KIRGIZ KADINININ GELENEKSEL SÜS, BAŞ VE DIŞ GİYİMİNİN GÖSTERGEBİLİMSEL AÇIDAN İNCELENMESİ


Creative Commons License

Bayrak İşcanoğlu İ.

Folklor akademi dergisi (Online), cilt.5, sa.3, ss.616-625, 2022 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 5 Sayı: 3
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.55666/folklor.1150553
  • Dergi Adı: Folklor akademi dergisi (Online)
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.616-625
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İnsanın sosyal bir varlık olduğu ve içinde yaşadığı toplumla iletişimini dil ile sağladığı bilinen bir gerçektir. Toplum içerisinde iletişimin her zaman sözlü olarak gerçekleştiğini söylemek pek de mümkün değildir. İletişimin gerçekleşmesi için sese ihtiyaç olmadığı bugün dünya genelinde işitme ve konuşma engelliler için kullanılan işaret dili ile de anlaşılmaktadır. Yazının Sümerlerce ilk defa kullanılmaya başlandığı bilinmekle beraber aslında insanoğlunun hâlini karşısındakine anlatmaya başlamasının mağara duvarlarına çizdiği resimlerle olduğu görülmektedir. Mağara duvarlarına çizilen bu resimler için insanoğlunun kullandığı ilk göstergeler denilebilir. Gösterge, hayatın içerisinde insanoğlunun her anında yanında olabilir: bazen ilkel insanın çizdiği bir resimde bazen de bir kadının giydiği bir kıyafette veya kullandığı bir süs eşyasında. Kısacası insanoğlu fark etmese de doğumundan ölümüne kadar hayatının her alanında göstergeler ile yaşamaktadır. Kültür, göstergelerin anlamlandırılmasında göz ardı edilemez. İletişimde önemli bir yeri olan göstergelerin kültürden kültüre farklılık gösterebileceği açıktır. Bu sebeple göstergelerin her kültür dairesi içerisinde farklı anlamları bulunmaktadır. Her gösterge, görünenin ötesinde bir de derin bir anlama sahiptir ve bu derin anlamı çözümlemede de kültür önemlidir. Göstergeler, kültürün önemli parçalarındandır. Göstergebilim, insanın her anında karşılaştığı göstergeleri inceleyen bir bilim dalıdır. İster sesle ister yazıyla ister görselle olsun; iletişim hâlindeki insan, iletişimini insanlık tarihi boyunca göstergeler yoluyla gerçekleştirmiştir. Giysiler de bu göstergelerden biridir. Giysiler bir kültür unsurudur. Rengiyle, şekliyle, kumaşıyla, kullanılış biçimi ile giysiler farklı anlamlara sahip olabilir. Bir toplumun özü olarak nitelendirilen kültür, içerisinde ait olduğu toplumun dünya görüşünü, değerlerini barındırır. Düğünde, doğumda, cenazede rengiyle, kumaşıyla, kullanılan her giysi iletişim hâlindeki insanın konuşmasına gerek kalmadan içinde yaşadığı topluma mesajını gönderir. Bu sebeple insanın yaşamının her anında karşılaştığı göstergeler, insanın doğup büyüdüğü kültüründen ayrı düşünülmemeli ve göstergeleri anlamlandırma sürecinde mutlaka kültüre başvurulmalıdır. Kırgızlar için doğum, evlilik, ölüm gibi geçiş dönemleri önemlidir ve bu dönemlerde kullanılan her bir süs eşyasının, giyilen her bir kıyafetin toplum hayatı içerisinde farklı anlamları vardır. Kırgız kültüründe ritüelistik uygulamaların uygulayıcısı olan Kırgız kadını hem sözüyle (duası ve toyu ile) hem de giydiği kıyafeti, kullandığı süs eşyası ile de çevresine mesajlar vermeye devam etmiştir. Bu çalışmada kültürün önemli bir unsuru olan Kırgız kadın baş giyimi (beyaz başörtüsü, eleçek, şökülö), dış giyimi (beldemçi), süs ve süs eşyaları (saç örgüsü, küpe) birer gösterge olarak ele alınmış ve bu göstergeler ilk olarak Charles Sanders Peirce’in 3’lü gösterge ögeleri (gösteren, gösterilen, gösterge) ile açıklanmaya çalışılmış daha sonra ise Charles Sanders Peirce ekolünü devam ettirenlerden biri olan ve göstergelerin iletişim boyutunda düz anlam ve yan anlama sahip olduğunu belirten Roland Barhthes’ın anlayışı ile Kırgız kadınının geleneksel baş giyimi (beyaz cooluk “başörtüsü”, eleçek, şökülö), dış giyimi (beldemçi), süs (saç örgüsü) ve süs eşyalarından küpe çözümlenmeye çalışılmıştır.