Ankara’da Bir Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniğine Yönlendirilen Adli Olguların Klinik ve Sosyodemografik Özelliklerinin Geriye Dönük İncelenmesi


Creative Commons License

Özaslan A., Demir N.

Gazi Medical Journal, cilt.32, sa.4, ss.507-514, 2021 (Scopus)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 32 Sayı: 4
  • Basım Tarihi: 2021
  • Doi Numarası: 10.12996/gmj.2021.116
  • Dergi Adı: Gazi Medical Journal
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Scopus, Academic Search Premier
  • Sayfa Sayıları: ss.507-514
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Son yıllarda çocuk psikiyatri kliniklerinden istenen adli değerlendirme sıklığının artmasına rağmen ülkemizde bu alanda yapılan çalışmalar oldukça kısıtlıdır. Bu çalışmada adli makamlarca çeşitli nedenlerden ötürü adli rapor istemi yapılan çocuk ve ergenlerin sosyodemografik ve klinik özelliklerinin değerlendirilmesi planlanmıştır.

Yöntemler: Çalışmanın evreni adli makamlar tarafından Şubat 2019-Şubat 2020 tarihleri arasında Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniklerine adli rapor düzenlenmesi nedeniyle yönlendirilen çocuk ve ergenlerden oluşturulmuştur. Katılımcıların yönlendirilme nedenleri, sosyodemografik özellikleri, Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 5 tanı sistemine dayalı klinik görüşmeyle belirlenmiş psikiyatrik tanılarına ait dosya bilgileri geriye dönük olarak taranmıştır.

Bulgular: Çalışmaya katılan 83 olgunun yaş ortalaması 13.93±2.32 (yaş aralığı 7-17 yıl) yıl iken, %68.7’sini (n=57) erkekler oluşturmaktadır. Adli makamlar, en sık (%83.1’i, n=69) olguların farik ve mümeyyiz olup olmadıklarının değerlendirilmesi için yönlendirmiştir. Bu olguların %68.1’inin (n=47) suça sürüklenmiş çocuklar (SSÇ) ve %31.9’unun (n=22) cinsel istismar mağduru çocuklar olduğu belirlenmiştir. SSÇ’lerin toplam zeka puanları ve okula devam etme sıklığı diğer adli olgulara göre anlamlı düzeyde düşük bulunmuştur (sırasıyla p=0.01, p=0.04). Ayrıca suç tekrarı olmayan SSÇ’lerin suç tekrarı olan SSÇ’lere göre örgün öğretime devam sıklığının anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu bulunmuştur (p=0.01). Cinsel istismar mağduru çocukların yaş ortalamasının diğer adli olguların yaş ortalamasından daha düşük olduğu saptanmıştır (p=0.01).

Sonuç: Bizim sonuçlarımız adli makamlarca yönlendirilen çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerin belirlenmesine ve hedefe yönelik ruhsal müdahaleler oluşturulmasına katkı sağlayabilir. Ayrıca adli değerlendirmenin birçok çocuk için karşılanmamış ruh sağlığı ihtiyaçları için bir fırsat olabileceğini vurgulamaktadır.

Objectives: Although the frequency of forensic evaluation requested from child and adolescent psychiatry clinics has increased in recent years, studies in this field in our country are very limited. In this study, it was aimed to evaluate the sociodemographic and clinical characteristics of children and adolescents whose forensic reports were requested by the justice systems for various reasons.

Method: The sample of the study was composed of children and adolescents who were directed by the justice systems between February 2019 and February 2020 to Ankara Yıldırım Beyazıt University Yıldırım Beyazıt Training and Research Hospital Child and Adolescent Psychiatry Outpatient Clinics. The information about the reasons for referring the participants to the clinic, their sociodemographic features, and psychiatric diagnoses determined by clinical interview based on the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 5 were retrospectively scanned.

Results: While the average age of 83 patients who participated in the study was 13.93±2.32 year, 68.7% (n=57) of them were men. Justice systems are most often directed to assess whether the cases are capable of discriminating (%83.1, n=69). It was determined that 68.1% (n=47) of these cases were children driving to committing crime and 31.9% (n=22) were children who were victims of sexual abuse. The total intelligence scores and frequency of school attendance of children driving to committing crime were significantly lower than other forensic cases (p = 0.01, p = 0.04, respectively). In addition, it was found that the frequency of continuing to formal education was significantly higher for children driving to committing crime without recidivism compared to with recidivism (p = 0.01). It was found that the average age of children who were victims of sexual abuse was lower than the average age of other forensic cases (p = 0.01).

Conclusion: Our results can contribute to the determination of factors that adversely affect the mental health of children guided by justice systems and to create targeted mental interventions. It also emphasizes that forensic assessment can be an opportunity for many children to meet unmet mental health needs.