Tiroid hormon reseptör direnci alfa: Olgu sunumu


Solmaz N., Kınalı Çetin Y., Kayhan G., Döğer E., Çamurdan M. O., Bideci A.

XXV. Ulusal Pediatrik Endokrinoloji & Diyabet Kongresi, Antalya, Türkiye, 6 - 10 Ekim 2021, cilt.1, sa.166, ss.566-567

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.566-567
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

GİRİŞ: Tiroid hormon direnci (THD), hedef dokularda tiroid hormonlarına karşı yanıtın

azalmasıyla karakterize bir sendromdur. Tiroid hormon reseptör direnci alfa (THDα) ise

normale yakın tiroid fonksiyon testleri (TFT) ve dokuya özgü hipotiroidizm ile karakterize,

otozomal dominant kalıtılan ve pratikte atlanma ihtimali yüksek olan bir hastalıktır. Klinik

özellikler, dismorfik yüz, iskelet displazisi (makrosefali, epifizyal disgenezi), büyüme geriliği,

kabızlık, dispraksi ve entellektüel eksikliği içerir. Biyokimyasal anormallikler arasında

düşük/düşük-normal T4 ve yüksek/yüksek-normal T3, normalin altında bir T4/T3 oranı,

azalmış rT3, artmış kreatin kinaz ve SHBG seviyesi ile demir ve/veya B12 vitamini eksikliğinin

eşlik ettiği hafif anemi bulunmaktadır.

OLGU: 10 aylık erkek hasta, kabızlık ve TFT’de anormallik nedeni ile tarafımıza yönlendirildi.

Öyküsünden, miadında 3100gr doğduğu, sarılık nedeniyle fototerapi aldığı, uzun süredir

kabızlık ve anemi tedavisi gördüğü, nörolojik gelişim basamaklarının geriden seyrettiği

öğrenildi. Akraba evliliği öyküsü olmayan hastanın fizik muayenesinde kaba yüz görünümü,

burun kökü basıklığı ve geniş ön fontaneli vardı. Vücut ağırlığı 10.8 kg (90p), boyu 71cm (10-

25p) di. Laboratuvarda TSH: 3.9 mI/IU (ND: 0.7-8.4), sT4: 0.89 ng/dl (ND: 0.9-2.2), sT3: 5.3

pg/ml (ND: 2.8-4.4), TG: 65.9 ng/ml (ND:12-113), idrar iyotu:12,5’ ti. Tiroid USG si normaldi.

Hasta santral hipotiroidi tanısı alarak L-tiroksin tedavisi başlandı.

Takipte bulgulara, düzenli ilaç alımı ve normal sT4 seviyelerine rağmen konuşma gecikmesi

ile motor koordinasyon bozukluğu eklendi. Kranial görüntüleme ve genetik değerlendirmesi

yapılan hastada anormal bir bulguya rastlanmadı. Hasta, çocuk psikiyatrisi tarafından özgül

öğrenme güçlüğü tanısı ile takibe alındı. LT4 tedavisi ve özel eğitim ile kaba ve ince motor

koordinasyon bozukluğu kısmen geriledi. Ancak uzama hızı alt sınırda olan hastanın boyu 3-

10p ( hedef boy: 75-90p), IGF-1 düzeyi (-1-0) persentilde, kemik yaşı ise takvim yaşından 1.5-

2 yıl geride seyretti. X-Ray’de femur proximal epizinde displazi tespit edildi. Takvim yaşı 11

olduğunda, uzama hızı 5cm/yıl altına düşünce growth hormon uyarı testleri yapıldı. Testlere

yanıtı olmadığı için büyüme hormonu (BH) başlandı. Genetikten ‘Boy kısalığı, dirençli anemi,

hipotiroidi, öğrenme güçlüğü, epifizyal displazi’ bulgularıyla tekrar değerlendirme istendi.

Hastada THRA geninde otozomal dominant kalıtılan heterozigot c.1193C>G (p.PRO398Arg)

varyantı saptandı. Bu sonuç klinik bulgularla uyumlu olduğu için hastamız THR direnci alfa

tanısı aldı.

SONUÇ: Günümüzde THDα sendromlarının, genetik ve fenotipik heterojenliği nedeniyle tanı

ve optimal tedavisi net değildir. Hastamız santral hipotiroidi ile takip edilirken dismorfik

bulguları ve belirginleşen büyüme geriliği bizi THD sendromları açısından şüphelendirdi.

Böyle olgularda tüm ekzom dizilimi ve tanısal biyobelirteçler, THDα'nın tanısını

kolaylaştırabilir. THDα hastaları, özellikle hafif mutasyonları olan veya erken yaşta teşhis

edilenlerde L- tiroksin tedavisi bazı metabolik anormallikleri, kabızlığı ve dispraksiyi

iyileştirebilir. Literatürde BH tedavisi alan hastalar da bulunmaktadır. Olgumuz, LT4 ve BH

tedavi kombinasyonu ile izlenmektedir.