Prof. Dr. Refik Turan’a Armağan, Hayta,Necdet, Editör, Berikan Yayınevi, Ankara, ss.3-18, 2022
Süleyman Nazif (1869-1927), Mütareke Döneminde 9 Şubat 1919’da, kendi çıkardığı Hâdisât
gazetesinde yazdığı “Kara Bir Gün” adlı yazısı1, 23 Ocak 1920’de Darülfünun’daki Pierre Loti günü
hitabesi, eserleri, düşündürücü nükteleriyle3, şarkı sözleriyle4 kültürümüzün mümtaz şahsiyetlerinden
biridir.
Diyarbakır’da iken buradaki Hristiyan eğitim kurumları üzerine Sadrazama yazdığı 2 Temmuz
1892 tarihli layiha, vatanperverlik yolunda gelecekte yapacaklarının bir öncüsü niteliğindedir5.
1894’te ikamete mecbur edildiği Bursa’da Hüdavendigar Vilâyet Mektupçusu iken Sultan II.
Abdülhamid’e telgraf çekerek, tutuklanan Mülkiye öğrencilerinin affedilmesine vesile oldu6.
1898’de on yıl boyunca yakın dostu Mehmet Ali Aynî ile mektuplaşmaları otuzlu yaşlardaki Nazif’in
düşüncelerine birer kanıt niteliğindedir7. Trabzon Valisi iken boykot hareketi üzerine hükümete
yazdığı 4 Kasım 1911 tarihli raporu8, Bağdat Valisi iken 15 Ocak 1915 tarihli Hafız İsmail Hakkı
Paşa’ya çektiği telgraf metni, nasıl bir devlet adamı ile karşı karşıya olduğumuzu ispat niteliğindedir9.
Birinci Dünya Savaşı sırasında İttihat ve Terakki’nin ileri gelenlerinden ve İaşe Nazırı Kara
Kemal’e yazdığı mektup, etkin vatandaş kimliğine de sahip olduğunu göstermektedir10. 2 Aralık
1918’de Erzurumlu Raif Hoca ile birlikte Vilâyât-ı Şarkiye Müdâfaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin
kurucuları arasında yer aldı