Sille Yerleşiminde "Geleneksele Öykünen Bir Konut" Üzerinden Göstergelerin Değerlendirilmesi


Creative Commons License

Zenter Ö., Akdaş M., Özen Yavuz A., Başkan B., Bostancı S. D.

İdealkent, cilt.12, sa.33, ss.827-851, 2021 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 12 Sayı: 33
  • Basım Tarihi: 2021
  • Doi Numarası: 10.31198/idealkent.840087
  • Dergi Adı: İdealkent
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.827-851
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Mimarlık, toplumların yaşam biçimi ve kültürleri arasındaki iletişimi sağlayan bir dil olarak kabul edilmektedir. Özellikle sahip oldukları geleneksel mimari yapılarının geleceğe taşınması konusunda hassas olunması gereken yerleşim yerleri olan tarihi kentlerde, biçimsel ve anlamsal birlikteliği yansıtan tasarım dilinin çözümlenebilmesi ve bu sayede ortaya çıkan biçimsel kodların analiz edilmesi önem taşımaktadır. Bu kentlerde, yeni tasarımların/var olan yapıların tarihi referanslardan ve kodlardan yararlanılarak yani geleneksel olana öykünülerek inşa edilmesi/yenilenmesi, geleneksel konut mimarisine ait özelliklerin çağdaş dönemdeki yansımalarını göstermesi, kentin mimari üslubunun ve geleneksel kimliğinin sürdürülebilmesi bakımından önem taşımaktadır. Geleneksel mimarideki anlayışın birebir aynısının yapılması, “geleneksele öykünme” olmayacak ve anlam çelişkisine yol açacaktır. Bu nedenle “geleneksele öykünme” sınırının korunması, konutun bağlamla kurduğu aidiyet ilişkisini güçlendirecektir. Çalışmanın amacı, tarihi bir çevrenin biçimsel kurgusunu tanımlayan tasarım dilindeki değişimin, göstergeler üzerinden çözümlenmesidir. Bu amaçla, Konya ili Sille ilçesinde yerleşim diline ait göstergelerin, bir yapı özelinde değerlendirilmesi yapılmıştır. Sonuç olarak, yapılan analizler doğrultusunda, Sille yerleşimine eklemlenen bu yapının, cephe bileşenleri bakımından bir Sille evi gibi davrandığı yani “geleneksele öykündüğü”; ancak kültürel ve yerel özelliğin sürdürülmesine katkı sağlayamadığı, hatta yaşam şartının, Sille’nin gündelik yaşam pratiklerinden çok daha farklı olduğu, iç mekan kurgusu bakımından “geleneksele öykünemediği” görülmüştür.