KARACİĞER FONKSİYON TESTLERİ VE GÜNCEL GELİŞMELER


Creative Commons License

Güney T., Karataş A.

HEPATOLOJİ, ENDER ANILIR,ZERRİN ÖNAL,DUYGU İBRİŞİM, Editör, Akademisyen Kitabevi, Ankara, ss.167-176, 2020

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2020
  • Yayınevi: Akademisyen Kitabevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.167-176
  • Editörler: ENDER ANILIR,ZERRİN ÖNAL,DUYGU İBRİŞİM, Editör
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

KARACİĞER FONKSİYON TESTLERİ VE GÜNCEL GELİŞMELER 15 GIRIŞ 2018 yılında yayınlanan en son WHO verilerine göre Türkiye’de karaciğer hastalığı ölümleri toplam ölümlerin 6.173’ üne veya %1.52’ sine ulaşmıştır. Yaşa dayalı ölüm hızı 100.000 kişi başına 7,84’ tür (1). Viral hepatitlere bağlı mortalite aşılama, yeni ilaçlar sayesinde düşerken son yıllarda özellikle non alkolik yağlı karaciğer hastalığına (NAFLD) bağlı morbidite ve mortalite giderek artmaktadır (2). Karaciğer hastalığı sessizce gelişebilir; hiçbir belirti veya semptom olmadan karaciğer yetmezliği veya portal hipertansiyon komplikasyonları gelişebilir. Bu terminal evrede serum aminotransferaz seviyeleri normal iken sentez fonksiyonunu gösteren bilirubin, albümin, uluslararası normalleştirilmiş oranı (INR) ve trombosit sayısı bozulmuş olabilir. Serum aminotransferaz seviyeleri karaciğer sirozunun ciddiyeti ile korelasyon göstermez (3). Karaciğer fonksiyon testleri hem primer tarama olarak hem de statin gibi verilen ilaçların yan etkilerinin monitorizasyonu için kullanılmaktadır (4). KARACIĞER FONKSIYONLARI NELERDIR? Karaciğer, detoksifikasyon ve metabolizmada önemli bir rol oynayan değişik fonksiyonel yapılardan oluşmuş çok yönlü hayati bir vücut organıdır. Karaciğer fonksiyonel olarak kompleks bir organ olması nedeniyle, detoksifikasyon, depolama, sekresyon, sindirim, sentez, atılım, eritropoez, homeostaz ve metabolik fonksiyonlar gibi çeşitli fonksiyonlarda hayati biyokimyasal rol oynar (5). KARACIĞER FONKSIYON TESTLERI Karaciğer çeşitli işlevler yerine getirdiğinden, karaciğerin fonksiyonunun tam olarak tahmin edilmesini sağlamak için tek bir test yeterli değildir. Karaciğerin birçok fonksiyonunu değerlendirmek için çeşitli biyokimyasal testler kullanılır. Bu testlere topluca “karaciğer fonksiyon testleri” (KCFT) denir. KCFT, insanları karaciğer hastalığının varlığı açısından taramak, altta yatan neden, hastalığın şiddeti, prognozu ve tedavinin etkinliğini takip etmek için kullanılır (6). Hepatoloji 168 Karaciğer Fonksiyon Testlerinin Sınıflandırılması: • Karaciğerin detoksifikasyon ve atılım fonksiyonlarına dayanan testler • Karaciğerin biyosentetik fonksiyonu hakkında bilgi veren testler • Pıhtılaşma faktörleri • Diğer tanı testleri (7) KARACIĞERIN DETOKSIFIKASYON VE ATILIM FONKSIYONLARINA DAYANAN TESTLER Serum Bilirubin Bilirubin, retiküloendotelyal sistemde (RES) eritrositlerin yıkımı sonucunda oluşan hem’in yıkılması ile meydana gelir. Konjuge bilirubin (bağlı, direkt bilirubin) ve unkonjuge bilirubin (serbest, indirekt bilirubin) olmak üzere iki şekilde bulunur (8,9). Ankonjuge bilirubin suda çözünmez, bu nedenle idrarla atılmaz (10). Ankonjuge bilirubin, plazma albümine bağlanarak karaciğere taşınır ve burada bilirubini suda çözünür hale getiren ve böylece safra içine atılımını sağlayan UDP-glukuroniltransferaz enzimi ile konjuge edilir ve konjuge bilirubine dönüştürülür. Daha sonra sırasıyla safra ve bağırsağa salgılanır (6,8,10). Konjuge bilirubin suda çözünür ve bu nedenle böbrek tarafından atılabilir (7). Konjuge bilirubin barsakta daha fazla metabolize olması için safra ile birlikte barsağa girer. Barsakta, konjuge bilirubin, ß-glukuronidaz enzimi ile ankonjuge bilirubine hidroliz olur (8). Bilirubin barsak florasının etkisi ile renksiz bileşikler olan, ürobilinojen ve sterkobilinojene indirgenir. Daha sonra bu renksiz bileşikler oksitlenerek sırasıyla idrar ve dışkıya normal renk veren ürobilin ve sterkobiline dönüşürler. Ürobilinojenin yaklaşık %20’ si emilerek portal dolaşım yoluyla karaciğere döner ve safra ile birlikte barsağa salgılanır. Ürobilinojenin bir bölümü ise sistemik dolaşıma geçer ve idrarla atılır (5,11). Hem hepatoselüler hasarda hem de kolestatik karaciğer hastalıklarına bağlı olarak bilirubin artışı görülür. Burada önem kazanan hangi tür bilirubinin yükselmiş olduğudur (12). Konjuge olmayan hiperbilirübinemi genellikle hemoliz veya bozulmuş konjugasyondan kaynaklanır. Konjuge hiperbilirübinemi ise tipik olarak parankimal karaciğer hastalığına veya safra sisteminin tıkanmasına bağlıdır. Yenidoğan döneminde, konjuge olmayan total bilirubinde fizyolojik bir artış olabilir. Bu tablo, uzun süreli ise patolojik olabilir. Ankonjuge bilurubin yüksekliğinin en yaygın nedeni, kalıtsal bir metabolik hastalık olan ve glukuroniltransferaz enziminin aktivitesinin azalması ile konjügasyonun bozulmasına yol açan Gilbert sendromu’dur (9). İdrar Bilirubin Konjuge olmayan bilirubin serum albümine bağlanır ve glomerulus tarafından filtrelenmez ve bu nedenle idrarda bulunmaz (7,13). Genellikle sağlıklı bireylerin idrarında bilirubin bulunmadığı varsayılır. İdrarda yüksek bilirubin seviyelerinin tespit edildiği duruma bilirubinüri denir. İdrarda bulunan bilirubin konjuge bilirubindir. Bilirubinüri varlığı karaciğer hastalığının varlığına işaret eder (5,7). Kan Amonyak Aminoasitlerin deaminasyon reaksiyonu ile açığa çıkan amonyak, toksik bir maddedir (5,15). Amonyak vücutta normal protein metabolizması sırasında ve özellikle kolonda bulunan bağırsak bakterileri tarafından üretilir. Bu amonyağın çoğu daha sonra bağırsaklar tarafından emilir, portal venle karaciğere gelir ve karaciğerde tekrar üreye çevrilir (5,7). Karaciğer yetmezliği durumunda amonyak birikir ve sistemik dolaşıma girer. Hiperamonyemi, hepatik ensefalopatiye yol açan nöronal disfonksiyonla sonuçlanır (14). HEPATOSELÜLER HASARI GÖSTEREN ENZIMLER Aminotransferazlar (transaminazlar) karaciğer hücresi hasarının hassas göstergeleridir. Bunlar aspartat aminotransferaz (AST) ve alanin Karaciğer Fonksiyon Testleri ve Güncel Gelişmeler 169 aminotransferaz (ALT) dır. En çok hepatit gibi akut hepatosellüler hastalıkları tanımada yardımcı olur (7). Aminotransferazlar AST ve ALT hepatoselüler hasar sonucu kana salınan enzimlerdir. ALT, alaninin amino grubunun α-ketoglutarata transferini katalizleyerek pirüvat ve glutamat oluşmasını sağlayan enzimdir. AST ise glutamatın amino grubunun okzaloasetata transferini katalizleyerek aspartat ve α-ketoglutarat oluşumunu sağlar. AST, hepatositlerin mitokondrilerinde ve sitozolünde bulunurken, ALT sitozolik bir enzimdir (13). Her iki enzimde birçok farklı doku tipinde bulunur. Ancak ALT hepatik olmayan dokularda düşük konsantrasyonlarda bulunduğundan ve karaciğere bağlı olmayan yükselmeler nadir olduğu için karaciğere özgü olarak kabul edilir. Ancak AST, iskelet, kalp ve düz kasta bol miktarda bulunur ve bu nedenle miyokard enfarktüsü veya miyozitli hastalarda da yükselebilir (9). Hepatoselüler hasar ve hücre ölümü, bu enzimlerin dolaşımda salınması için tetikleyicidir (10). Aminotransferazlar, geçirgenliğin artmasına neden olan karaciğer hücre membranında hasar olduğunda daha fazla miktarda kana salınırlar. Aminotransferazların salınması için karaciğer hücresi nekrozu gerekli değildir ve karaciğer hücresi hasarının derecesi ile aminotransferazların seviyesi arasında zayıf bir korelasyon vardır. Bu nedenle, akut hepatoselüler bozukluklarda aminotransferazların mutlak yükselmesi prognostik bir öneme sahip değildir (7). Fakat yapılan seri ölçümler, prognoz hakkında bilgi verir (16). Aminotransferazlar safraya az miktarda geçebilir, idrarla atılmazlar. Eliminasyonu, retiküloendotelyal sistemde gerçekleşir, AST ‘nin yarılanma ömrü 17±5 saat, ALT ‘nin yarılanma ömrü ise 47±10 saattir (17). KOLESTAZI GÖSTEREN ENZIMLER: Genelllikle kolestazda üç enzimin aktivitesi (Alkalen fosfataz (ALP), Gama glutamil transpeptidaz (GGT), 5’ Nükleotidaz) artar. ALP ve 5’ nükleotidaz hepatositlerin safra kanaliküler membranında veya yakınında bulunurken, GGT endoplazmik retikulumda ve safra kanalı epitel hücrelerinde bulunur (7). Alkalen fosfataz (ALP) ALP, çoğunlukla karaciğerde eksprese edilen, karaciğer hastalığının nonspesifik bir belirleyicisidir. ALP, ayrıca kemik, barsak ve plasentada da bulunur (18). Patolojik olarak artan düzeyler esas olarak kemik hastalığı ve kolestatik karaciğer hastalıklarında ve ilaca bağlı kolestazda görülür (9). Karbonhidrat kısımlarında farklılık gösteren altı ALP izoenzim formu tanımlanmıştır. ALP 1 baskın olarak karaciğer izoenzimidir, ALP 2 ise baskın olarak kemik izoenzimidir (5). ALP yüksekliği olan bir hastada karaciğer kaynaklı olup olmadığını anlamanın en kolay yolu beraberinde GGT eşlik edip etmediğine bakmaktır. Buna rağmen izole ALP yüksekliklerinde nedeni tespit etmek için izoenzim düzey tespiti de faydalı olacaktır. Gebelikte 1.5 kata kadar fizyolojik bir ALP yüksekliği beklenir. Benzer bir şekilde çocuklarda ve 50 yaş üstü özellikle kadınlarda artmış kemik turnoverine bağlı olarak ALP düzeyleri artmıştır (28). Gama glutamil transpeptidaz (GGT) GGT, çeşitli dokuların epitel hücrelerinde bulunur. Karaciğerde bol miktarda bulunur ve aynı zamanda böbrek, barsak, prostat ve pankreasta bulunur, ancak kemikte bulunmaz (9,19). Hepatobiliyer hastalıklara karşı duyarlı bir test olmasına rağmen, yararlılığı özgüllük eksikliği ile sınırlıdır. Pankreatik hastalık, miyokard enfarktüsü, böbrek yetmezliği, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, diyabet ve alkolizmde yükselmiş düzeylerde görülebilir (10). 5’ Nükleotidaz Memeli hücrelerinde, 5’ nükleotidaz ağırlıklı olarak plazma zarında bulunur ve en önemli rolü hücre dışı nükleotitlerin, hücreye kolayca girebilen ilgili nükleozide dönüştürülmesidir. Sonuç Hepatoloji 170 olarak, enzim nükleotitlerin metabolizmasında önemli bir rol oynar (20). 5’-nükleotidaz; karaciğer, barsak, beyin, kalp, kan damarları ve pankreasta bulunur, ancak kana sadece hepatobiliyer dokudan salınır (21). KARACIĞERIN BIYOSENTETIK FONKSIYONU HAKKINDA BILGI VEREN TESTLER Serum Albumin Serum albümini sadece hepatositler tarafından sentezlenir. Biyolojik yarılanma ömrü yaklaşık 20 gündür. Bu nedenle, serum albümini akut veya hafif hepatik disfonksiyonun iyi bir göstergesi değildir. Viral hepatit, ilaca bağlı hepatoksisite ve tıkanma sarılığı gibi akut karaciğer koşullarında serum albüminde sadece minimal değişiklikler görülür. Ancak kronik karaciğer hastalığında ve sirozda hepatik sentez fonksiyonunu gösteren önemli bir parametredir. Hipoalbuminemi, siroz gibi kronik karaciğer bozukluklarında daha yaygındır ve genellikle ciddi karaciğer hasarını ve azalmış albümin sentezini yansıtır (7,22). Albümin sadece karaciğer tarafından üretildiğinden, serum albümin konsantrasyonu genellikle karaciğerin sentetik fonksiyonunun bir belirteci olarak kabul edilir. Ancak, ölçülen albümin konsantrasyonlarının karaciğer hastalığının bir göstergesi olarak yorumlanması her zaman uygun değildir. Sepsis, sistemik inflamatuar bozukluklar, nefrotik sendrom, malabsorpsiyon ve gastrointestinal protein kaybı gibi birçok klinik durumda albümin konsantrasyonları azalır (9). Serum Globulin Serum globulinler, B lenfositleri tarafından üretilen immünoglobulinler ve öncelikle hepatositlerde üretilen α ve β globulinlerden oluşan bir grup proteindir. Globulinlerin spesifik izotiplerinin konsantrasyonundaki artışlar, bazı kronik karaciğer hastalıklarının tanınmasında genellikle yardımcı olur. IgM düzeylerindeki artışlar primer biliyer sirozda sık görülürken, IgA düzeylerindeki artışlar alkolik karaciğer hastalığında görülür. Kronik aktif hepatitte ise serum IgG en fazla artış eğilimindedir (7,23). PIHTILAŞMA FAKTÖRLERI Protrombin Zamanı (PT) Vasküler endoteliyal hücreler tarafından üretilen faktör 8 hariç, kan pıhtılaşma faktörleri sadece hepatositlerde yapılır. Serum yarı ömürleri albüminden çok daha kısadır. Faktör 7 için 6 saat ile fibrinojen için 5 gün arasında değişmektedir. Yarı ömürlerinin kısa olması nedeniyle, pıhtılaşma faktörlerinin ölçümü, hepatik sentetik fonksiyonun en iyi akut ölçüsüdür ve akut parankimal karaciğer hastalığının hem tanı hem de prognozunun değerlendirilmesine yardımcı olur (7). Önemli derecede karaciğer hasarı varsa (genellikle sentetik fonksiyonun >%70’ inde kayıp), bu PT uzaması ile teyit edildiği gibi pıhtılaşma faktörü üretiminde ve daha sonra koagülopatide bir azalmaya neden olur (9). Protrombin zamanının uzaması, sadece karaciğer hastalıklarına özgü bir parametre değildir. Protrombin zamanının uzaması, akut veya kronik karaciğer fonksiyon bozukluğunu gösterebilir. Ayrıca yağ malabsorpsiyonu ve kronik kolestazda görüldüğü gibi K vitamini eksikliğinden de kaynaklanabilir (9). ÖYKÜ VE FIZIK MUAYENE Yüksek karaciğer testi olan hastanın klinik değerlendirmesi ayrıntılı bir öykü ve fizik muayene ile başlamalıdır. 1. Öykü, altta yatan karaciğer için risk faktörlerini içermelidir. Kronik hastalık, ilişkili tıbbi durumlar, alkol kullanımı ve reçetesiz kullanılanlar da dahil olmak üzere ilaçların kullanımı ve bitkisel takviyeler sorgulanmalıdır. 2. Fizik muayene kronik karaciğer hastalığına ait bulgular ya da spesifik karaciğer hastalığına ait bulgular yönünden detaylı bir inceleme içermelidir. Karaciğer Fonksiyon Testleri ve Güncel Gelişmeler 171 LABORATUVAR Hangi laboratuvar testlerini istemek gerekir ve bunları yaparken nelere dikkat etmek gerekir? (24-27) 1. Potansiyel karaciğer hasarını göstermek için başlangıç testleri; Bilirubin, albumin, ALT, AST, ALP, GGT, tam kan sayımı ve INR içermelidir. 2. Anormal sonuçlar eski sonuçlarla kıyaslanmalı, medikal öyküsü sorgulanmalı ve mevcut klinik durumu ile ilişkisi tespit edilmelidir. 3. Klinik önemine göre hangi testler bozuk çıkıyorsa o yönde testler genişletilmelidir. 4. Erişkin bir hasta başlangıç testlerinin yanına batın ultrasonografisi, hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), hepatit C antikoru (Anti HCV- eğer pozitif ise HCV-RNA), anti mitokondrial antikor (AMA), anti-smooth muscle antikor (ASMA) , antinükleer antikor (ANA), serum immunglobulinler, serum ferritin düzeyi ve serum transferin saturasyonu standart olarak istenmelidir. 5. Çocuklarda ek testler olarak ferritin ve transferin saturasyonu endike değilken, standart testlere ek olarak anti- liver kidney mikrozomal antikor (anti LKM), çölyak antikorları istenmelidir. Alfa 1 antitripsin seviyesi ve 3 yaş üstünde seruloplazmin seviyesi istenmeli, ilgili anomaliler varsa metabolik hastalıklar uzmanınca değerlendirilmelidir. 6. Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) şüphesi bulunan hastalar risk derecelendirilmesi için NAFLD fibrozis skorları hesaplanmalı fibroscan ve elastografi gibi görüntüleme yöntemleriyle karaciğer sertliği ölçülmelidir. 7. Alkol ilişkili karaciğer hasarı, hastanın alkol kullanım alışkanlığını değerlendiren AUDIT (alcohol use disorder identification test) skoru hesaplanarak bu skor 19 ve üzeri ise düşünülmelidir. Normal karaciğer fonksiyon testleri gerçekte nedir? 1. Yapılan prospektif popülasyon bazlı ve herhangi bir karaciğer risk faktörü bulunmayan kişilerde ki çalışmalarda ALT değeri erkekler için 29-33 IU/l, kadınlar için 19-25 IU/l ‘dır ve bunun üstü hekimler tarafından değerlendirilmeye alınmalıdır (28,29). 2. Normalin üst sınırının üzerinde olan AST veya ALT seviyeleri artmış karaciğer ilişkili mortalite ile doğrudan bağlantılıdır (30). 3. Vücut kitle indeksi ile ALT seviyeleri arasında doğrusal bir ilişki mevcuttur (31-33). 4. Normal ALT seviyeleri kronik karaciğer hastalığını dışlamaz. AST/ALT oranının >1 olması ise kronik karaciğer hastalığı (fibroz-siroz) için değerli bir bulgudur (28). 5. ALT seviyeleri erkeklerde kadınlara göre daha yüksektir (34,35). 6. AST ve ALT seviylerinin üst sınırı farklı laboratuvarda değişkenlik gösterebilir. Ama viral hepatit, NAFLD, alkolik karaciğer hasarı ve toksik hepatit izleminde popülasyon bazlı prospektif verilerin üst sınırı kabul edilmelidir (29). 7. Alkalen fosfotaz ve bilirubin seviyeleri için lokal laboratuvar üst sınır değerleri kullanılabilir (28). HASTAYA YAKLAŞIM Hangi hastalara karaciğer testleri bakalım? (Şekil 1) 1. Kronik karaciğer hastalığı yavaş ve sinsice ilerler ve hastaların çoğu son dönem karaciğer hastası oluncaya kadar atlanırlar. Otoimmun hepatit hastalarının %75’inde belirtiler halsizlik, bulantı ve iştahsızlık gibi non spesifik semptomlar olabilir. Bu sebeple non spesifik halsizlik, iştahsızlık gibi semptomları olan hastalara mutlaka karaciğer tesleri istenmelidir (36). 2. Kronik karaciğer hastalığının bulguları olan asit, spider nevi, hepatosplenomegali gibi bulgular varsa INR ile beraber karaciğer testleri istenmelidir. 3. Karaciğer hastalığı geliştirme riski yüksek olanlar. Örneğin kaşıntı ile beraber olması primer biliyer kolanjiti düşündürmelidir. İnflamatuar bağırsak hastalarında kolestatik paternde yükseklik olması otoimmun koles- Hepatoloji 172 tatik hastalıklardan özellikle primer sklerozan kolanjiiti düşündürmelidir. Bu tipte bir yükseklik varsa mutlaka Manyetik Rezonans görüntüleme (MRI) yapılmalıdır (37,38). 4. Karaciğere toksik ilaçlar kullananlarının takibinde istenmelidir. En çok ilişkili ilaçlar karbamazepin, metildopa, minosiklin, makrolid antibiyotikler, statinler, nitrofurantoin, sulfanomidler, terbinafin, klorpromazin, metotreksattır (3,25). 5. Aile öyküsünde Wilson, hemakromatozis gibi genetik hastalıklar bulunması ya da ailede alkol bağımlığının bulunması gibi durumlarda karaciğer testleri istenmelidir (39-41). 6. Viral hepatitler çoğunlukla asemptomatiktir. Viral hepatit için yüksek prevelanslı ülkelerde bulunanlara ya da bu ülkelerden gelenlere, damardan uyuşturucu kullananlara, mahkumlara karaciğer testleriyle beraber viral seroloji testleri istenmelidir (42). 7. Obezite ve tip 2 diyabetes mellitusu bulunanlara NAFLD araştırılması için karaciğer testleri istenmelidir (43,44). Karaciğer test yükseklik paternleri nelerdir? (46) 1. Hepatoselüler hasar AST ve ALT seviyelerinin ALP ye göre daha fazla artmasıdır. 2. Kolestatik hasar ALP seviyesinin AST ve ALT ye göre daha fazla artmasıdır. 3. Mikst paternde hem ALP hem AST-ALT yüksekliği beraberdir. 4. İzole bilirubin yüksekliği için serum ALP ve AST/ALT seviyeleri normal olmalıdır. 5. R oranı (ALT/serum ALT üst limiti) / (ALP/ ALP üst limiti) >5 ise hasar hepatoselüler, <2 ise kolestatik, 2-5 arasında ise mikst patern düşünülmelidir (45) . Şekil 1. Bu şekilde anormal karaciğer testlerine verilecek ilk testler anlatılmaktadır. Sarı kutular ilgili klinik duruma göre başlangıç yaklaşımını anlatmaktadır. Sentez fonksiyonlarındaki bozukluk ya da maligniteyi düşündürür bulgular varsa hasta acil olarak sevk edilmelidir (kırmızı mor çizgili kutu). Klinik öyküye uygun karaciğer testleri paternine göre hiyerarşi içerisinde istenmelidir. ALP (alkalen fosfotaz), ALT (alanine aminotransferaz), AST (aspartat aminotransferaz) BMI (vücut kitle indeksi), FBC (tam kan sayımı), GGT (γ-glutamil transferaz), INR (international normalised ratio), LDH (laktat dehidrogenaz), NAFLD (non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı), T2DM (type 2 diabetes mellitus), USS (ultrasonografik inceleme) (9). Karaciğer Fonksiyon Testleri ve Güncel Gelişmeler 173 Karaciğerin spesifik hastalıklarına göre test istenmesi 1. Anti HCV pozitif olan hastalara HCV-RNA nükleik asit incelemesi istenmelidir. Hepatit C için riskli kişiler intranazal veya intravenöz ilaç kullanıcıları, dövme yaptıranlar, piercing taktıranlar, kan transfüzyonu yapılanlar, yüksek riskli cinsel ilişkide bulunanlardır (47). 2. Hepatit B için başlangıç testi HBsAg olmalıdır. Akut hepatit B için HBsAg yanında Anti -HBc IgM ve IgG istenmelidir. Yüksek riskli kişiler; endemik ya da hiperendemik bölgelerden gelen insanlar, homoseksüel ilişkide bulunanlar, intravenöz ilaç bağımlıları, diyaliz hastaları, HIV enfekte hastalar, gebeler, HBV pozitif kişilerle aynı evde yaşayanlardır (48,49). 3. Akut hepatit ile prezente olanlarda fekal-oral bulaş öyküsü bulunanlarda Hepatit A için HAV IgM istenmelidir. Endemik alanlardan gelip hepatit A, B, C için testleri negatif olanlara hepatit E için HEV IgM istenmelidir (50). 4. Akut hepatit ile prezente olan vakalarda hepatotropik viral nedenler dışlandıktan sonra herpes simpleks virüs (HSV), Ebstein- Barr virüs (EBV), Cytomegalovirüs (CMV) gibi non- hepatotropik viral sebeplere yönelik antikor testleri istenmelidir (50). 5. Vücut kitle indeksi artmış kişilerde metabolik sendrom komponentleri (Diyabetes mellitus, hiperlipidemi, hipertansiyon vb.) bulunanlara ALT yüksek çıkması halinde NAFLD taraması için ultrasonografi istenmelidir (42,51). 6. Haftalık olarak kadınlarda 140g, erkekler için 210g alkol tüketip AST>ALT olanlar alkolik karaciğer hastalığı için yüksek riskli kabul edilip alkol kesilmesi önerilmelidir (51,52). 7. Akut hepatit ile prezente olan bütün hastalardan herediter hemokramotozis için serum demir, transferrin saturasyonu, ferritin testleri istenmelidir. Transferrin saturasyonu %45 üzeri olan ve beraberinde ferritin seviyeleri artmış kişilerde herediter hemokramatozis açısından HFE gen mutasyon analizi yapılmalıdır (53,54). 8. AST ve ALT seviyeleri yüksek olup başka otoimmun hastalığı bulunan kişiler otoimmun karaciğer hastalığı açısından ANA, ASMA, IgG seviyeleri istenmelidir (55). 9. Persistan AST, ALT yüksekliği olup 55 yaşından küçük olanlar Wilson hastalığı açısından serum seruloplazmin seviyesi ile doğrulama testi olarak 24 saatlik idrarda bakır seviyeleri ile Kayser-Fleischer halkası için göz muayenesi istenmelidir (54,56). 10.Persistan AST, ALT yüksekliği bulunanlarda alfa 1 antitripsin fenotipi olanlarda alfa 1 antitripsin eksikliği için tarama yapılmalıdır (57,58). 11.İlaç ilişkili karaciğer hasarı açısından hastalar reçetesiz ilaç kullanımı, tamamlayıcı gıda ve bitkisel takviye edici ilaç vb. ürün kullanımı dikkatle sorgulanmalıdır (45). 12.Tanı konulamayan ya da çoklu olasılıkların bulunması durumunda karaciğer biyopsisi yapılması gerekebilir. 13.ALP yüksekliği olanlar GGT testi ile karaciğer kaynaklı olduğu doğrulanmalıdır. ALP ve GGT yüksekliği bulunanlara ultrasonografik inceleme yapılmalıdır. 14.Alkalen fosfataz yükseliği olanlar beraberinde bilirubin yüksekliği olup olmamasından bağımsız olarak primer biliyer kolanjit açısından anti mitokondrial antikor (AMA) istenmelidir (59). 15.Alkalen fosfataz yükseliği olanlar beraberinde bilirubin yüksekliği olup olmamasından bağımsız olarak primer sklerozan kolanjit veya IgG4 ilişkili hastalık açısından MR kolanjiografi ya da ERCP istenmelidir (60). 16.İzole GGT yükseklikleri alkol tüketimi ya da bazı toksik ilaç kullanımları ile ilişkilidir. Asemptomatik hastalara ileri inceleme yapılmasına gerek yoktur (61). 17.İzole bilirubin yükseklikleri ya direkt bilirubin ya da indirekt bilirubin ağırlıklıdır. İndirekt bilirubin yüksekliği bulunanlara beraberinde hemoglobin, haptoglobin, retikülosit sayımı Hepatoloji 174 istenerek hemoliz dışlandıktan sonra karaciğer kaynaklı nedenler olarak ilaç kullanımı (rifampisin gibi) Gilbert sendromu, Crigler -Najjar sendromu düşünülmelidir. ALP ve GGT yüksekliğinin eşlik etmediği direkt bilirubin yüksekliklerinde kalıtsal Dubin-Johnson sendromu ve Rotor sendromu ön planda düşünülmelidir (61,62). 18.Karaciğer dışı aminotransferaz yükseklikleri ilgili klinik durumlarda beklenir (63). Bunlar; • Miyokard enfarktüsü • Kas hastalıkları (herediter olanları distrofiler,metabolik hastalıklar edinsel olanlar ise miyozitler, rabdomyoliz, kramplardır) (rabdomyoliz durumlarında AST>ALTx3) • Hipo ve hipertiroidizm • Addison hastalığı • Çölyak hastalığı • İnflamatuar bağırsak hastalıkları • Konjestif kalp yetmezliği • Sıcak çarpması • Malign hipertermi • Ağır fiziksel egzersiz 19.İskemik hepatopati/hepatit durumlarında AST seviyeleri ALT’den önce 5000U/L seviyelere ulaşır. Laktat dehidrogenaz (LDH) seviyeleri aşırı yükselmiştir. ALT/LDH oranı<1 olması tipiktir. AST’nin önce pik yapması kendine has intralobüler distrubisyona uğraması sebebiyledir. Hipoksiye bağlı zon 3 hasarı oluşur. Hastaların %80’ inde bilirubin seviyeleri 34 mg/dL altındadır (64,65). 20.ALT ve AST 15 kattan fazla yükselmesi ciddi yükseklik anlamını taşır ve olasılıkları azaltmaktadır. Akut viral hepatitler, iskemik hepatit, septik şok, Budd-Chiari sendromu veya hepatik arter obstruksiyonu gibi vasküler hastalıklar, toksik-ilaç ilişkili karaciğer hasarı, otoimmun hepatit, akut biliyer kolanjit, karaciğerin kanser tarafından diffüz infiltrasyonu, karaciğer cerrahisi/travması, veno-okluzif hastalık, HELLP sendromu, Wilson hastalığı sebepler akla gelmelidir (66).