Tasarım + Kuram, cilt.17, sa.33, ss.243-259, 2021 (Hakemli Dergi)
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle “sürdürülebilirlik” kavramının değiştiği ve mimarlığının yeni bir uluslararası dil olarak yaygınlaştığı görülmektedir. Bu durum, sürdürülebilirliğin amaçlarının yeniden hatırlatılarak yöntem ve etkilerinin sorgulanması gerektiğini düşündürtmektedir. Mimarlığın yerel sınırlarının gözetilerek yeni olanaklarla bütünleştirilme yöntemlerinin araştırılması hem günümüzde yaygınlaşan “sürdürülebilir mimarlık” algısını zenginleştirecek hem de konunun tarihsel okuma zincirini değiştirecektir.
Bu konunun önemli örneği, 1930’larda emperyal bir söylem olarak ortaya çıkan ve sömürge mimarlığı olarak nitelenen tropikal bölgelerdeki mimarlık uygulamalarıdır. Uluslararası Modern Mimarlığın yükseliş dönemi olmasına rağmen, bu bölgelerde iklime duyarlı, enerji ve kaynakların korunması fikri ile yerele saygılı modern, melez bir anlayış yaratılmıştır. Bu çalışma, Tropikal mimarlığı yerelleştirilmiş bir modernizm olarak görmenin ötesinde sürdürülebilir mimarlığın öncülü olarak okunmasının gerekliliğini ortaya sermekte ve kanonik tarih anlatıcılığında neden bu şekilde yer almadığını tartışmaktadır.
Çalışma aynı zamanda, yeni modern yerellerin üretimi için Tropikal Modernizmi arkaik örnek olarak göstererek sürdürülebilir mimarlık çalışmalarındaki mevcut uluslararası dili sorgulamaya davet etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Tropikal Mimarlık, Modernizm, Sürdürülebilir Mimarlık
With the development of today’s technology, it is seen that the concept of “sustainability” has changed and sustainable architecture has become widespread as a new international language. This makes us to question the methods and effects of sustainabity by re-reminding the aims of sustainability. Researching new possibilities to combine with new methods while bearing in mind the local limits of architecture, will both enrich the perception of “sustainable architecture” which has become widespread today and change the historical understanding of the society relating to the subject.
An important example of this subject is the architectural practices in the tropical regions, which emerged as an imperial expression in the 1930s and described as colonial architecture. Despite the rise of International Modern Architecture, a modern, hybrid approach that is sensitive to the climate and respectful to the local with the idea of conserving energy and resources has been created in these regions.
This study reveals the necessity of reading Tropical architecture as a precursor to sustainable architecture, beyond viewing it as a localized modernism, and discusses why it is not included in canonical history narration. The study also invites to question the existing international language of sustainable architecture studies by citing Tropical Modernism as an archaic example for the production of new modern locales.
Keywords: Tropical Architecture, Modernism, Sustainable Architecture