Ertop M., Hondur A. M., Sezenöz B., Topal S., Tezel T.
58. Türk Oftalmoloji Derneği Ulusal Kongresi, Antalya, Türkiye, 20 - 24 Kasım 2024, ss.5-6, (Özet Bildiri)
-
Yayın Türü:
Bildiri / Özet Bildiri
-
Basıldığı Şehir:
Antalya
-
Basıldığı Ülke:
Türkiye
-
Sayfa Sayıları:
ss.5-6
-
Gazi Üniversitesi Adresli:
Evet
Özet
GİRİŞ VE AMAÇ:Konjestif kalp yetmezliği (KKY) ile ilişkili koroidal
damar değişikliklerini araştırmaktır.
YÖNTEM:KKY olan 25 hastanın 25 gözü geliştirilmiş derin görüntüleme (“enhanced
depth imaging” EDI) OCT ve OCT Anjio (OCTA) ile değerlendirildi. Koroidi
etkileyebilecek başka oküler veya sistemik hastalığı olanlar dışlandı. EDI-OCT
görüntülerinden koroid kalınlığı (KK), koroidal vaskülarite indeksi (KVİ:
koroidal damar alanı/total koroidal alan) ve Haller tabakasının total koroid
kalınlığına oranı hesaplandı. KVİ image-J programı ile hesaplandı. OCTA
görüntülerinde koryokapillaris akım alanı (KKAA) değerlendirildi. Koroidin
yapısal özellikleri ile KKY şiddeti (ekokardiyografide ejeksiyon fraksiyonu,
kalp yetmezliği sınıfı, serum beyin natriüretik faktör düzeyi) arasındaki
klinik korelasyona bakıldı. Elde edilen değerler yaş, cinsiyet ve kırma kusuru
açısından eşleştirilmiş 25 sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı.
BULGULAR:KKY'li hastaların koroid kalınlığı (231µm) sağlıklı kontrol
gözlerinden (254 µm) farklı değildi (p=0.29). KVİ, KKY grubunda (0.53) kontrol
grubuna göre (0.60, p=0.004) düşük izlendi. KKAA da KKY grubunda (0.64) kontrol
grubuna göre (0.67, p=0.004) azalırken Haller/koroid oranı KKY grubunda (0.84)
kontrol grubuna göre (0.70, p<0.001) yüksek bulundu. Koroidal vasküler
değişiklikler ile kalp yetmezliğinin klinik özellikleri arasında anlamlı
korelasyon bulunamadı.
TARTIŞMA VE SONUÇ:Verilerimiz KKY’nin koroiddeki kan akımını değiştirerek
koroidde yapısal değişikliklere yol açabileceğini düşündürmektedir. Kan akımı
değişiklikleri, venöz kanın Haller tabakasında birikimi ve büyük damarlarda
yavaşlayan akımın iç koroidde daha küçük çaplı damarlar ile koriokapillariste
basıya neden olduğu bir venöz aşırı-yük (“overload”) koroidopatisi şeklinde
yorumlanmıştır. Venöz kanın koroidde göllenmesinin yanı sıra, kan basıncı,
vasküler risk faktörleri, mineralokortikoidlerin serum seviyeleri ve vazoaktif
intestinal peptidin lokal üretimi gibi diğer faktörler de gözlenen
değişikliklerde rol oynayabilir.
VE AMAÇ:Konjestif kalp yetmezliği (KKY) ile ilişkili koroidal damar değişikliklerini araştırmaktır.
YÖNTEM:KKY olan 25 hastanın 25 gözü geliştirilmiş derin görüntüleme (“enhanced depth imaging” EDI) OCT ve
OCT Anjio (OCTA) ile değerlendirildi. Koroidi etkileyebilecek başka oküler veya sistemik hastalığı olanlar dışlandı.
EDI-OCT görüntülerinden koroid kalınlığı (KK), koroidal vaskülarite indeksi (KVİ: koroidal damar alanı/total
koroidal alan) ve Haller tabakasının total koroid kalınlığına oranı hesaplandı. KVİ image-J programı ile
hesaplandı. OCTA görüntülerinde koryokapillaris akım alanı (KKAA) değerlendirildi. Koroidin yapısal özellikleri ile
KKY şiddeti (ekokardiyografide ejeksiyon fraksiyonu, kalp yetmezliği sınıfı, serum beyin natriüretik faktör düzeyi)
arasındaki klinik korelasyona bakıldı. Elde edilen değerler yaş, cinsiyet ve kırma kusuru açısından eşleştirilmiş 25
sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı.
BULGULAR:KKY'li hastaların koroid kalınlığı (231µm) sağlıklı kontrol gözlerinden (254 µm) farklı değildi (p=0.29).
KVİ, KKY grubunda (0.53) kontrol grubuna göre (0.60, p=0.004) düşük izlendi. KKAA da KKY grubunda (0.64)
kontrol grubuna göre (0.67, p=0.004) azalırken Haller/koroid oranı KKY grubunda (0.84) kontrol grubuna göre
(0.70, p<0.001) yüksek bulundu. Koroidal vasküler değişiklikler ile kalp yetmezliğinin klinik özellikleri arasında
anlamlı korelasyon bulunamadı.
TARTIŞMA VE SONUÇ:Verilerimiz KKY’nin koroiddeki kan akımını değiştirerek koroidde yapısal değişikliklere yol
açabileceğini düşündürmektedir. Kan akımı değişiklikleri, venöz kanın Haller tabakasında birikimi ve büyük
damarlarda yavaşlayan akımın iç koroidde daha küçük çaplı damarlar ile koriokapillariste basıya neden olduğu bir
venöz aşırı-yük (“overload”) koroidopatisi şeklinde yorumlanmıştır. Venöz kanın koroidde göllenmesinin yanı sıra,
kan basıncı, vasküler risk faktörleri, mineralokortikoidlerin serum seviyeleri ve vazoaktif intestinal peptidin lokal
üretimi gibi diğer faktörler de gözlenen değişikliklerde rol oynayabilir.GİRİŞ VE AMAÇ:Konjestif kalp yetmezliği (KKY) ile ilişkili koroidal damar değişikliklerini araştırmaktır.
YÖNTEM:KKY olan 25 hastanın 25 gözü geliştirilmiş derin görüntüleme (“enhanced depth imaging” EDI) OCT ve
OCT Anjio (OCTA) ile değerlendirildi. Koroidi etkileyebilecek başka oküler veya sistemik hastalığı olanlar dışlandı.
EDI-OCT görüntülerinden koroid kalınlığı (KK), koroidal vaskülarite indeksi (KVİ: koroidal damar alanı/total
koroidal alan) ve Haller tabakasının total koroid kalınlığına oranı hesaplandı. KVİ image-J programı ile
hesaplandı. OCTA görüntülerinde koryokapillaris akım alanı (KKAA) değerlendirildi. Koroidin yapısal özellikleri ile
KKY şiddeti (ekokardiyografide ejeksiyon fraksiyonu, kalp yetmezliği sınıfı, serum beyin natriüretik faktör düzeyi)
arasındaki klinik korelasyona bakıldı. Elde edilen değerler yaş, cinsiyet ve kırma kusuru açısından eşleştirilmiş 25
sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı.
BULGULAR:KKY'li hastaların koroid kalınlığı (231µm) sağlıklı kontrol gözlerinden (254 µm) farklı değildi (p=0.29).
KVİ, KKY grubunda (0.53) kontrol grubuna göre (0.60, p=0.004) düşük izlendi. KKAA da KKY grubunda (0.64)
kontrol grubuna göre (0.67, p=0.004) azalırken Haller/koroid oranı KKY grubunda (0.84) kontrol grubuna göre
(0.70, p<0.001) yüksek bulundu. Koroidal vasküler değişiklikler ile kalp yetmezliğinin klinik özellikleri arasında
anlamlı korelasyon bulunamadı.
TARTIŞMA VE SONUÇ:Verilerimiz KKY’nin koroiddeki kan akımını değiştirerek koroidde yapısal değişikliklere yol
açabileceğini düşündürmektedir. Kan akımı değişiklikleri, venöz kanın Haller tabakasında birikimi ve büyük
damarlarda yavaşlayan akımın iç koroidde daha küçük çaplı damarlar ile koriokapillariste basıya neden olduğu bir
venöz aşırı-yük (“overload”) koroidopatisi şeklinde yorumlanmıştır. Venöz kanın koroidde göllenmesinin yanı sıra,
kan basıncı, vasküler risk faktörleri, mineralokortikoidlerin serum seviyeleri ve vazoaktif intestinal peptidin lokal
üretimi gibi diğer faktörler de gözlenen değişikliklerde rol oynayabilir.GİRİŞ VE AMAÇ:Konjestif kalp yetmezliği (KKY) ile ilişkili koroidal damar değişikliklerini araştırmaktır.
YÖNTEM:KKY olan 25 hastanın 25 gözü geliştirilmiş derin görüntüleme (“enhanced depth imaging” EDI) OCT ve
OCT Anjio (OCTA) ile değerlendirildi. Koroidi etkileyebilecek başka oküler veya sistemik hastalığı olanlar dışlandı.
EDI-OCT görüntülerinden koroid kalınlığı (KK), koroidal vaskülarite indeksi (KVİ: koroidal damar alanı/total
koroidal alan) ve Haller tabakasının total koroid kalınlığına oranı hesaplandı. KVİ image-J programı ile
hesaplandı. OCTA görüntülerinde koryokapillaris akım alanı (KKAA) değerlendirildi. Koroidin yapısal özellikleri ile
KKY şiddeti (ekokardiyografide ejeksiyon fraksiyonu, kalp yetmezliği sınıfı, serum beyin natriüretik faktör düzeyi)
arasındaki klinik korelasyona bakıldı. Elde edilen değerler yaş, cinsiyet ve kırma kusuru açısından eşleştirilmiş 25
sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı.
BULGULAR:KKY'li hastaların koroid kalınlığı (231µm) sağlıklı kontrol gözlerinden (254 µm) farklı değildi (p=0.29).
KVİ, KKY grubunda (0.53) kontrol grubuna göre (0.60, p=0.004) düşük izlendi. KKAA da KKY grubunda (0.64)
kontrol grubuna göre (0.67, p=0.004) azalırken Haller/koroid oranı KKY grubunda (0.84) kontrol grubuna göre
(0.70, p<0.001) yüksek bulundu. Koroidal vasküler değişiklikler ile kalp yetmezliğinin klinik özellikleri arasında
anlamlı korelasyon bulunamadı.
TARTIŞMA VE SONUÇ:Verilerimiz KKY’nin koroiddeki kan akımını değiştirerek koroidde yapısal değişikliklere yol
açabileceğini düşündürmektedir. Kan akımı değişiklikleri, venöz kanın Haller tabakasında birikimi ve büyük
damarlarda yavaşlayan akımın iç koroidde daha küçük çaplı damarlar ile koriokapillariste basıya neden olduğu bir
venöz aşırı-yük (“overload”) koroidopatisi şeklinde yorumlanmıştır. Venöz kanın koroidde göllenmesinin yanı sıra,
kan basıncı, vasküler risk faktörleri, mineralokortikoidlerin serum seviyeleri ve vazoaktif intestinal peptidin lokal
üretimi gibi diğer faktörler de gözlenen değişikliklerde rol oynayabilir.Kalp Yetmezliğinde Koroidal Vasküler Değişikliklerin Optik Koherans Tomografi
ve Anjiografi ile İncelenmesi