Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği 58. Ulusal Kongresi, Antalya, Türkiye, 28 Kasım - 01 Aralık 2024, ss.470-472, (Tam Metin Bildiri)
Giriş
Hemodiyaliz kateterizasyonu (HDK), hemodiyaliz
için vasküler yol oluşturmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Büyük vasküler
yapıların perforasyonu ve ekstraluminal yerleşim gibi komplikasyonlar nadirdir
ve erken tanısı zordur. Bu olguda LIJV (sol internal juguler ven) kateterizasyonu
sırasında venöz damar perforasyonu gelişen hastamızın yönetiminde TTE (Transtorasik
Ekokardiyografi) ve TEE (Transözafageal Ekokardiyografi) deneyimimizi sunmayı
amaçladık.
Olgu Sunumu
70 yaş kadın hasta; sol eksternal iliak arterde obstrüksiyon saptanması üzerine opere edildi. Postoperatif kreatinin değeri 2,24 mg/dL’ e yükselen ve anürik olan hastaya HDK yerleştirilmesi planlandı. Sağ paratrakeal alanda 67 mm çapında lezyon izlenmesi sebebiyle LIJV tercih edildi. LIJV`e ultrason kılavuzluğunda HDK yerleştirildi. Lümenlerden birinden kan geldi diğerinden gelmedi. Alınan kan örneğinin venöz olduğu doğrulandı. Çekilen posteroanterior akciğer grafisinde (PAAG) kateter ucu desendan aortun yanında görüldü. (Resim 1) Bunun üzerine toraks BT (Bilgisayarlı Tomografi) çekildi. Tomografide HDK’in süperior vena cava’ya uzanmadığı, desendan aortun yakın komşuluğunda, ekstraluminal olduğu görüldü. Tam lokalizasyonunu belirlemek amacıyla TEE yapıldı. Bikaval pencerede salin ajitasyon testi yapıldığında, sağ atriuma salinin ulaşmadığı, sol plevra görüntülemesinde akciğer tabanına, plevra komşuluğuna yayıldığı görüldü. (Resim 2) Kateteri çekilen hastada USG ile pnömotoraks olmadığı teyit edildi. 30 dk’lık aralıklarla hemogram, USG takibi yapıldı ve TTE ile plevradaki sıvının miktarı değerlendirildi. (Resim 3) Süreç içerisinde plevral kavitedeki sıvı miktarında minimal artış oldu. Hemoglobinde (Hgb) yaklaşık 1 g/dl düşüş olması üzerine replasman yapıldı. 24 saat süreyle yakın takip edilen hastada plevra sıvı miktarındaki artış durdu ve Hgb düşüşü olmadı.Tartışma
TEE,
yapılan çalışmalarda kılavuz telin ve kateterin intravasküler alanda konumlandırılmasında
radyografiye ve standart ultrason kullanımına göre daha üstün bulunmuştur. LIJV
kateterizasyonu komplikasyona daha yatkındır. Bu sebeple oluşabilecek bir
komplikasyonun teşhisinde TEE kullanımını, uzun dönemde ise TTE ile takibini
öneriyoruz. Henüz TTE/TEE kombine edilerek bu amaçla kullanımını bildiren başka
bir örnek olmaması nedeniyle bu olgunun literatüre önemli bir katkı yapacağını
düşünmekteyiz.
Anahtar
Kelimeler: ekokardiyografi, santral venöz kateterizasyon, kateter
malpozisyonu, sol internal juguler ven, komplikasyon, transözofageal
ekokardiyografi