SAĞLIK ÇALIŞANLARININ GÜVENLIĞI, Prof. Dr. Haydar SUR,Doç. Dr. Tunçay PALTEKİ,Dr. Öğr. Üyesi Gülay YAZICI, Editör, Nobel Tıp Kitapevi, Ankara, ss.137-159, 2022
Yaşamın her anı değişik mekânlarda ve pozisyonlarda riskler taşır. İnsan hayatta kalabilmek için
bunları öğrenir ve başkalarına aktarır. Böylece kuşaklardan kuşaklara riski yönetmenin çeşit-
li yollarına ilişkin birikim oluşmaktadır. Aynı durum çok özellikli bir hizmet türü olan sağlık
hizmetlerinde ve bunun verildiği sağlık hizmeti tesislerinde de yaşanmaktadır. Ancak taşıdığı
risklerin türü ve boyutu düşünüldüğünde sağlık hizmetlerinde hem çalışanların hem de hizmet
verdiğimiz kişilerin bu risklerden korunması konusunun en öncelikli sorumluluğumuz olduğu
görülmektedir. Bu sorumluluğa yönelik özenimizin ve çalışmalarımızın ne kadar yeterli olduğu
konusunu ilgililerimizin takdirine bırakıyoruz. En azından bugün bildiklerimizin ve yapabildik-
lerimizin ilgili profesyonellere ve öğrencilere, gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğinden yola
çıkarak ders kitabı olarak okutulması da mümkün bir kitap hazırlığına giriştik.
Çalışan güvenliği uygulamaları arasında başta konuya yönelik standartların ve prosedürlerin
hazırlanması ve kurallarının konulması gelir. Çalışanlara yönelik sağlık taramalarının yapılması,
çalışanların kişisel koruyucu önlemleri almasının sağlanması onlara yönelik fiziksel saldırıların
önlenmesi gibi birçok çabayı gösterirken işin tekniklerine tam hâkim olmak gerekiyor.
Sağlık çalışanları iş yaşamında biyolojik, kimyasal, ergonomik, fiziksel, ruhsal ve sosyal birçok
tehlikelere maruz kalır. Alerjen maddeler, laboratuvarda asitler, bazlar, lateks, cıva vb. kimyasal
maddeler bize büyük tehlike demektir. Gün ve/veya gece boyu hep kapalı, yapay aydınlatma ve
havalandırma ile bazı durumlarda sürekli ses üreten cihaz ve işlemlerle çalışmanın ne kadar yo-
rucu ve yıpratıcı olduğu ancak başa gelince anlaşılabilir. Sağlık hizmeti süreçlerinde radyoaktif
maddelerle çalışılan kısımlar da vardır. Kanserojen mutojen maddeler, dışarda kolay bulamaya-
cağınız birçok mikrobiyolojik ajanlar, yaralanma riski oluşturan işlemler etrafta kol gezmektedir.
Bazen de bunun üstüne psikososyal sağlığı bozulmuş kişilerin sürekli psikolojik hatta fiziksel
saldırıları eklenmektedir.
Sağlık hizmeti ortamı nihayetinde sağlık çalışanlarının “özsağlığını” yok eden bir mekaniz-
maya dönüşebilir. Bunun önüne geçilmesi mümkündür ve işin teknik, idari, bilinçli davranış
boyutlarına eğilmek gerekir. Başta çalışılan yerlerin mimari özelliklerinin çalışanların sağlığını
bozacak değil de koruyacak nitelikte olması sağlanmalıdır. Kişisel koruyucular ve ortamın düze-
ninin sağlığa risklerinin mümkünse yok edilmesi, değilse olabilecek en sıkı şekilde yönetilmesi
bir zorunluluktur. Bugün iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarıyla, kalite yönetimi süreçleriyle sağlık
kuruluşlarının bütün bu potansiyelinin zararsızlaştırılması sağlanabilir.
Sağlık kuruluşlarının riskinin yönetilmesi aslında hem hasta güvenliğinin hem de çalışan gü-
venliğinin sağlanması anlamına gelmektedir. Ama konunun birçok bilim ve uygulama alanını
içine alması, tekniklerin ve yaklaşımların çok değişik yönlerinin olması genellikle konuyu araş-
tırma ve bilgiyi aktarma açısından kolaylık sağlasın diye hasta güvenliği ve sağlık çalışanlarının
ÖNSÖZ
iii
iv Önsöz
güvenliği başlıklarını ayrı ele almak sıklıkla tercih edilmektedir. Biz de başlangıcında bu çalışma-
larımızı sanki aynı konunun iki ayrı cildi gibi tasarladık. İlk kısımda hasta güvenliğini ele aldık ve
bu çalışmayı 2019 yılında kitap halinde sunduk. Elinizdeki bu kitap konunun sağlık çalışanlarını
ilgilendiren boyutuyla sanki ikinci kitap gibi düşünüldü. Otuzu aşkın uzmanın kendi konusunda
kitaba katkıları oldu.
Kitabın yazılıp baskısının yapıldığı dönemin de özel bir durumu vardır. Üç yılı aşkındır de-
vam eden koronavirüs pandemisi sağlık çalışanlarının güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu
bir kez daha ortaya koymuş oldu. Ülkemizin Sağlık Bakanlığı tarafından 2021 yılının “Ulusla-
rarası Sağlık Çalışanları Yılı” ilan edilmesine yönelik teklifi 73. Dünya Sağlık Asamblesi Genel
Kurulunda tüm üye ülkeler tarafından desteklenerek Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edil-
miştir. Böylece kitabımız Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı’nın bir meyvesi olarak ortaya çıkmış
ve ayrı bir özellik kazanmıştır.
Bu eserin ortaya çıkması aşamasında bilgisini paylaşmayı kabul edip yazma emeğini esirge-
meyen bölüm yazarlarımıza ve kitabımızı ticari beklenti taşımadan basmayı ve dağıtımını yap-
mayı kabul eden Nobel Tıp Kitabevi’nin değerli yöneticilerine teşekkür ederiz. Kendilerinden her
geçen gün daha fazla şey talep edilen, bazen görevleri ve sorumlulukları arasında kendilerinin de
birer insan olduğu unutulan sağlık çalışanlarına bir katkımız olmasını umuyoruz.