in: The International Journal of Psychoanalysis Turkish Annual, Melis Tanık Sivri, Editor, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, pp.179-196, 2020
Hayatının üçüncü gününde Oidipus ayak bilekleri delinerek ölüme terk edildiği vahşi ölümcül bir saldırıya uğramıştı. Çocukları olmayan Korinthos Kralı ve Kraliçesi tarafından yalnızca kurtarılmakla kalmamış, aslında onların oğlu olarak da büyütülmüştü. Hipotezim, ağır bir travmanın normal çocukluk dönemi yanılsamasının ardında saklanan ciddi bir fiziksel ve ruhsal iz bıraktığı şeklindedir. Oidipus'un ayak bileklerindeki sakatlığın nedeni de dahil olmak üzere geçmişi, Sofokles’in tiyatro eseri boyunca açığa çıkana kadar belirsiz kalmıştır. Hakikatle yüzleşmek, Oidipus’u sadece cinayet ve ensest değil aynı zamanda ağır biçimde travmaya uğradığı gerçeğinden de korumaya hizmet eden bir yanılsamanın ifşasını içerir. İdeal aile düşlemi sıklıkla travmaya karşı bir savunma olarak hizmet edebilir ve bu nedenle idealleştirmeden vazgeçmeyi içeren hakikatle yüzleşmek, daha ağır bir travma olarak deneyimlenebilir. Bu yazıda, özellikle erken dönem travma mağdurlarındaki suçluluk duygusunun önemine dikkat çekeceğim. Ağır travma, suçluluk duygusunun kabullenilmesini engelleyebilir ve bunun sonucunda affetme ve onarımı içeren iyicil döngünün gelişimini önleyebilir.