İnsanın insan için tasarladığı tasarlama sürecinde bazı bireysel, toplumsal ve kültürel değerleri cisimleştirdiğiürünler ihtiyaç karşılama işlevlerinin yanı sıra arzu tatminine yönelik iletişimsel birer aygıttır. Bu karmaşıkdurum bilen özne ile bilinen nesne arasındaki bağıntıya ilişkin sorular ortaya çıkarmaktadır.Tarihsel sürece bakıldığında potansiyel sorunları barındıran özne-nesne ön kabulleri ve paradigmadeğişimlerine bağlı olarak gelişen yeni tasarım yapma biçimlerinin ilk dönem tasarım pratiklerini ortadankaldırmadığı görülmektedir. Bu bağlamda endüstri ürünleri tasarımı günümüzde farklı ontolojik kabullerebağlı olarak, farklı epistemolojilerin ve metodolojilerin aynı anda kullanıldığı çok paradigmalı bir bilim dalıve pratik olmayı sürdürmektedir.Çalışmada, felsefede özne-nesne düalizmi ile başlayan ontolojik tartışmaların endüstri ürünleri tasarımıpratiğindeki görünümleri ve disiplindeki farklı epistemoloji ve metodolojilere yansımaları, yıldız tasarımile katılımcı tasarım üzerinden karşılaştırmalı yöntem ile tartışılmıştır. Yıldız tasarımın varlığa yaklaşımıLukacs’ın ontolojisi ile ilişkilendirilirken, katılımcı tasarımın felsefi kökenleri Heidegger ontolojisi ileaçıklanmaktadır.
The products, designed by humans for humans, in which some individual, social and cultural values are embodied have functions to fulfill the needs as well as communicative functions to satisfy the desires raises questions about the relationship between the knowing subject and the known object. In the historical process, it is seen that the new design practices that developed in consequence of the changes in subject-object presuppositions and paradigm shifts did not eliminate the previous design practices. Industrial design continues to be a multi-paradigmatic science and practice in which different epistemologies and methodologies are used simultaneously based on different ontological assumptions. In the study, the appearances of ontological discussions of philosophy, which started with subject-object dualism, in industrial product design practice and its reflections on epistemology and methodology are deliberate over star design and participatory design through the comparative method. While star design approach to realm of existence is associated with Lukacs’ ontology, the philosophical origins of participatory design are expressed through Heidegger’s ontology