6. Türkiye EKMUD Bilimsel Platformu 2017, Antalya, Türkiye, 5 - 08 Nisan 2017, ss.160
Giriş: İntravenöz (i.v.) amiodaron anstabil atrial ve ventriküler taşikardi
tedavisinde kullanılan antiaritmik bir ilaçtır. Santral venöz yolla uygulaması
önerilmekle birlikte, amiodaron acil durumlarda kullanıldığı için sıklıkla
periferal damar yolundan verilmektedir. Fakat periferal yolla verildiğinde
damar duvarını direkt irrite ederek flebit gelişmesine yol açabilmektedir.
Flebit oranları %8-55 arasında değişmektedir. Bu olguda Gazi Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi, Koroner Yoğun Bakım Ünitesi’ne taşikardi nedeniyle
yatırılan ve i.v. amiodaron tedavisi sonrası her iki kolda gelişen tromboflebit
gelişen bir olgu sunulmaktadır.
Olgu: Anterior miyokard enfarktüsü sonrası iki stent öyküsü dışında
hastalığı olmayan 40 yaşında erkek hasta, bir haftadır ara ara olan
çarpıntı şikayeti üzerine çekilen elektrokardiyografisinde ventriküler taşikardi
saptanması nedeniyle ileri tetkik ve tedavi amacıyla koroner yoğun bakım
ünitesine yatırılmıştır. Ekokardiyografisinde inferior akinetik, septum ve apeks
hipokinetik, ejeksiyon fraksiyonu %33 saptanmıştır. Trombüs ve perikardiyal
efüzyon saptanmamış. Hastaya taşikardisine yönelik i.v. amiodaron infüzyonu
başlanmıştır. Takibinde ritmi normal sinüs ritmine dönmüş ve oral amiodaron
tedavisine geçilmiştir. İ.v. amiodaron infüzyonu sonrası aynı kolda yaygın
şişlik, kızarıklık ve ısı artışı gelişmesi üzerine selülit ön tanısı ile enfeksiyon
hastalıkları bölümüne danışıldı. Tarafımızca değerlendirilen hastanın yakın
zamanda gribal semptomları vardı ve sağ kolda şişlik, kızarıklık ve ısı artışı
mevcuttu. Yapılan tetkiklerinde 4 mg/L olan C-reaktif protein (CRP) değeri
4 mg/L’den 64 mg/L’ye, beyaz kan hücresi (WBC) 11,695x10,e3/uL’den [%63
polimorfnükleer lökosit (PMNL)] 16,93x10,e3/uL’ye (%78 PMNL) yükselmişti.
İlk kez görülen prokalsitonin 24,19 ng/mL olarak saptandı. Selülit ve influenza
ön tanısı ile hastaya amoksisilin klavulonik asit ve oseltamivir başlandı.
Selülit bölgesine soğuk uygulama yapıldı ve takiplerinde bulgularda gerileme
gözlendi. İzleminde tekrar ventriküler taşikardisi gelişen hastaya yeniden diğer
koldan i.v. amiodaron infüzyonu başlandı. Tekrar i.v. amiodaron infüzyonu
sonrası sol kolda diğer koldaki ile benzer şekilde kızarıklık, ısı artışı ve şişlik
gelişti. Hastanın tablosu amiodarona bağlı tromboflebit olarak değerlendirildi.Visual infusion phlebitis (VİP) skoruna göre skor 4 olarak değerlendirildi. İ.v.
amiodaron tedavisi kesilerek oral tedaviye geçildi. Hastanın tedavisine fusidik
asit eklendi. Soğuk uygulamaya devam edildi. Takiplerinde CRP 10 mg/L,
prokalsitonin 1 ng/mL ve WBC 10,865x10,e3/uL’ye (%68) kadar geriledi. Gribal
semptomları için oseltamivir tedavisi beş güne tamamlandı ve her iki kolda i.v.
amiodaron sonrası gelişen tromboflebit için başlanan amoksisilin klavulonik
asit ve fusidik asit tedavisi toplam 14 güne tamamlandı. Hasta her iki koldaki
tromboflebit bulguları ve gribal semptomları tamamen düzelmiş bir şekilde
taburcu edildi.
Sonuç: İ.v. amiodaron uygulaması sonrası gelişen kimyasal tromboflebit
bulguları selülit ile karışabilmekte ve tedavide gereksiz antibiyotik kullanımına
yol açmaktadır. Tromboflebitin erken dönemde tanısı için özellikle amiodaron
kullanan hastalarda VİP skorunun kullanılması ve her nöbette takip edilmesi
uygun bir yaklaşım olacaktır.