Kimyasal silahlara ve biyoteröre karşı tedavide farmasötik teknoloji


Creative Commons License

İlbasmış Tamer S., Erdoğan Orhan İ.

Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi, cilt.48, sa.2, ss.672-695, 2024 (Scopus)

Özet

Amaç: Bu çalışmada çeşitli kimyasal savaş ajanlarının kimyasal ve fiziksel özellikleri, tıbbi koruma yöntemleriyle ilgili genel bilgiler, güncel analiz metotları ekipmanı, dekontaminasyon teknikleri ve kimyasal ajanlara maruz kalındığında kullanılan farmasötik formülasyonlar tartışılacaktır. Sonuç ve Tartışma: Kitle imha silahları arasında kimyasal savaş ajanları, biyolojik ve nükleer silahlara göre insanlığın yarattığı en acımasız tehlikelerden biridir. Günlük hayatımızda kolayca elde edilme imkânı olan kimyasallar ile bu savaş ajanları çok ucuz bir şekilde üretilebilir ve küçük terörist gruplar tarafından bile az miktarlarda kitlesel zayiatlar yaratabilir. Kimyasal savaş ajanları vücuda çeşitli yollardan girer; semptomlar buna göre değişebilir. Solunduğunda gazlar, buharlar ve aerosoller, burun ve ağız mukozasından akciğerlerin alveollerine kadar solunum yolunun herhangi bir kısmından emilebilir. Göz ayrıca bu ajanları doğrudan emebilir. Sıvı damlacıkları ve katı partiküller ise, deri ve mukoza zarlarının yüzeyinden emilebilir. Deri üzerinde karakteristik bir etkiye sahip toksik bileşikler, cilt üzerinde katı veya sıvı partiküller halinde biriktiklerinde etkilerini gösterebilirler. Bazı uçucu özellikteki maddelerin buharı sağlam cilde nüfuz edebilir ve bunu takiben zehirlenmeye neden olabilir. Yaralar veya sıyrıklar, sağlam deriye göre daha geçirgendir. Kimyasal savaş ajanları, yiyecek ve içecekleri kontamine edebilir ve dolayısıyla gastrointestinal sistem tarafından absorbe edilebilir. Kimyasal savaş ajanları çeşitli transmukozal yollarla nüfuz ederken, yüzeylerde tahriş veya hasarda oluşturabilirler. Ayrıca çevreye sızan zehirli maddeler yer altı suyunu, toprağı ve havayı kirletebilir ve canlı organizmalar üzerinde uzun süreli zararlı etkilere yol açabilir