8 Kasım Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu: Toplumda ve Mekanda Adalet, Eskişehir, Türkiye, 6 - 08 Kasım 2022
Küresel
ölçekte kentlerin hızlı gelişimi ve nüfus artışı, kentlerde ekonomik, sosyal ve
çevresel özelliklerin değişimine neden olurken, kentsel kamusal hizmetlere
erişim konusundaki eşitsizliği artırmıştır. Karşılaşılan kentsel problemlerin
çözülmesi amacı ile ortaya çıkan “sürdürülebilir şehir” kavramı ise Birleşmiş
Milletler’in 11. hedefi ile uyumlu olarak şehirlerde merkezi ve yerel
yönetimler tarafından benimsenmeye başlamıştır. Kent planlamasında uygulanan politikalar,
gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar için gerekli hizmetlere erişim gibi temel
kalkınma sorunlarını beraberinde getirerek sosyal sürdürülebilirliğin
uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Toplumun yaşam çevresi kalitesini ve sağlığını
etkileyen, merkezi ve yerel yönetimin öncelikli olarak ele aldığı
uygulamalardan biri ise kent içinde kamusal yeşil alanlara erişimde şehir hakkı
ve eşitlik ilkesinin sağlanıp, sağlanmadığıdır. Şehir Hakkı Konsepti[1]
temelinde şehrin halka açık, sosyal etkileşim ve heterojenliğe sahip kamusal
alanlarına tüm yaşayanların eşit şekilde erişmesi gerekliliği vurgulanmaktadır.
Kent mekanındaki heterojenlik farklı kentsel servisler ile sağlanırken kamusal
yeşil alanlar kentte önemli sosyal etkileşim mekanları olarak tanımlanmaktadır.
Yeşil alanların planlanmasında ve tasarımında uygulanan kentsel politikalar ve
ilkeler gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar için kamusal yeşil alanlara erişimi
zorlaştırmakta; dolayısıyla şehir hakkı konseptinin kent mekanında
uygulanmasını zorlaştırmaktadır.
Toplumun
yaşam kalitesi ve sağlığını etkileyen kamusal yeşil alanlara erişilebilirlik
konusu bu çalışmada Ankara’nın iki en yüksek nüfuslu ilçesi olan Keçiören ve
Çankaya ilçeleri özelinde ampirik olarak analiz edilmekte; analiz bulguları ise
şehir hakkı bağlamında değerlendirilmektedir. Keçiören ve Çankaya ilçeleri
yerleşik alanındaki kamusal yeşil alanlara tampon analizi yapılarak 500
metre yürüme mesafesi hizmet alanı olarak belirlenmiş ve bu alanda konumlanan
mahallelerin demografik (nüfus yoğunluğu, yaş ortalaması, 0-14
yaş nüfus yoğunluğu, 60 yaş üzeri nüfus yoğunluğu),
sosyo-ekonomik (sosyo-ekonomik seviye (SES), eğitim
indeksi, ortalama rayiç bedel), yol ağı özellikleri (MAD1000, MAD5000, TPBtA1000, TPBtA5000[2]),
arazi kullanımı ile ilişkili olarak tanımlanan merkezilik seviyesi (zincir
market oranı, yeme içme merkezleri oranı) ve yaşam çevresi değişkenleri (yeşil
alan büyüklüğü, bin kişiye düşen yeşil alan büyüklüğü, konut yoğunluğu, yeşil
alan yoğunluğu, taban alanı oranı, binaların ortalama hacmi, binaların ortalama
uzunluğu) veritabanında
toplanmıştır. Değişkenler
ilişkisel istatistiksel analiz yöntemleriyle incelenerek, kamusal yeşil
alanların erişilebilirlik düzeyleri şehir hakkı bağlamında değerlendirilmiştir.
Çalışmada, regresyon analizi ile iki ayrı model kurgulanmış kamusal yeşil
alanların mekânsal dağılımının farklı sosyo-ekonomik statü ve demografik yapıya
sahip olan kentliye sunduğu imkânlar iki ilçede karşılaştırılmalı olarak tartışılmıştır.
Bu çalışma, şehir hakkı bağlamında kentlinin kamusal yeşil alan
erişilebilirliğinin ampirik olarak ölçülmesinde kent plancılarına akılcı ve
sistematik yol göstermektedir. Ankara’da farklı sosyal grupların özellikle
yeşil alanlara erişiminin dezavantajlı olduğu sonucuna varılmıştır. Kamusal yeşil
alanların konut yoğunluğunun olduğu mekânlarda farklı hizmetlerle beraber
(yeme-içme, eğlence) artırılması yönünde oluşturulabilecek kentsel politikalar
hem erişilebilirliği hem de kentsel sağlığın iyileştirilmesini
destekleyecektir.
[1] Lefebvre, H.
(1991). The production of space. Blackwell, Oxford, 8-78.
[2] sDNA+ programı
ile üretilen erişilebilirlik endeksleri: Cooper, C. (2016) Spatial Design
Network Analysis (sDNA) version 3.4 Manual. Cardiff University. http://www.cardiff.ac.uk/sdna/software/documentation,
Erişim Tarihi: 03.04.2022.