3. Uluslararası Anadolu Multidisipliner Bilimsel Araştırmalar Kongresi, Kayseri, Türkiye, 27 - 29 Aralık 2022, cilt.1, sa.3, ss.262-272
Bu çalışmada, 1206-1897 yılları arasında Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yapılmış Samsun’da 8 adet ve Amasya’da 7 adet olmak üzere toplam 15 adet camiye ait ana giriş kapısının malzeme, boyut, süsleme ve yapım tekniği özellikleri, geliştirilen bir envanter formuna işlenmiş ve fotoğraflarla belgeleme çalışması yapılmıştır. Samsun’da bulunan camilerin, ahşap çantı tekniği ile yığma sistemde inşa edilen ahşap camiler olduğu, Amasya’daki camilerin ise kırma ve kesme taşlarla oluşturulan sistemde inşa edildiği belirlenmiştir. Ahşap camilerde kapıların açılıp kapanması, ahşap kasalara menteşeler vasıtası ile sağlanırken, taş yapılarda ise duvarlara tutturulan metal bir aparat ile kapıların monte edildiği ve çalışma sisteminin sağlandığı görülmüştür. İnceleme kapsamına alınan 15 kapının 12’si simetrik çift kanatlı, 1’i asimetrik çift kanatlı, 2 kapı ise tek kanatlıdır. Çift kanatlı kapılardan 3’ünün düz, 8’inin 3 panolu ve 2 kapının da 4’ten çok panolu olduğu, tek kanatlı kapıların ise tamamının 3 panolu olduğu tespit edilmiştir. Amasya’da bulunan Bayezid Paşa Camii, Sultan II. Bayezid Camii ve Sofular Camii kapılarının, Samsun’da bulunan Ordu köy Camii, Porsuk köy Camii, Kuşhane köy Camii ve Ustacalı köy Camii kapılarının özgün olarak günümüze kadar muhafaza edildiği, diğer kapıların ise değiştirilmiş olduğu belirlenmiştir. Özgün kapıların ceviz, kestane, karaağaç ve kayın türü ağaç malzemeden yapılmış olup, değiştirilen kapıların tamamına yakını çam türü ağaç malzeme kullanılmıştır. Sonuç olarak, araştırma kapsamına alınan kapıların %47’sinin özgün haliyle günümüze ulaştığı, %53’ünün ise günümüz üretim teknolojisi ile üretildiği; Kapıların % 13’ünün tek kanatlı, %87’sinin ise çift kanatlı olduğu, motif özellikleri bakımından genellikle düz çizgilerin olduğu, nadiren Kündekâri ve oyma tekniklerinin kullanıldığı görülmüştür. Günümüze kadar özgün haliyle ulaşan eserlerin belgelendirme çalışmalarının yapılması ve önemli birer kültür varlığı olarak gelecek nesillere aktarılması için konservasyon ve/veya restorasyon çalışmalarının uzman ekiplerce yapılması önem arz etmektedir.