VI. BAŞKENT PEDİATRİ KONGRESİ, Ankara, Türkiye, 1 - 03 Mayıs 2025, ss.78-80, (Tam Metin Bildiri)
Giriş: Juvenil idiyopatik artrit (JIA), çocukluk çağının en sık görülen kronik romatizmal hastalığıdır
(Ravelli & Martini, 2007). JIA’nın yalnızca eklemleri değil, aynı zamanda merkezi sinir sistemi
aracılığıyla bilişsel ve nöropsikolojik işlevleri de etkileyebileceği bildirilmiştir (Anand et al., 2017).
Kronik inflamasyona bağlı sitokin düzeylerindeki artış, ağrı, yorgunluk ve kullanılan immünmodülatör
ilaçlar gibi çeşitli etmenler; dikkat, yürütücü işlevler ve bilgi işleme hızını olumsuz yönde etkileyebilir
(Mena‐Vázquez et al., 2021). Konvansiyonel ve biyolojik hastalık modifiye edici antiromatizmal
ilaçlar (kDMARD ve bDMARD), nörokognitif işlevler üzerinde belirli etkiler oluşturabilir (Bechtold &
Simon, 2014). Bu kapsamda dikkat ve yürütücü işlevlerin değerlendirilmesinde kullanılan MOXO
Sürekli Performans Testi (MOXO-SPT), görsel ve işitsel dikkat süreçlerini ölçen ve farklı alanlarda
kullanılabilen valide bir nöropsikolojik testtir (Berger & Goldzweig, 2010). Bu çalışmada, JIA
hastalarının dikkat, dürtüsellik, zamanlama ve hiperreaktivite gibi bilişsel alanlardaki işlevleri MOXOSPT
ile değerlendirilmiş ve hastalık aktivitesi ile kullanılan tedavilerin bu süreçler üzerindeki etkisi
araştırılmıştır.
Yöntem: Gazi Üniversitesi Çocuk Romatoloji Bilim Dalı’nda takip edilen 34 JIA hastası çalışmaya dahil
edilmiştir. Katılımcıların dikkat, zamanlama, dürtüsellik ve hiperreaktivite parametreleri MOXO-SPT
ile ölçülmüştür. Hastalık alt tipleri, laboratuvar bulguları (ANA, CRP, ESH), hastalık süresi, hastalık
aktivitesi (aktif/inaktif) ve kullanılan ilaçlar (NSAID, kDMARD, bDMARD, steroidler), test sonuçlarıyla
ilişkilendirilmiştir.
Bulgular: Hastaların %67’si kız (n=23), %76,5’i (n=26) oligoartiküler JIA idi. ANA pozitifliği %41,2
(n=14) hastada saptanmıştır. Ortalama tanı yaşı 8,13±4,19 yıl, test anındaki yaş ise 13,57±3,05 yıl
olarak bulunmuştur. Test parametrelerinden en çok zamanlama becerilerinde zorlanıldığı
gözlenmiştir. Erkeklerin dikkat puanları kızlara göre daha düşük olmakla birlikte bu fark istatistiksel
olarak anlamlı bulunmamıştır (p=0,055). ANA pozitifliği, yüksek CRP ve ESH düzeyleri ile bilişsel
performans arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır (p=0,097).
NSAID kullanan hastalarda dürtüsellik düzeyi anlamlı şekilde daha düşük bulunmuştur (p=0,012).
Buna karşılık, kDMARD, bDMARD ve steroid kullanan hastalarda dikkat düzeyinde anlamlı azalma
tespit edilmiştir (sırasıyla p=0,009, p=0,012 ve p=0,009). İlaç uygulama yolu da dikkat çekici
bulunmuş; subkutan enjeksiyon alanlarda hiperreaktivite skorları daha düşük çıkmıştır (p=0,031). Test
anında inaktif hastalığı olan bireylerin dikkat düzeyleri, aktif hastalığı olanlara göre daha yüksek
bulunmuştur (p=0,009).
Hastalık süresi ile zamanlama becerileri arasında anlamlı negatif korelasyon saptanmış, yani hastalık
süresi uzadıkça zamanlama skorlarında belirgin bozulma görülmüştür (r= -0,521, p=0,002).
Sonuç: Bu çalışma, JIA hastalarında nörokognitif işlevlerin etkilenebileceğini ve bu etkilenmenin hem
hastalık aktivitesi hem de uygulanan tedavilerle ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle aktif
hastalık döneminde dikkat performansında gözlenen düşüş, erken remisyonun yalnızca eklem sağlığı
değil, nörokognitif gelişim açısından da kritik olduğunu göstermektedir. Metotreksat ve biyolojik
ajanlar gibi güçlü immünmodülatör ilaçların dikkat düzeylerini olumsuz etkileyebileceği
gözlemlenmiştir.
VI. BAŞKENT
PEDİATRİ KONGRESİ
VI. Başkent Pediatri Kongresi 78
SB-022
SÖZEL BİLDİRİLER
TAM METİN
KONUŞMA ÖZETLERİ
Ayrıca subkutan enjeksiyon yoluyla tedavi gören hastalarda hiperreaktivite düzeylerinin daha düşük
olması, uygulama şeklinin de bilişsel performansı etkileyebileceğine işaret etmektedir.
Hastalık süresinin artışıyla zamanlama becerilerindeki bozulma ilişkisi, hastalığın kronik doğasının
uzun vadeli nörokognitif etkilerini göstermektedir. Bulgular, JIA hastalarının takip ve tedavisinde
bilişsel işlevlerin düzenli olarak değerlendirilmesinin önemini vurgulamakta ve bu konuda daha
büyük örneklemli, kontrollü çalışmalara duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır.