ONLINE JOURNAL OF ART AND DESIGN, cilt.9, sa.4, ss.138-147, 2021 (Hakemli Dergi)
Son dönemde, bireylerin gündelik yaşam pratiklerini kökten değiştiren pandemi, bilim
insanlarının öngörülerine göre geleceğin gerçeğini oluşturmaktadır. Bireylerin, pandemi
sürecinde zamanlarının büyük bir kısmını evde geçirdiği göz önünde bulundurulduğunda,
bu yeni sürecin konut tasarımını etkilemesi kaçınılmazdır. Mecburi olarak benimsenen bu
yeni yaşam şekli, geleneksel dönemde yaşamış kadınların gündelik hayatı ile benzer
özellikler taşımaktadır. Dönemin mahremiyet anlayışı ile şekillenen geleneksel konut,
kadının ihtiyaçlarını evin sınırları dahilinde karşılamayı amaçladığı için birçok işlevi içinde
barındırmıştır. Batılılaşma süreci ile birlikte değişmeye başlayan mahremiyet anlayışı,
kadına kamusal mekanlara katılma şansı tanımış ve geleneksel konutun barındırdığı
işlevler kente taşarak konutun sadeleşmesine neden olmuştur. İçinde bulunulan pandemi
dönemi, kente dağılmış olan işlevleri tekrar konutta toplamayı gerekli kılarak geçmişte ki
uygulamaların yeniden gözden geçirilmesini önemli hale getirmektedir. Bu çalışmanın
amacı geleneksel konutun birçok ihtiyaca cevap veren çok fonksiyonlu yapısını
inceleyerek günümüze dair çıkarımlarda bulunmaktır. Geçmişin gündelik yaşamı hakkında
verilerin kısıtlı olması nedeniyle disiplinler arası bir çalışma yürütmek önemli hale gelmiş
ve bu nedenle Türk edebiyatından faydalanılarak kaynakları zenginleştirmek
hedeflenmiştir. Çalışma kapsamında İstanbul’da geçen ve 19. yüzyılın sonu ile 20.
yüzyılın başından kesitler sunan on roman seçilmiştir. Konutu sorunsallaştıran bu on
roman incelenerek geleneksel konutun karşıladığı işlevlerin neler olduğuna dair ipuçları
elde edilmiş ve konutun geleceği hakkında çıkarımlarda bulunabilmek adına geleneksel
konutun yeniden ele alınmasının önemi vurgulanmıştır.