L5 ve S1 Lumbosakral Monoradikülopatili Hastalarda Hoffman Refleksinin Değerlendirilmesi


Kara H., Balevi Batur E., Kahveci A., Karacif O., Özerbil Ö. M., Albayrak Gezer İ., ...Daha Fazla

29.Ulusal FTR Kongresi, Antalya, Türkiye, 2 - 06 Mart 2022, ss.206

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.206
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: H-refleksi, refleksoloji alanında en çok inceleme yapılan ve EMG laboratuarında en çok kullanılan reflekstir. H-refleksi rutinde alt ektremitede tibial sinirin uyarılmasıyla gastrokinemius-soleus kaslarından (tibial H-refleksi) elde edilir. Sıklık bakımından en çok radikülopati görülen kökler L5 ve S1 olması nedeniyle bazı durumlarda hangi kökün ağırlıklı etkilendiği tam olarak anlaşılamamaktadır. H-refleksinin kullanımı bu ayrımı yapmada faydalı olabilir. Hoffman, tek bir periferik sinir stimülasyonuyla farklı kaslardan elde edilen H-refleksini eşzamanlı olarak değerlendirilmesine izin veren bir yöntem geliştirmiştir. Bu yöntemle siyatik sinir uyarımıyla bacağın üç kasındaki (tibialis anterior(TA), peroneus longus(PL) ve soleus(S)) H-refleks ölçümü yapılabilmektedir. Böylece tek uyarıyla L5 ve S1 kökleri ayrı ayrı değerlendirilebilmektedir. Bu çalışmada H-refleksinin rutinden farklı bir metod kullanılarak ölçümüyle L5 ve S1 radikülopati ayrımındaki etkinliğini araştırmayı amaçladık.

Yöntem: Çalışmaya tek taraflı radiküler bel ağrısı nedeniyle polikliniğe başvuran ve MRG’de L5 veya S1 kök basısı olan 58(29 L5, 29 S1) hasta dahil edildi. Kontrol grubu olarak hastaların sağlam ekstremiteleri seçildi. Radikulopati tanısı, radiküler bel ağrısı olan, ağrı yayılımının L5 veya S1 dermatomal dağılım gösteren ve MRG'yle ağrılı dermatoma karşılık gelen kök basısı olan disk herniasyonunun varlığı olarak değerlendirildi. Muayene ve MRG'yle radikülopati tanısı konulan hastalara radikülopati protokolünde elektrodiagnostik çalışma yapıldı. EMG sonucuna göre hastalar L5 EMG negatif(-), L5 EMG pozitif(+), S1 EMG negatif(-), S1 EMG pozitif(+) grupta tekrar değerlendirildi. H-refleksi aynı anda TA,PL ve S kaslarından bilateral olarak 3 kanallı bir şekilde yüzeyel kayıt elektrodları kullanılarak değerlendirildi. Popliteal fossada siyatik sinir uyarıldı, eş zamanlı olarak TA, PL ve S kaslarından kayıt alındı. H-refleksi latanslarıı tüm gruplar arasında karşılaştırıldı.

Bulgular: Tüm gruplar arasında demografik özelliklerinin karşılaştırmasında farklılık izlenmedi (p>0.05). Etkilenen ekstremite ve sağlam karşılaştırmasında, L5 MRI+ EMG- grupta TA, PL ve S latanslarında anlamlı fark saptanmadı (p=0.863, 0.258, 0,908 sırasıyla). L5 MRI+ EMG+ grupta ise TA ve PL H-refleksi latansında anlamlı gecikme vardı (p=0.024, 0.038 sırasıyla). Soleus kasında ise latansta anlamlı gecikme saptanmadı. (p=0.569) Etkilenen ekstremite ve sağlam karşılaştırmasında, S1 MRI+ EMG- grupta TA, PL ve S latanslarında anlamlı fark saptanmadı (p=0.421, 0.678, 0,518 sırasıyla) . S1 MRI+ EMG+ grupta ise sadece soleus latansında anlamlı gecikme vardı (p=0.043).Etkilenen ekstremite ve sağlam karşılaştırmasında

L5 MRI+ radikülopati grubunda sadece PL latansında anlamlı gecikme saptandı (p=0.019). S1 MRI+ radikülopati grubunda ise sadece soleus latansında anlamlı gecikme saptandı (p=0.05).

Sonuç: Çalışmamızda L5 radikülopatisi olanlarda etkilenen ekstremitede L5 innervasyonlu kaslardan kayıt alındığında H-refleksinin latansının sağlam tarafa göre uzadığını, ancak S1 innervasyonlu olan soleus kasında latansın uzamadığını saptadık. Bu bulgular bu kayıt yönteminin L5 radikülopati için ayırıcı tanıda fayda sağlayabileceğini göstermektedir. Aynı şekilde çalışmamızda S1 radikülopati için de soleus kası kayıtlı H-refleksinin latansının uzaması, TA Ve PL'de ise değişiklik saptanmaması ayırıcı tanı için anlamlı bulgulardandı. Çalışmamızın avantajı radikülopati tanısı için rutinde yapılan ve S1 radikülopati tanısında yararlı olan soleus kası kayıtlama ile tibial H refleksinden farklı olarak aynı zamanda siyatik sinir uyarımı ile L5 ve S1 innervasyonlu kaslardan eş zamanlı olarak kayıtlama yaparak değerlendirmiş olmamızdır. Sonuç olarak; izole L5 veya S1 radikülopatili hastalarda siyatik sinir uyarımı ile eş zamanlı H-refleksi çalışmasının (peroneus longus, tibialis anterior ve soleus) L5 ve S1 kök tutulumunun tanı ve ayırıcı tanıda faydalı olabileceği saptanmıştır.