Akademik Veri Yönetim Sistemi
Karakuş R. (Yürütücü), Buabraig A. A. M.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2022
Obezitede astım, dünya çapında birçok ülkede ciddi biçimde artan karmaşık bir hastalıktır.
En kronik enflamatuvar solunum patolojilerinden biri olan astımın artışında obezite önemli
bir risk faktörüdür. Obezite ve astım arasındaki ilişkiyle ilgili immünopatojenik mekanizma
henüz netlik kazanmamıştır. Çocukluk çağında obezite ve astım arasındaki ilişki ve
komorbiditesi bağışıklık fonksiyonlarını etkilemektedir. Bu çalışma immünopatolojik
mekanizmayı belirlemeyi ve terapötik hedef seçimini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma
6-17 yaşları arasındaki 66 çocuk ile gerçekleştirilmiş, bunlar 20’si obez ve astım hastası,
22’si obez olmayan astım hastası ve 24 sağlıklı çocuk olmak üzere üç gruba ayrılmıştır.
Çalışma obezitenin astım semptomlarına ve astımın kontrolüne etkilerinin araştırılmasına
odaklanmıştır. Astım hastası çocuklara astım kontrol testi yapılmıştır. Bunların AKT skorları
anlamlı biçimde düşük ve obez astımlı çocuklar daha semptomatik bulunmuştur. Ayrıca
obez olmayan astım hastalarının annelerinin gebelikte sigara kullanma ve pasif sigara
dumanına maruz kalma öykülerinin oranı daha yüksek belirlenmiştir. Bu nedenle obez olan
ve olmayan astım hastalarının leptin, pro ve anti-inflamatuar sitokin ve nötrofilik enzim
düzeyleri arasındaki fark ELISA yöntemiyle belirlenmiş ve sağlıklı kontrol grubuyla
karşılaştırılmıştır. Obez astım hastalarında, obez olmayan astım hastalarıyla
karşılaştırıldığında serum leptin ve İL-17F ve tükürük NE düzeyleri daha yüksek, serum İL-
17A ve MPO düzeyleri daha düşük bulunmuştur. İL-36Ra düzeyi obez astım hastalarında
obez olmayan astım hastalarına ve sağlıklı kontrollere kıyasla daha düşük bulunmuştur. İL-
36γ serum düzeyi sağlıklı kontrollerde obez olan ve olmayan astım hastalarına kıyasla daha
yüksek bulunmuştur. Sonuçlar obez astım hastalarında yüksek İL-17F, düşük İL-36Ra ve
yüksek leptin konsantrasyonuna işaret etmekte olup, ileride obez astımda görülen yüksek
semptom ve steroid direncini açıklamak amacıyla yapılacak çalışmalara ışık tutacaktır.