalanan artışlar yaşamıştır. Yaşanan bu
değişimlerin sebepleri incelenmiş ve etkisi olan durumlar değerlendirilmiştir. Bu kapsamda belirlenen sebeplerden ilki; bazı total parenteral
besleme ürünlerinin kullanım sırasında yırtılmasıdır. İlgili ürün hasta için hazırlanırken yüksek oranda (1/3) yırtılma- delinme nedeniye imha
edilmektedir. Tek ürünün miktarı 1500 ml olduğu için tehlikeli atığa ciddi oranda etki etmektedir. Firma kusurlu ürün yerine yenisini yolladığı
halde; tehlikeli atık miktarına etkisi ve bertarafı için ödenen ücret nedeniyle kalan ürünlerin tamamının değişimi yaptırılmış ve sebebe bağlı
tehlikeli atık artışının önüne geçilmiştir. Diğer bir faktör yeniden dolumu yapılmayan toner kullanımı olarak belirlenmiştir. 2024- Ocak tarihi
öncesinde birimler tarafından bitirilen tonerlerin boş olanı tekrar ayniyat birimi aracılığıyla firmaya gönderilerek dolumu sağlanmaktaydı.
Sonrasında tonerlerin geri dolumuna yönelik şart bulundurmayan ihale ile alım yapılmış ve boş tonerler ayniyat birimi tarafından tehlikeli
atık olarak ayrıştırılmıştır. Bu durum tehlikeli atığı artırmakta olup yeşil alımı destekleyen tersine lojistik faaliyetine aykırı olduğundan yeni
yapılacak satın alımlarda göz önünde bulundurulacaktır. Tehlikeli atık miktar artışında etkisisaptanan son faktör ‘torba’ olarak kullanılabilen
bir ilacın daha uygun olması gerekçesiyle ‘flakon’ formunun kullanılmasıdır. Torba haliyle tanesi 10 grama imhaya giden ürün, boş flakon
haliyle tanesi 180 gram olarak atılmaktadır. Sık kullanılan ilaç olması nedeniyle bu durum tehlikeli atık miktarını artırma yönünde ciddi
oranda etki etmektedir. Tıbbi atık miktar değişimleri üzerine yapılan takiplerde ise Hemodiyaliz Ünitesi’nde vaka başına düşen atık
miktarının artışı incelenmiş ve kullanılan diyalizör markasının değiştirildiği tespit edilmiştir. Değişim nedeni önce kullanılan ürünün
maliyetinin yeni alınan üründen yüksek olmasıdır. Oysa iki ürün arasında boş ve kullanılmış halleri totalinde 200 gr atık miktar farkı
bulunmaktadır. Yeni ürünün kendinden kaynaklı olan bu artış, aylık ortalama 1000 seans yapılan hemodiyaliz biriminde 200 kg aylık tıbbi
atık artışı olarak etki etmektedir.
Sonuç: Klasik satın alma yaklaşımı; kurumların çoğunda özellikle maliyet- fayda analizi kapsamında hala benimsenmektedir. Ancak hem
çevre ve insan sağlığına olan etkisi hem de imhası için ödenen maliyetleri nedeniyle alımı yapılan malzemelerin atık alanındaki etkisi göz
önüne alınmalı ve yeşil tedarik yönetim zinciri yaklaşımı önemsenmelidir. </p>