1980 SONRASI SAĞLIK POLİTİKALARINDA NEOLİBERAL FİİL ÇEKİMLERİ: PİYASALAŞMA VE DESANTRALİZASYON


Tuzun H.

Toplum ve Hekim, cilt.39, sa.2, ss.110-122, 2024 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Derleme
  • Cilt numarası: 39 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2024
  • Dergi Adı: Toplum ve Hekim
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.110-122
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

1970’li yıllardan itibaren egemen paradigma haline dönüşen küreselleşme ve neoliberalizmin Türkiye’deki yansımaları 1980’li yıllarda görülmeye başlamıştır. Bu gelişmelerin sağlık alanındaki sonuçları sağlık reformları olmuştur. 1990’lı yıllarda tasarımlanan reformlar 2000’li yıllarda dünya bankasının finansal ve teknik destek ve yönlendirmeleriyle “Sağlıkta Dönüşüm Programı” çerçevesi içinde uygulanmaya başlamıştır. Reformlar sağlık finansmanının tek çatı altında toplanması ile finansman sağlayan ve hizmet sunan kuruluşların ayrıştırılması perspektifi üzerinde yola çıkmıştır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde aile hekimliği uygulama modeline geçilmiştir. Hastanelerin ise özerk işletmeler olarak işlev gören yapılara dönüştürülmesi hedeflenmişitr. Sağlığın finansmanında, sosyal güvenlik ağırlıklı olmakla birlikte, özel sağlık sigortalarının ve cepten sağlık harcamalarının artma eğiliminde olduğu bir yapı ortaya çıkmıştır. Reform sonrasında hizmet sunumu bakımından ise, birinci basamakta aile hekimliği birimleri; ikinci ve üçünü basamakta, tıbbi hizmetler de dahil olmak üzere, hizmetleri giderek artan oranda yüklenici şirketlerle yürüten kamu hastaneleri; bunlarla birlikte sosyal güvenlik sistemi tarafından finanse edilen özel hastaneler, fiilen kamu sağlık hizmet sunumunun taşeron üniteleri olarak fonksiyon görmektedirler. Sağlık reform süreci çok sayıda düzenleme içermekle birlikte, düzenlemelerin tümünün sağlık hizmet sunumu alanın piyasalaşması ve desantralizasyonu hedefine yönelik olduğu görülmektedir.
Globalization and neoliberalism, which have become the dominant paradigm since the 1970s, started to be reflected in Turkey in the 1980s. The results of these developments in the field of health have been health reforms. The reforms designed in the 1990s started to be implemented in the 2000s within the framework of the “Health Transition Program” with the financial and technical support and guidance of the World Bank.The reforms started from the perspective of unifying health financing under a single roof and separating financing and service delivery organizations. Family medicine was introduced in primary health care services. Hospitals, on the other hand, were targeted to be transformed into structures that function as autonomous organizations. Although social security is predominant in health financing, private health insurance and out-of-pocket health expenditures are on the rise. In terms of service delivery after the reform, family medicine units in primary care; public hospitals in secondary and tertiary care, which increasingly outsource services, including medical services, to contractors; and private hospitals financed by the social security system, function de facto as subcontracting units of public health service delivery. While the health reform process includes a large number of regulations, all of them seem to be aimed at the capitalization and decentralization of health service delivery.