Kırılganlık Kırığında Ortogeriatrik Bakım ve Yönetimi , Prof. Dr. Hayriye ÜNLÜ, Editör, Türkiye Klinikleri Yayınevi, Ankara, ss.10-14, 2024
Osteoporoz, kemik mineral yoğunluğunda azalma ile birlikte kemik kırılganlığını ve kırık oluşma riskini artıran niteliksel iskelet değişiklikleri ile karakterize bir durumdur. Yaklaşık olarak 50 yaşın üzerindeki her üç kadından biri ve her beş erkekten biri yaşamları boyunca osteoporoza bağlı bir kırık yaşamaktadır. Yaş, cinsiyet, ailede kırılganlık kırığı öyküsü, birçok patolojik durum, düşme, hareketsizlik, sigara, alkol, steroid kullanımı, osteoporoz ve kırılganlık kırığı risk faktörleri olarak sıralanabilir. Osteoporoz çoğu hastada belirti ve semptom vermeden sessizce ilerlediğinden kırık riski yüksek olan hastaların belirlenmesi önemlidir. Bu nedenle kapsamlı bir kemik değerlendirmesi yapılmalı ve değerlendirme öykü, fizik muayene, risk faktörlerinin gözden geçirilmesini ve kırık riskini kapsamalıdır. Osteoporoz ve kırılgan kırıklarının önlenmesi ve yönetimi için sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, düşmenin önlenmesi ve sağlıklı yaşam tarzı desteklemeli, bu konuda hasta, aile ve toplum bilgilendirmelidir. Önleme girişimleri çocukluk çağından itibaren bireylerin yeterli kemik kitlesi kazanmasını sağlayacak etkinliklerle başlanmalı, bütün yaşam süreci boyunca da devam etmelidir.