Üsküp Şehir Merkezinin Heterotopik Morfolojisinde İdeolojik Dönüşümlerin İzleri


Creative Commons License

Demirel A. E.

Türkiye Kentsel Morfoloji Ağı, IV. Kentsel Morfoloji Sempozyumu, "Morfolojinin Evrimi: Geçmişten Geleceğe, Teoriden Pratiğe, Konya, Türkiye, 31 Mayıs - 02 Haziran 2023, ss.538-547

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Konya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.538-547
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kentler zamanla kendi doğal süreçlerinde gelişebildikleri gibi, dış etkenlerin yönlendirmeleri de olabilmektedir. Özellikle ideolojik yaklaşımların yönlendirmesi, kent formunda varolan düzenin görmezden gelinerek yeni bir yapılaşmanın başlamasına ve sonuç olarak birbiri ile kopuk kent fragmanlarının oluşmasına sebep olabilir. Heterotopik düzen olarak da adlandırılabilecek bu durumda kent dokusu gittikçe farklılaşıp ayrışırken, kentlinin deneyimini de kısıtlayan, mekanlar arası eşik ve geçiş alanlarının oluşmasına izin vermeyen, karmaşık bir mekansal ağ oluşmaktadır. Bu çalışma kapsamında da farklı ideolojilerin kentin morfolojik gelişimine yapabileceği olası etkileri tartışmak amacıyla Üsküp şehir merkezinin özellikle 1963 yılında yaşanan deprem sonrasındaki morfolojik gelişimi analiz edilmiştir. Yirminci yüzyılın başında modernist ideal ile genişlemeye başlayan ve bu süreçte altı farklı yönetimin elinde bulunan şehrin morfolojik gelişiminde kırılma noktası olan deprem sonrası, Vardar Nehri güneyindeki yapıların büyük çoğunluğu yıkılmıştır. Kenzo Tange önderliğinde uluslarası işbirliğine dayanan yeniden inşaa sürecinde metabolist yaklaşımla açık formda yeni bir kent kurgulanmıştır. Sonraki süreçte, politik ve ekonomik sebeplerden ötürü Tange’nin önerisi tam olarak gerçekleştirilememiştir. Sınırlı sayıda brütalist üslupta yapı inşaa edilen merkezde, sonraki yirmi yıl içerisinde sosyalist ideolojiyle özellikle konut projeleri üzerinden yapılaşma devam etmiştir. Makedonya’nın Yugoslavya’dan ayrılarak 1991’de bağımsızlığını ilan etmesiyle başkent konumuna geçen Üsküp’te politik ortamdaki sıkıntılardan ve ekonomik krizden ötürü uzun yıllar yapılaşma aktivitesi görülmemiş, kent merkezinin büyük kısmı kimseye ait olmayan, işlevsiz boş bir mekan olarak varlığını sürdürmüştür. 2000’lerin başında politik ortamdaki düzelme, neoliberal ekonomilerin kazandığı ivme ile birleşmiş ve şehir merkezindeki boş alanlar kontrolsüz ve hızlı bir yapılaşma sürecine açılmıştır. 2010’lu yılların başına gelindiğinde ise Üsküp 2014 projesiyle birlikte mimarlık tarihsici ideolojinin aracı olmuş ve kentin morfolojisinden tamamen ayrışan, kentlinin deneyimini de artırmaktan öte iyice kısıtlayan bir dizi yapı inşaa edilmiştir. Bütün bu gelişim süreci tipomorfolojik analizler ile incelenmiştir ve her yeni ideolojinin farklı ve etkili biçimde varolan kent morfolojisini nasıl sekteye uğratıp, yeni kopuk fragmanlar ile heterotopik bir düzen yarattığı ortaya çıkarılmıştır.