in: Uyku Bozuklukları Tanı ve Tedavi Kitabı , Murat Demet, Editor, türkiye psikiyatri derneği yayınları, Ankara, pp.110-122, 2016
Uykusuzluk
toplumda sık görülen bir sorundur. Araştırmaların büyük kısmında erişkin
nüfusun yaklaşık beşte birinde uykusuzluk yakınması saptanmıştır. Uykusuzluk yakınmaları kadınlarda erkeklerden
yaklaşık iki kat daha fazla görülmektedir. Uykusuzluk için tedaviye
başvuran hastalar sağlıklılarla kıyaslandıklarında daha fazla kaygı ve
depresyon belirtileri yaşamaktadırlar. Uykusuzluk sorununun özellikle
kronikleşmiş olgularda çözümü için bilişsel davranışçı terapi (BDT), ilaç
tedavileri kadar ve uzun dönemde daha etkili bir tedavi yöntemi olarak kabul
görmektedir. Bir bozukluk olarak kabul edilebilmesi için uykusuzluk sorununun
en az üç ay devam etmesi, sosyal ve mesleki işlevselliği olumsuz etkilemesi
gereklidir. İnsomni için geliştirilmiş olan BDT’nin (BDT-İ) kronik insomni
olgularında ilk sırada ve etkili bir terapi modeli olduğunu destekleyen birçok
araştırma yayımlanmıştır. Giderek artan kanıtlar BDT’nin insomninin tedavisinde
uzun dönemde etkili bir biçimde iyileşme sağladığını desteklemektedir. Son
yıllardaki çalışmalarda yargısız farkındalık temelinde geliştirilen stres
azaltma ve bilişsel terapi yaklaşımlarının insomni belirtileri üzerine etkili
olduğu bulunmuştur. BDT’nin internet ortamında ve bilgisayar yardımı ile etkili
biçimde yapılabileceğine dair alandaki yeni çalışmalar da umut vermektedir.