4. ULUSLARARASI TIP BİLİMLERİ VE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIMLAR KONGRESİ, Ankara, Türkiye, 26 Mart - 28 Nisan 2022, cilt.9786257367530, sa.52866, ss.225-232
Ökaryotik kromozomların sonundaki koruyucu başlıklar olan telomerlerin uzunluğu sağlık ve yaşam süresi ile ilişkili olup, kısalması yaşlanmanın belirteçlerindendir. Telomerlerin yıpranarak kısalmasında, doğal bir süreç olan yaşlanmanın haricinde beslenme gibi yaşam tarzı faktörleri ile hücresel düzeyde kronik inflamasyon ve oksidatif hasar da rol almaktadır. Besin öğeleri açısından dengeli olan ve içerdiği doymamış yağlar, bitkisel amino asitler, vitaminler, mineraller, lif, tokoferoller, fitosteroller ve polifenoller ile sağlık açısından birçok fayda sağlayarak beslenmemizde önemli bir yer tutan sert kabuklu yemişlerin, özellikle anti-inflamatuar ve antioksidan özelliklerinden ötürü telomer uzunluğu ile ilişkisini araştırmaya yönelik ilgi giderek artmaktadır. Genel diyet örüntüsü içinde sert kabuklu yemişlerin tüketimi yalnızca yetişkin ve yaşlılarda değil, okul öncesi çocuklarda da telomer uzunluğu ile pozitif ilişkili bulunmuştur. Ancak sert kabuklu yemişlerin tüketimi ile telomer uzunluğu arasında ilişki olmadığını gösteren çalışmalar da mevcuttur. Prediyabetik hastalarda normal diyete ek olarak 4 ay boyunca verilen Antep fıstığı takviyesi (57 g/gün) telomer uzunluğu ile ilişkili bulunmasa da, DNA'daki oksidatif hasarı azaltıp, telomer ile ilişkili bazı genlerin gen ekspresyonunu arttırmıştır. Fazla vücut ağırlığına sahip veya
obez olan yetişkin ve yaşlı bireylerde diyetten gelen enerjinin %15’i olacak şekilde 3 aylık badem takviyesi de telomer uzunluğu ile ilişkili bulunmamıştır. Sağlıklı yaşlıların beslenmesine diyetten gelen enerjinin %15’i kadar cevizin 2 yıl boyunca takviyesi telomerin uzunluğu ile ilişkili olmasa da kısalmasına karşı koruyucu bir faktör olarak saptanmıştır. Bazı kesitsel çalışmalar sert kabuklu yemişlerin tüketimi ile telomer uzunluğu arasında pozitif ilişki bulsa da sert kabuklu yemişlerin genel ve spesifik türlerinin tüketimi ile farklı popülasyon gruplarında daha fazla uzunlamasına
randomize kontrollü çalışmaya ihtiyaç vardır.