TÜBİTAK Projesi, 2022 - 2024
Çocukluk çağında Östaki Borusu
disfonksiyonu ve diğer gelişimsel ve çevresel risk faktörlerine bağlı olarak
sık görülen otitis mediaların bir kısmı aktif enfeksiyon-inflamasyon tablosu
(Akut Otitis Media, AOM) yaparken bir kısmı sessiz seyreder (kronik efüzyonlu
otitis media-KEOM, sekretuar otitis media-SOM). Her iki durumda da (sessiz olanlar
daha fazla olmak üzere) otitis mediaların bir kısmı sekel ve komplikasyonlara
dönüşür.
Hemen her çocuğun AOM geçirdiği ve 2-8 yaş
grubundaki çocukların %20-25’inde SOM olduğu dikkate alındığında otitis mediaya
bağlı sekel ve komplikasyonlar, ülkelerin ırksal özellikleri, iklim şartları ve
sağlık sisteminin yeterliliğine bağlı olarak ileri yaşlara yansıyan önemli bir sağlık
sorunu oluşturur. Özellikle hekimlik gibi işitmenin ön planda olduğu bir
meslekte iş ve güç kaybına yol açabilir; bu hekimleri meslektaşları arasında
dezavantajlı konuma getirebilir. Mesleklerini ve günlük hayatlarını
etkileyebilir.
Bu sekel ve komplikasyonların bir kısmı
bariz yakınmalara (işitme kaybı ve kulak akıntısı) yol açarken bazıları ikinci
veya sonraki on yıllara kadar gizli kalabilirler. Bu oranlar ülkemizde
bilinmemektedir.
Ayrıca yaşın ilerlemesine rağmen Östaki
borusu yetersizliğinin tam olarak geçmediği, üst solunum yolları enfeksiyonları
(ÜSYE) sırasında, yüksek rakımlı yerlerde veya suya dalma sırasında kulağında
tıkanıklık hissi yaşayan bireylerin de olduğu bilinmektedir. Bu olguların
oranları konusunda da elde yeterli veri yoktur.
Bizim araştırmamız üniversitemizin tıp
fakültesi öğrencilerinin Östaki Borusu Disfonksiyonu (ÖBD) ve otitis media
sekel ve komplikasyonları (OMSK) oranlarını anket ve otoskopik muayene yoluyla
saptamak ve tespit edilen olguların odyolojik testlerini de yaparak işitme
kaybı oranlarını belirlemektir. Bu çalışma sırasında 100 kadın ve 100 erkek
gönüllünün demografik bilgileri ve otitis media ile ilişkili tıbbi öyküleri de alınacaktır.
Ardından deneklere rutin KBB muayenesi yapılacak ve OMSK saptanan olgulara
odyolojik testler (timpanometri saf ses odyogram ve konuşma odyometresi) uygulanacaktır.
Proje yürütücüsü ve araştırmacı, çalışmanın
içleme ve dışlama kriterlerine göre denekleri belirleyip anket uygulamasını
yapacak ve müteakiben proje danışmanıyla birlikte KBB muayenelerini yapıp otoskopik
oalrak OMSK saptanan olguları bahsi
geçen odyolojik testlere yönlendireceklerdir.
Bu şekilde ülkemizin 18-24 yaş arasındaki
bireylerinin ÖBD ve OMSK oranları ilk kez saptanmış olacak; OBD anketiyle
otoskopik muayene arasında korelasyon saptanacaktır. Ayrıca, üniversite çağı
kişilerin artık aile kurumundan ayrılıp bir birey olarak topluma karışmaya
başladıkları bir dönem olduğu göz önüne alındığında, çocukluk çağından kalan
ÖBD ve/veya OMSK’nin denek öğrencilerin topluma uyumu, çevresiyle olan ilişkileri
ve adaptasyonları etkileyerek sosyal ve akademik yönden negatif bir etkilenim
oluşturabilecek bir soruna da dikkat çekilmiş olunacaktır.
Ayrıca; bu proje kapsamında yürütücü ve
araştırmacı öğrencilerin otitis media ve östaki borusu ile ilgili bilgileri
gelişecek, başta otoskopik muayene olmak üzere KBB muayenesi yapma tecrübesi
kazanacak ve odyolojik testlere olan aşinalıkları da artacaktır. Proje
sonuçlandığında deneyim ve sonuçları, dikkat çekilmesi gereken noktaları
özellikle vurgulayacakları bir sunumla diğer tıp fakültesi öğrencileriyle de paylaşacaklardır.