10TH INTERNATIONAL NEW YORK ACADEMIC RESEARCH CONGRESS ON SOCIAL, HUMANITIES, ADMINISTRATIVE, AND EDUCATIONAL SCIENCES, New York, Amerika Birleşik Devletleri, 11 Temmuz 2024, ss.321-323, (Özet Bildiri)
Sosyal medya bağımlılığı (SMB) günümüzde özellikle gençler
için önemli sorunlardan
biridir. Fonksiyonel olmayan tutum (FOT) ve olumsuz otomatik
düşünceler (OOD) de bireyin
yaşam kalitesini düşüren çarpıtılmış bilişlerdir. FOT ve
OOD’nin depresyon, anksiyete ve
diğer bağımlılık türleriyle ilişkisini araştıran çalışmalar
oldukça fazladır. Bununla birlikte
FOT ve OOD’nin SMB ile ilişkisi ve SMB’yi yordama derecesini
araştıran çalışmalara
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırmada, lise öğrencilerinin
FOT, OOD ve SMB düzeyleri
arasındaki ilişki; FOT ve OOD’nin, SMB düzeylerini yordama
gücü araştırılmıştır. Ayrıca,
lise öğrencilerinin FOT, OOD ve SMB düzeylerinin, demografik
değişkenler bakımından
farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Nicel araştırma
tekniği kullanılmıştır. Katılımcılar,
uygun örneklem yöntemiyle belirlenmiştir; 1547 lise
öğrencisinden oluşmaktadır.
Katılımcılara demografik bilgi formu, Fonksiyonel Olmayan
Tutumlar Ölçeği Kısa Form
(FOTÖ-R), Otomatik Düşünceler Ölçeği (ODÖ) ve Sosyal Medya
Bağımlılığı Ölçeği
(ESMBÖ) uygulanmıştır. İstatistiksel hesaplamalarda,
korelasyon analizi, bağımsız
Yapılan araştırma sonuçlarına göre FOTÖ-R, ODÖ ve ESMBÖ
puanları arasında, pozitif
yönde, orta düzeyde, anlamlı ilişki tespit edilmiştir.
FOTÖ-R ve ODÖ’nün birlikte,
ESMBÖ’yü %20 oranında yordadığı belirlenmiştir. FOTÖ-R’nin,
cinsiyet, yaş, gelir düzeyi
ve akademik başarıya göre farklılaşmadığı, günlük ortalama
sosyal medyada geçirilen süreye
göre farklılaştığı; ODÖ’nün, yaşa göre farklılaşmadığı,
cinsiyet, gelir düzeyi, akademik başarı
ve günlük ortalama sosyal medyada geçirilen süreye göre
farklılaştığı; ESMBÖ’nün, gelir
düzeyi ve akademik başarılarına göre farklılaşmadığı,
cinsiyet, yaş, günlük ortalama sosyal
medyada geçirilen süreye göre farklılaştığı belirlenmiştir.
Bu araştırmayla elde edilen
verilerin, sosyal medya bağımlılığını önleyici çalışmalara
ışık tutacağı düşünülmektedir.
Social media addiction (SMA) is a significant problem, particularly among young people
today. Dysfunctional attitudes (DA) and negative automatic thoughts (NAT) are distorted
cognitions that reduce an individual's quality of life. Numerous studies have examined the
relationship between DA and NAT with depression, anxiety, and other types of addiction.
However, there is a need for studies investigating the relationship between DA and NAT with
SMA and the extent to which they predict SMA. This study examines the relationship
between high school students' levels of DA, NAT, and SMA, and the predictive power of DA
and NAT on SMA levels. Additionally, the study investigates whether the levels of DA, NAT,
and SMA among high school students differ in terms of demographic variables. A
quantitative research technique was used. The participants were determined by a convenience
sampling method and consisted of 1547 high school students. Participants were administered
a demographic information form, the Dysfunctional Attitudes Scale-Short Form (DAS-R), the
Automatic Thoughts Scale (ATQ), and the Social Media Addiction Scale (SMAS). Statistical
calculations included correlation analysis, independent samples t-test, one-way analysis of
variance (ANOVA), and regression analysis. The results of the study found a significant,
moderate positive relationship between the scores of DAS-R, ATQ, and SMAS. It was
determined that DAS-R and ATQ together predicted 20% of SMAS. DAS-R did not differ
according to gender, age, income level, and academic achievement, but it did differ according
to the average daily time spent on social media. ATQ did not differ according to age, but it
did differ according to gender, income level, academic achievement, and average daily time
spent on social media. SMAS did not differ according to income level and academic
achievement, but it did differ according to gender, age, and average daily time spent on social
media. The data obtained from this study are expected to shed light on efforts to prevent
social media addiction.