Akademik Veri Yönetim Sistemi
XXVI. Prof. Dr. A. Lütfü Tat Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 15 - 19 Kasım 2023, ss.181-182, (Tam Metin Bildiri)
Eritrodermik psoriasis(EP) vücut yüzey alanının %90’dan fazlasında eritem ve skuamların olduğu psoriasis varyantı olup tedavisinde psoriasis tedavi seçenekleri içinde etkisi hızlı başlayan ajanlar tercih edilmektedir. Biyolojik ilaç spektrumunda ilk tercih edilecek ajanlar bu nedenle interlökin(İL)-17 inhibitörleridir. Bu vaka sunumunda psoriasis vulgaris için İL-17 inhibitörüyle tedavi edilmekteyken sekonder yanıtsızlık gelişen ve EP için risankizumab kullandığımız hastayı sunarak İL-23 inhibitörlerinin akut EP durumlarında da etkili olabileceğini vurgulamak istiyoruz. Olgu: 64 yaşında kadın hasta vücutta eritemli skuamlı plaklar nedeniyle başvurdu. Daha önce topikal tedaviler ve metotreksat tedavileri kullanmış. Hastanın polikliniğimize başvurusunda kollarında, bacaklarında, gövdesinde yaygın eritemli skuamlı plakları mevcuttu. Psoriasis alan ve şiddet indeksi (PAŞİ) 12 olarak hesaplandı ve iksekizumab tedavisi başlandı. Hasta iksekizumab alırken şikayetleri ilk ay azalma gösterdi fakat 5.dozdan sonra yeniden döküntülerinde artış görüldü. İksekizumab tedavisinin 10.haftasında 6.doz ilacı aldıktan sonra vücudunda yaygın eritemli plaklar şeklinde döküntüler oluştu ve eritrodermik psoriasis olarak değerlendirildi. Hastaneye yatışı yapılarak iksekizumab kesildi ve risankizumab tedavisi başlandı. Hastanın ilk doz sonrası şikayetleri azalma gösterdi ve 3.doz sonrası hasta PAŞİ90 skoruna ulaştı. Sonuç: EP'nin yönetimi zordur ve standardize edilememiştir. Teorik olarak, psoriasis vakalarında İL-17'nin diğer sitokinlerle etkileşiminin rolü iyi bilinmektedir ve bu EP tedavisinde anti-İL17 kullanımının etkinliğini açıklayabilir. Yapılan çalışmalarda biyolojik tedaviler içinde plak psoriasiste en etkin ve hızlı cevap İL-17 inhibitörleri özellikle de iksekizumab ve brodalumabta görülmektedir. Benzer şekilde risankizumabta da yine hızlı etki görülebilmektedir. Bu yüzden eritrodermik psoriasiste genel yaklaşım ilk sırada iksekizumab ve diğer İL-17 inhibitörü ilaçların tercih edilmesi yönündedir. Fakat kısıtlı da olsa vaka raporlarında İL-23 ile tedavi edilen EP olguları bildirilmiştir. Bizim vakamızda da iksekizumabla tedavi edilen psöriasis hastasında sekonder yanıtsızlık ve sonrasında hastada eritrodermi gelişmiş ve hastaya risankizumab başlanmasıyla birlikte hızlı ve etkin bir şekilde tedavi edilmiştir. Vaka raporumuz risankizumabın EP'de etkili, hızlı, güvenli bir tedavi olduğunu göstermektedir. EP'de biyolojik ilaçların gerçek etkinliğini göstermek için kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.