Diğer, ss.51-56, 2023
Toplumsal
Yararlar İçin Üniversiter Ütopya Artık Gerçek Olmalıdır!
Dr. Mustafa KARAAĞAÇLI
1.Öndeyi
“Toplumsal Yararlar İçin
Üniversiter Ütopya Artık Gerçek Olmalıdır!” konulu bu çalışmanın amacı;
genelde toplumsal yapıda üniversiter
işlevleri özelde ise toplıumsal katkılar sağlamada üniversitelerin sahip
olması gereken formasyonlara dikkat
çekmektir. Çalışma kaynaklarda sıralı alanyazın analizlerine ek olarak
araştırmacının postpozitivist
gözlemlerine ve görüşlerine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir.
Çalışma; (1)Öndeyi, (2)Türkiye’de
Üniversiter Niceller,(3)Türkiye’de Üniversite Öğrencileri, (4)Türkiye’de Öğretim
Üyesi Potansiyeli, (5)Öğretim
Üyesi Yetiştirme, (6)Bilimsel
Araştırma Eğitimi, (7)Üniversiter Özerklik, (8)Üniversiter Hedefler, (9)Üniversiter
Akredite Edilebilirlik, (10)Kütüphane ve Dokümantasyon Hizmetleri, (11)Sonuçlar ve (12)Yargı
ve Tartışma alt
başlıklarında kaleme alınmıştır.
2.Türkiye’de
Üniversiter Niceller
Bir olgu ve olayda “niceller
nitelerin önkoşuludur” (Karasar,1991). Bu bulgu bir sistemi sayısal yani
kantitatif olarak kurarken; nitel
yani kalitatif olarak
artırılmasına dikkat çekmektedir.
Türkiye’de Üniversitelerin
Sayısal Görünümü Çizelge 1’de verilmektedir.
ÇİZELGE
1
TÜRKİYE’DE
ÜNİVERSİTELERİN SAYISAL GÖRÜNÜMÜ*
Üniversite |
Sayı |
Kamu Üniversiteleri |
129 |
Vakıf Üniversiteleri |
45 |
Vakıf Meslek Yüksek Okulu |
4 |
Toplam |
208 |
*YÖK, 2022’deki
verilerden ouşturulmuştur.
Türkiye’de 81 il
ölçeğinde üniversite toplamının
208 olması sayısal olarak yeter
olduğunu gösterirken; eğitim-öğretim
niteliği açısından ise her açıdan
görülebilecek nitelik düşüklükleri
getirmektedir. Eş deyişle; hedef, içerik, eğitim durumları ve
değerlendirme süreçleri
öğelerinde alınan çıktıların işlevsiz
olduğu hayat ve çalışma
yaşamı gerçeklerinden somut olarak
gözlenmektedir.
3.
Türkiye’de Üniversite Öğrencileri
Türkiye Üniversitelerindeki Öğrencilerin Sayisal
Görünümü
Çizelge 2’de verilmektedir.
ÇİZELGE
2
TÜRKİYE
ÜNİVERSİTELERİNDEKİ
ÖĞRENCİLERİN SAYISAL
GÖRÜNÜMÜ*
Öğretim Düzeyi |
Sayı |
Ön Lisans |
3.250.101 |
Lisans |
4.579.047 |
Yüksek Lisans |
358.271 |
Doktora |
109.540 |
Toplam |
8.269.959 |
*YÖK,
2022’deki verilerden ouşturulmuştur.
Çizelge 2’deki verilere
göre; Türkiye üniversitelerinde öğrenim gören öğrenci toplamının 8.269.959 olması da yaklaşık Türkiye nufusunu %10’nun
ünversite eğitimi içinde olduğuna dikkat çekmektedir.
Üniversiteler
varolan fizik, mekan, personel, araç-gereç ve özel düzenlemelerine göre “uygun
sayıda” öğrenci almalı ilgili üniversitenin belirlediği sayısalın dışında
çeşitli nedenlerden dolayı YÖK tarafından öğrenci sayısının arttırılması yoluna
gidilmemelidir. Niceliksel bu durumun yanında nitel boyut da göz ardı
edilmemelidir.
Hemen hemen her
üniversitede öğrenci-öğretim programı-eğitsel ortam ilişkisindeki niteliksel
uyumun sağlanabilmesi için gereken ilgi, mesleki, bireysel yeterlik
envanterleri ve testleri/sınavları yapılmalıdır. Böylece öğrencilere öğretim
programı öncesinde özel eğilim ve yeterlilikleri açığa kavuşturularak beliren
durum ışığında yönlendirmelere gidilmelidir (Burada mesleki rehberlik
olgusundaki eğitsel sürecin bireyin ilk eğitim yıllarında başlaması gerektiği
göz ardı edilmemekle birlikte; bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yeni ve
meslek ve eğitim alanlarını ortaya çıkardığı varsayımından hareket edilmiştir).
Özellikle üniversel uygulamalı programlara öğrencilerin yerleştirilmesinde bu
yaklaşım dikkate alınmalıdır.
4.
Türkiye’de Öğretim Üyesi
Potansiyeli
Türkiye Üniversitelerinde Görevli
Akademik Personelin sayısal durumunna bakıldığında Çizelge 3’de
verilmektedir.
ÇİZELGE
3
TÜRKİYE
ÜNİVERSİTELERİNDE GÖREVLİ
AKADEMİK
PERSONELİN SAYISAL GÖRÜNÜMÜ
Akademik
Personel |
Sayı |
Profesör |
34.325 |
Doçent |
22.524 |
Doktor
Öğretim Üyesi |
44.307 |
Öğretim
Görevlisi |
37.057 |
Araştırma
Görevlisi |
46.551 |
Toplam
|
184.764 |
*YÖK,
2022’deki verilerden ouşturulmuştur.
Çizelge 3‘e göre;
Türkiye’de Üniversitelerde görevli akademik personelin Profesör, Doçent, Dr.
Öğr. Üyesi, Öğretim Görevlisi, Araştırma Görevlisi toplam sayısının 184.764
olduğu görülmektedir.
Bu sayılara ek
olarak öğretim üyesi hazırlamada önemli bir aşama olan lisans üstü eğitim için
evrensel ölçütlerin dikkate alınması üniversiter eğitimin toplam kalite standaratlarını
da doğrudan etkilediğinden aşağıda çizgilerle öğretim üyesi yetiştirme üzerinde
durulmaktadır:
5.
Öğretim Üyesi Yetiştirme
Üniversiter ölçekte öğretim üyesi yetiştirmede deyim
yerindeyse vidalar gevşetilmemeli. Lisansüstü eğtimle yukarı doğru hem sosyolojik statü hem de akademik
edinimler olarak dikey bir akademik yolculuğa başlayacak olan öğrenciler sadece
bilgi-bilşsel düzeylerde test edilmemelidir. Lisansüstü öğrenciler programlara
alınırken duyuşsal olabilirse de beceri yönlerinden ölçme ve sınama durumları
süzgecinden geçirilmelidir. Aksi halde öğreyim üyesi niteline uymayan,
lisansüstü derslere katılmada istekli, gayretli, meraklı olmayan yığınlarla
karşılaşmış ve karşılaşıyor
oluruz.
·
Her 1 akademisyene 45 öğrenci düşmesini azaltmak adına her ile
ve ilçeye üniversite açma, yönetimlere yakın olanları
programlara alma ve niteli zayıf doktora programlarını işe katma
türünden eğitim-öğretimin toplam
kalite ve standartlarını örseleyen
anlayışlardan ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
6. Bilimsel Araştırma
Eğitimi
Üniversiteler bilimsel yanıltmaları önlemek amacıyla araştırma yöntem
bilimi alanındaki çalışmalara özel bir önem vermelidir.
Bu yönde:
Bilimsel araştırma yapanlara bilimsel etik ilkeler ve
kurallar öğretilmelidir. Etik ilkeler ve kurallar standartlara kavuşturulmalıdır. Bilimsel araştırmalar kapsamında
çalışmalarda alıntı yapılan görüşler ve bulgular dipnotlar ve
kaynaklar olarak intiallere
sebep olmayacak şekilde verilmesi
öğretilmelidir.
Bilimsel araştırma
yöntemi dersleri yetkin uzmanlar tarafından verilmelidir. Her öğretim elemanı bilimsel araştırma yöntem bilimini bilmeli ve uygulmalı ancak
anılan dersleri açma ve okutmada ilgli
alanda doktora derecesine sahip
olması aranmalıdır.
Bilimsel verilerin analizi ve yorumlanması konuları
öğretilmelidir.Araştırmalara ilişkin
veri analizleri, istatiksel hesaplamaları ve danışmanlık hizmetlerinin
alan uzmanları tarafından yapılması sağlanmalıdır. Yapılan araştırmalar
yayınından önce üst düzey alan uzmanlarınca incelenmelidir.
Lisansüstü tezlerde ve araştırmalarda istatistiksel
çözümlemeleri araştırmacıların para karşılıüında başkalarına yaptırmasının
önüne geçilmeli, her
lisansüstü çalışma yapanın bilisel araştırma yöntem bilim ışığında nicel
ve nitel araştıramalarda kullanması
gerekli olan temel istatistik teknikleri
bilip uygulaması sağlanmalıdır (Creswell, 2013).
Üniversitelerde akademik yaşamın ilk yıllarındaki
araştırmacılara “Sayısal çoğunluklu niteliksiz yayın yapma” yönlü gereksiz
baskıdan uzak tutacak bir yaklaşım izlenmelidir. Bu konuda uygun bir zaman
birimi içinde sonuç alınabilecek araştırmalar özendirilmelidir
(Kansu,1994:73-74).
7. Üniversiter Özerklik
Kurumsal özerklik, akademik
özgürlüğün en önemli güvencesi olup, kurumsal özerklik ile
akademik özgürlük yeşerip gelişir. Üniversiter özerklik aynı zamanda
üniversitenin niteliğini gösteren bir
demokratik bir faktöryel olduğundan, üniversiteler kendi
yöneticilerini kendileri seçmelidir. Ek olarak üniversite öğretim üyeleri
siyasal görüşlerini öğretim üyesi olarak değil, vatandaş olarak ileri
sürmelidir. Bunun nedeni gerçek işlevleri bilim öğretmek olan öğretim
üyelerinin bilimsel saygınlıklarını kaybetmemeleridir.
Ayrıca akademik özgürlükten gereği gibi yararlanmak için
de üniversiter yapının üst düzeyde özerk olması gereklidir. Devlet
üniversitenin özerkliğine müdahale etmemelidir. Üniversitenin özerkliği için de
akademik çevrenin tüm üyelerinin aktif katılımlı bir öz-yönetimi gereklidir.
Üniversitelerin yönetsel özerkliklerinin yanı sıra bilimsel ve finansal
özerkliklerinin de yeni bir üniversite yasası ile düzenlenmesi ihtiyacı bulunmaktadır (Güvenç,1994:32; Heper,1994-18;
Terzioğlu,1995:8).
Çünkü;
kurumsal özerklik, akademik özgürlüğün en önemli güvencesi olup, kurumsal özerklik ile
akademik özgürlük yeşerip gelişir. Üniversiter özerklik aynı zamanda
üniversitenin niteliğini gösteren bir
demokratik bir faktöryeldir.
Varolan
Türkiye Üniversite sisteminde
üniversitelerin, bütçelerinin hükümetlere bağlı olması da siyasal yönetimin üniversiteler üzerinde
etkisini artırıyor.
Bu
etki ise
üniversitelerin iktidar olan
hükümetlere bağlı olmasının somut ipuçlarını veriyor.
Hükümetlerde bunu “para veren ben
isem yöneten de ben olurum” gerekçesiyle açıklıyor.
Oysa
üniversite özerkliği, bilim dışı faktörlerden etkilenmeden oluşan bir kültürün başta bilime, yönetimlere, yaşama, eğitime,
öğretime, alanyazına ve sınıfa yansımasnda doğar. Çünkü, üniversitenin,
eğitimin ve öğretimin partisi olmaz. Üniversiteler özerklik adına toplumsal
yapıyı oluşturan, aşağıda ana çizgilerle tanıtılan kurumların tamamına dönük ayrımsız ve yansız hizmetler verme
anlayışında olmalıdır.
Toplumsal Kurumlar Toplumsal
kurumlar; insan ihtiyaçlarının karşılayan birimlerdir Toplumsal kurumlar, toplumun
beslenme, eğitim, ulaşım, barınma, korunma, sağlık, ekonomi, güvenlik
ve ticaret ortak ve temel ihtiyaçlarını karşılamak
için faaliyet gösterir. Toplumsal yapı
ve ihtiyaçların değişmesiyle
toplumsal kurumlar da değişir. Örnek: aile, din, eğitim, hukuk, ekonomi, ticaret, güvenlik ve boş
zamanlar uğraşılarında ürünler ve hizmetler sunan
organize yapılar birer toplumsal kurumdur (Karaağaçlı, 2021:61). |
Çünkü, yukarı satırlarda
tanıtılan toplumsal kurumların belirgin ortak özellikleri
şunlardır:
· Toplumsal kurumlar, insan ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla organize olur.
· Toplumsal kurumlar,
toplumsal değerlere, normlara, gruplara ve
kategorilere göre şekillenir.
· Toplumsal
kurumların işlevi bireylere organize
oldukları sektörlerde ürün ve hizmetler sunmaktır.
·
Toplumsal kurumlar, toplumsal kurallara uyum ve öğretide etkilidir.
· Toplumsal
kurumların kendine özgü yapısı ve kuralları vardır.
· Toplumsal
kurumlar her toplumda farklı görev ve
işlevdedir.
· Toplumsal
bütünlük özelliği nedeniyle kurumlardan
birindeki değişme diğerlerini de etkiler. Örneğin ekonomideki gelişme geniş
aile yapısını çekirdek aile yapısına
dönüştürmektedir.
· Toplumsal
kurumların toplumdaki önem, değer ve etki dereceleri birbirinden farklıdır.
Örneğin: bazı toplumlarda din kurumu, bazı toplumlarda siyaset veya ekonomi
kurumu etkili olmaktadır.
· Çağdaş
toplumlarda bir kurumun bazı işlevlerini diğer kurumlar üstlenmiştir. Örneğin;
ailenin bazı işlevlerini eğitim kurumu üstlenmektedir (Karaağaçlı, 2021:61-62).
Dinçer’e
göre; “üniversitelerin özerklik kulağa hoş gelen bir ifade” (El, 2023) ve
kavram olarak kalmamalı toplumsal yapının sorunlarına bilimsel çözümler
aramalı ve bilimsel akademik özgürlüğü ilke edinmelidir.
8.
Üniversiter Hedefler
Üniversitelerin
eğitim-öğretim girişimlerinin temelinde insan haklarına, demokratik tutum ve
değerlere, anayasal ilkelere bağlı bireyler yetiştirmeyi hedef almalıdır.
Anılan bu boyutlar üniversitenin öncelikli hedeflerinden olmalıdır. Bu hedef
parelelinde tam öğrenmeyi gerçekleştirmek esas alınmalıdır.
Üniversiteler ortaokul
ve lise öğretimine dayalı en az iki yıllık yüksek öğrenim veren
eğitim kurumlarının tümünü kapsadığı
dikkate alındığında şu hedeflere dönük
eğitim-öğretim hedefleri
oluşturmalıdır:
·
Yüksek
öğrenimin amaç ve görevleri 21.yüzyıl yeterliklerine göre milli eğitimin genel amaçlarına ve ilkelerine
uygun olarak yeniden belirlenmelidir.
·
Yüksek
öğrenimin amaç ve görevleri 21.yüzyıl yeterliklerine göre milli eğitimin genel
amaçlarına ve ilkelerine uygun olarak yeniden belirlenmelidir.
·
Üniversiteler
öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda Türkiye için gerekli insan gücü
ihtiyacına göre yapılanmalıdır.
·
Üniversiteler
bilimsel öğretim yapma hedefini dirik ve dinamik tutmalıdır.
·
Üniversiteler
bilimsel incelemeler ve araştırmaları bilgi süsü değil yaşamta sorun çözen bir yaklaşımla
yapmalıdır.
·
Üniversiteler,
toplumsal sorunlarda yöneticilerle işbirliği yaparak çözüm üretme hedefini ön
planda tutmalıdır.
·
Üniversiteler
araştırma ve inceleme sonuçlarını gösteren süreli bilimsel yayınlar yapmalıdır.
·
Üniversiteler
bilimsel verileri kamuoyunun gelişmesine katkıda bulunmak amacı ile halka
yaymalı ve yaygın eğitim hizmetinde bulunmalıdır.
9. Üniversiter Akredite Edilebilirlik
Üniversiteler
gerek kurumsal gerekse yürüttükleri ilgili öğretim programları açısından
akredite olmalıdır. “Resmen tanınma” anlamında kullanılan akreditasyon salt
kamu üniversitelerine değil özel üniversiteleri de kapsamalıdır. Üniversiter
kurumlar ve programların ulusal ve evrensel ölçekli ilgili kurumlar tarafından
tanınması ile üniversitelerin toplam kalite standartları yükselebilecektir.
10. Kütüphane ve Dokümantasyon Hizmetleri
Kütüphane ve
dokümantasyon hizmetleri bir üniversite için yaşamsal önemdedir. Gerek basılı
gerekse bilişim teknolojileri esaslı bilgiye erişimde varolan uygulamaların
ötesinde hizmet sunulması gerekmektedir.
Evrensel düzeyde
orta nitelikli bir üniversitenin dokümantasyon merkezine giren yayın sayısı 40
bin, çok köklü bir üniversitede ise bu sayı 100 binleri aşarken Türkiye’de en
popüler üniversitelere giren periyodik yayın sayısının ancak 5000 dolayında olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Basılı
dokümanlarda beliren bu yetersizliğin giderilmesine ek olarak üniversitelerde
bilgiye ulaşımda bilgi işlem ağlarının/İNTERNET’in alt yapısı güçlendirilmelidir.
Ayrıca üniversite kütüphaneleri hafta sonları dahil tüm gece-gündüz açık
tutulmalıdır.
11.
Sonuçlar
Toplumsal Yararlar İçin
Üniversiter Ütopya Artık Gerçek Olmalıdır! Konulu bu çalışmada elde edilen bulgular ışığında şu sonuçlara
varılmıştır:
1. Toplumsal
yararlar için üniversiteler
vazgeçilmez önem ve değerdedir.
2.
Üniversiter
gelişim ve oluşumun bir ağaç gibi biyolojik bir süreç olmasıdır.” Eş değişle
biyolojik süreç ürününü iyileştirebilir ama onun kendi kendine oluşumuna dıştan
çok müdahale
3. Türkiye’de 81 il ölçeğinde 129’u kamu, 45’i vakıf ve 4’ü
yüksek okul olmak üzer toplam 208, üniversite eğitim-öğretim hizmeti
götürmektedir.
4. Türkiye üniversitelerinde önlisans, lisans ve
lisanüstü öğrenim gören öğrenci toplamı 8.269.959’dur.
5. Türkiye’de
Üniversitelerde toplam 184.764 Profesör, Doçent, Dr. Öğr. Üyesi, Öğretim Görevlisi ve
Araştırma Görevlisi görev yapmaktadır.
6. Türkiye’de
üniversiter yapıda ortalama olarak her 1 akademisyene 45 öğrenci
düşmektedir.
7. Bilimsel Araştırma Eğitimi, üniversitelerin bilimsel yanıltmaları önleme ve etik kurallara
uyma konusunda olmazsa olmaz
işlevdedir.
8. Kurumsal özerklik, akademik özgürlüğün en temel
güvencesidir.
9. Üniversitelerin
eğitim-öğretim girişimlerinin temelinde insan haklarına, demokratik tutum ve
değerlere ve anayasal ilkelere bağlı bireyler yetiştirme hedefleri vardır.
10. Üniversitelerin akreditebiliteleri toplam kalite
standartlarıyla doğrudan ilşikilidir.
11. Kütüphane ve dokümantasyon hizmetleri bir üniversite için
yaşamsal önemdedir.
12.Yargı ve
Tartışma
Ulusal eğitim sistemi içinde üniversiteler toplumsal yapıya en çok katkı sunması beklenen eğitim
kurumlarındandır. Memlekette
üniversiteler, yaygın kabul gören “öğretim yapar ama, eğitim yapamaz!” garip
çelişkisiyle eğitsel olarak zor nefes alıyor. Buna oksijen verecek doğru eğitbilim yaklaşımlarına, yöntemlerine ve
tekniklerine gereksinim bulunuyor. Kalabalık
öğrencili sınıflar yerine, sınıf
mevcutlarında azalmalara gidilmesi
de üniversitelerin nicellerini artırıp böbür dilli siyasa istatisklerde başrol olurken, eğitimin toplam kalite ve standartlarını ise dibe
çekmektedir.
Üniversitelerin kurumsal
özerklik, finansman kaynakları ve akademik özgürlükleri adına, siyasal yönetimlerin
müdahalelerinden uzaklaşması için toplumsal yapıda her kuruma, değere ve habitife eşit mesafede olması bilime ise daha
yakın olması gereği kendini
göstermektedir.
“Üniversiter
gelişim ve oluşumun bir ağaç gibi biyolojik bir süreç olması kadar
sosoyolojik, kültürel, psikolojik ve ve
endüstriyel” yönlerinin de olduğu dikate alındığında üniversitelerin kendi
kendine oluşumuna dıştan çok müdahale edilmemeli onların süreç içinde gelişerek
şekillenmelerine katkılar sağlayacak tartışmalar yaşayan bir konu olarak sürekli Türkiye gündeminde
tutulmalıdır.
Kaynaklar
Akyüz, Ö. (1995). Üniversitelerde Akademik Yükseltilmeler. Ankara:TÜBİTAK-TÜBA
Creswell,J.W. (2013).
Research Design Qualitative Quantitative
and Mixed Method Approaches SAGE Publications.
Girves, J.E and
Wemmerus, U. (1988). Developing
Models of Graduate Student Degree Progress. Journal of Higher Education. Vol:59-2.US:Ohio State University
Press.
Güvenç, B. (1994).
Türkiye’de Sosyal Bilimler Gelişmeler ve Süreklilikler. Dünya’da ve Türkiye’de Bilim Etik ve Üniversite. Ankara: TÜBİTAK-TÜBA, 23-35.
Heper, M. (1994).
2000’li Yılların Eşiğinde Türkiye’de Devlet ve Üniversite.Dünya’da ve Türkiye’de Bilim, Etik ve Üniversite. Ankara: TÜBİTAK-TÜBA.13-21.
Kansu, E. (1994).
Bilimsel Yanıltma ve Önlenmesi. Dünya’da
ve Türkiye’de Bilim, Etik ve Üniversite. Ankara: TÜBİTAK-TÜBA.71-75.
Karaağaçlı, M. (2021-2). Eğitimin Sosyolojisi. İkinci
Yazım İkinci Basım: Mart,2021-2. Ankara: Bizim Büro Basımevi Yayın ve Dağıtım
Hizmetleri Sanayi ve
Tic. Ltd. Şti. ISBN–978-605-62357-9-5. Bandrol Seri No Aralıkları:
THG-SOP: 983928-983982.
Karasar,
N. (1991). Bilimsel Araştırma
Yöntemi. 4. Basım. Ankara:3A Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti.
Kıvanç, E. (2023).
Partiler Yüksek Öğretimdeki Sorunlar İçin
Ne Vadediyor? Alaaddin Dinçer ile yapılan söylesi. www.dwturkce.com. 23.04.2023.
Medawar, P. B. (1997).
Genç Bilimadamına Öğütler. Çev: N.
Arık. TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları. 2. Basım. Ankara: TÜBİTAK.
Terzioğlu,T. (1995).
Üniversite Yasası için Bir Öneri. Üniversite
Yasası. Ankara: TÜBİTAK-TÜBA. 7-11.
Türker,R.K. (1997).
Bilim Adamı Yetiştirme Dünya’da ve Türkiye’de Lisansüstü Eğitim. Bilim Adamı Yetiştirme Lisansüstü Eğitim Ankara: TÜBİTAK-TÜBA.
21-32
YÖK. (2022). Yüksek
Öğretim İstatistikleri 2020-2021. Ankara:
www.yök.gov.tr.