Klimik 30. Yıl Kurultayı 2016, Antalya, Türkiye, 9 - 12 Mart 2016, ss.410-411
GİRİŞ VE AMAÇ: Trichosporon spp. doğada yaygın
olarak bulunan, insanlarda deri, gastrointestinal
sistem ve üst solunum yollarının mikroflorasına
yerleşebilen maya türleridir. Son yıllarda özellikle
bağışıklığı baskılanmış kişilerde invaziv enfeksiyonlara
yol açması nedeniyle önem kazanmıştır. Çalışmanın
amacı idrar ve kan kültürlerinde Trichosporon spp.
üremesi olan hastalardaki risk faktörleri, tedavi
seçenekleri ve mortalitenin değerlendirilmesidir.YÖNTEM: Kasım 2014 – Aralık 2015 tarihleri arasında
hastanemiz yoğun bakım ve yataklı servislerinde
izlenen hastalardan idrar ve kan kültürlerinde
Trichosporon spp. üremesi olanlar, laboratuvar
kayıtları incelenerek tespit edildi. Hasta bilgilerine
hastane veri tabanından ulaşıldı.
BULGULAR: Çalışmaya alınan 33 hastanın 9’u (%27,2)
kadın, 24’ü (%72.8) erkekti. Hastaların ortalama yaşı
66,7 olarak hesaplandı. Hastaların 11’i (%33.3) yoğun
bakım ünitelerinde, 9’u (%27,2) hematoloji – onkoloji
servisinde, 14’ü (%42,4) diğer servislerde tedavi gören
hastalardı. 31 hastanın idrar kültüründe, 2 hastanın
kan kültüründe Trichosporon spp. üremesi saptandı.
33 izolatın 28’i (%84,8) flukonazol, vorikonazol,
itrakonazol ve amfoterisin B’nin tümüne duyarlıyken,
5’inde (%15,1) en az 1 azol direnci saptandı. Hiçbir
izolatta amfoterisin B direnci görülmedi. Hastaların
altta yatan hastalıkları incelendiğinde 14’ünde
(%42,4) diyabetes mellitus, 8’inde (%24,2) kronik
böbrek yetmezliği, 2’sinde (%6,0) hematolojik
malignite, 13’ünde (%39,3) solid malignite saptandı.
31 (%93,9) hastada üriner kateter, 15 (%45,4) hastada
santral venöz kateter mevcuttu. Son 14 gün içinde
hastaların 13’ünde (%39,3) steroid, 30’unda (%90,9)
geniş spektrumlu antibiyotik, 13’ünde (%39,3) de
antifungal ilaç kulanımı mevcuttu. Bunların 6’sında
azol, 7’sinde ekinokandin kullanımı saptandı.
İdrar kültüründe üreme olan 31 hastanın 8’inde
kolonizasyon düşünülmesi nedeniyle hastaların
üriner kateterleri çıkarılmış fakat hastalara antifungal
tedavi verilmemişti. Kültür sonuçları çıkmadan 3 hasta
exitus olması, 2 hasta da taburcu olması nedeniyle
tedavi almamıştı. Geri kalan 18 hastaya antifungal
tedavi verilmişti. 17 hasta flukonazol tedavisi almış,
2 hastada tedavi yanıtsızlığı nedeniyle amfoterisin
B’ye geçilmişti. 1 hastaya başlangıçta amfoterisin B
başlanmıştı. Kan kültüründe üreme olan 2 hastadan
birinin santral venöz kateteri çekilerek antifungal
tedavi verilmemiş, diğerine amfoterisin B verilmişti.
Tedavi verilen toplam 19 hastanın 2’si tedavi
sırasında, 8’i de tedaviden sonraki dönemde exitus
olmuştu.
SONUÇ: Trichosporon spp. özellikle hastanede
yatmakta olan hastalardan giderek artan sıklıkta
izole edilen bir patojen olarak dikkat çekmektedir.
Kolonizasyon ve enfeksiyon ayrımını yapmada
sorunlar olmakla birlikte üriner kateter değişimini
takiben üremenin devam ettiği ve genel durum
bozukluğu olan olgularda antifungal tedavi verilebilir.
Bu enfeksiyonların yakından takibi önemlidir.