MEMENİN GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖRÜ


Creative Commons License

Yeşilçimen M. A., Cömert S. B., Avdan Aslan A., Gültekin S.

43. Ulusal Radyoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 1 - 06 Kasım 2022, ss.666

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.666
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: Granüler hücreli tümör (myoblastom, GHT), ilk kez 1926 yılında Abrikossoff tarafından Schwann hücrelerinden
köken alan nadir bir tümör olarak tanımlanmıştır [1]. En sık oral kavitede olmak üzere tüm yumuşak dokularda izlenebilmektedir [2].
Genellikle benign ve soliter olmakla birlikte; <%2 olguda malign ve %5–10 ise multipl izlenebilir [3]. Maligniteyi öngören çeşitli klinik
(Tablo 1) ve histolojik (Tablo 2) parametreler tanımlanmıştır [4]. Meme kaynaklı GHT, tüm GHT’lerin 5% ile 8%’ini, tüm meme
tümörlerinin ise yaklaşık 0.1%’ini oluşturan ve nadir görülen bir lezyondur. Meme kaynaklı GHT’nin 30-50 yaş arası premenopozal
kadınlarda ve siyah ırkta görülme sıklığı artmıştır [5]. Genellikle ele gelen, ağrısız, sert ve mobil kitle şeklinde prezente olmakla birlikte;
nadir de olsa cilt ve pektoral kas invazyonuna bağlı sert fikse kitle veya cilt çekintisi gibi bulgulara yol açabilmektedir. Görüntüleme
bulguları değişkendir; bazı olgularda düzensiz şekilli, spiküle sınırlı kitle şeklinde bulgu vererek maligniteyi taklit edebilmektedir. US’de
en özgün bulgulardan biri anizotropik etkidir. Bu, tümörün internal fibriler yapısı nedeniyle US dalgalarının açısına bağlı olarak lezyonun
ekojenitesi ve posterior akustik özelliklerindeki heterojeniteyi ifade eder [3]. Tedavide kabul görmüş yaklaşım; negatif cerrahi sınır sağlanacak şekilde geniş lokal eksizyondur. Benign vakalarda sentinel lenf nodu biyopsisi ve adjuvan tedaviler önerilmemektedir. Rekürrens riski açısından klinik ve radyolojik takip önem taşımaktadır [2]. Bu raporda maligniteyi taklit eden bulgularla prezente olan granüler hücreli tümör olgusu görüntüleme bulguları ile sunulmuştur.
Olgu Sunumu: 37 yaşındaki kadın hasta 3 aydır ele gelen ağrısız kitle nedeniyle mamografi ünitesine başvurdu. Kişisel ve ailesel
öyküsünde özellik saptanmadı. Meme US incelemesinde palpasyon bulgusu lokalizasyonunda, 10x9 mm boyutlarında yuvarlak şekilli,
mikrolobüle kontürlü, renkli Doppler US’de avasküler, heterojen-hipoekoik solid kitle izlendi (Resim 1, Resim 2). Her iki aksillada şüpheli lenf nodu saptanmadı. BI-RADS 4A olarak değerlendirilen kitleye US eşliğinde kor biyopsi yapıldı. İmmunohistokimyasal incelemede
tümör hücrelerinde S-100 ile kuvvetli diffüz boyanma saptandı. Ki-67 proliferasyon indeksi %1 olan lezyon granüler hücreli tümör
olarak raporlandı. Literatürde malignite lehine tanımlanan klinik ve histolojik parametreler olgumuzda saptanmadı. Hastaya segmenter
mastektomi uygulanmış olup spesimende cerrahi sınırlarda tümör saptanmadı. Hastanın 6. aylık takip incelemesinde rezidü veya nüks
kitle bulgusu izlenmedi.
Tartışma ve Sonuç: Memenin granüler hücreli tümörü, nadir görülen ve çoğunlukla benign bir meme tümörü olup genellikle premenapozal kadınlarda görülmektedir. Bazı olgularda şüpheli radyolojik özellikleri nedeniyle meme kanserini taklit edebilmektedir. GHT’ün memedeki en sık yerleşim yerinin, sunulan olguda olduğu gibi, üstiç kadranlar olduğu bildirilmiş ve bunun supraklavikuler sinirin kutanöz dallarının seyrinden kaynaklandığı ileri sürülmüştür [3]. Gereksiz mastektomi, ve adjuvan tedavilerden kaçınılması amacıyla operasyon öncesi kor biyopsi ile doğru tanının konması büyük önem taşımaktadır. Negatif cerrahi sınırın sağlanması, tedavideki başarısı açısından önemlidir. Lokal nükslerin, eksizyondan ortalama 8 yıl sonra gerçekleştiği bildirilmiştir. Bu nedenle hastaların tedavi sonrası en az 10 yıl klinik ve radyolojik olarak takip edilmesi gerekmektedir [3].