Lumpektomi Sonrası Süperomedial Pediküllü Transpozisyon Flebiyle Meme Rekonstrüksiyonu: Olgu Sunumu


Creative Commons License

Okutan M. T., Doruk M., Doğan G., Şibar S., Göbüt H.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 45. Ulusal Kurultayı, Ankara, Türkiye, 28 Ekim - 01 Kasım 2023, ss.379-380

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.379-380
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Meme kanseri hayat boyu her 8 kadından 1’inde görülmektedir. Ortalama 5 yıllık sağkalım oranı %90,8(1) olup meme kanseri tedavisindeki gelişmeler kür oranlarını artırmaktadır. Bu gelişmeler beraberinde meme rekonstrüksiyonu ihtiyacının da artmasına sebep olmuştur. Meme koruyucu cerrahide (MKC), meme kanseri tümörsüz bir sınırla eksize edilip ardından adjuvan radyoterapi uygulanmaktadır. MKC’nin mastektomiyle benzer sağkalım oranlarına sahip olduğu ancak hastaya estetik ve psikolojik olarak faydalı olduğu kanıtlanmıştır.(2) Hasta seçimi çok önemlidir; tümör/meme hacminin büyük olduğu veya MKC ile estetik sonucun kötü olacağı öngörülen hastalarda onkoplastik teknikler görece kontrendikedir. Bu problemlerin üstesinden gelmek için tümör eksizyonu sonrası kalan meme parankimini; ilerletme flepleri veya meme küçültme modelleri yoluyla yeniden dağıtan onkoplastik teknikler çoğu zaman kullanılmaktadır. Bu tekniklerde simetriyi sağlamak için kontralateral memenin küçültülmesi/ mastopeksi işlemleri de gerçekleştirilmektedir. Bu teknik MKC’nin endikasyonlarını daha önce mümkün olandan daha büyük tümör/meme hacmi oranına sahip kadınları da kapsayacak şekilde genişletirken, estetik sonucu da en üst düzeye çıkarmaktadır.(3,4) Bu çalışmada ileri derecede büyük ve pitotik memeye sahip bir hastada; lumpektomi sonrası oluşan doku defektinin, memenin süperomedial pediküllü transpozisyon flebiyle rekonstrüksiyonu sunulmuştur. Olgu: Sigara kullanım öyküsü olmayan 64 yaşındaki kadın hastaya mamografi taramalarında sağ memede şüpheli lezyon görülmesi üzerine kalın iğne biyopsisi yapılmış. Biyopsi sonucunun ‘’İnvaziv Meme Karsinomu’’ olarak raporlanması üzerine hastaya genel cerrahi bölümü tarafından sağ lumpektomi ve sentinel lenf nodu biyopsisi operasyonu planlandı. Lumpektomi sonrası devralınan hastaya; oluşan doku defektinin rekonstrüksiyonu amacıyla nipple areola kompleksinin (NAK) serbest greft olarak kullanıldığı süperomedial pediküllü küçültme mammoplasti işlemi planlandı. Sağ memede pedikül izolasyonu sonra süperomedial pedikül defekt alanına transpoze edildi, 2200 gr fazla meme dokusu çıkarıldı. Simetriyi sağlamak amacıyla sol memede süperomedial pediküllü küçültme mammoplasti işlemi gerçekleştirildi, 2700 gr fazla meme dokusu çıkarıldı. NAK yeni yerine greft şeklinde adapte edildi. Patoloji raporunda cerrahi sınırlar ve sentinel lenf nodu negatif gelen hastaya adjuvan radyoterapi planlandı. Hastanın postop takiplerinde flep distalinde minimal yüzeyel nekroz gelişip uygun yara bakımı sonrası primer onarıldı. Tartışma: NAK koruyucu mastektomi ile eş zamanlı rekonstrüksiyon, optimal estetik sonuç ve yüksek hasta memnuniyeti sağlar. Onkoplastik cerrahide meme küçültme tekniğinin; tümör eksizyonu sonrası uygun hacim, şekil ve kontürle memenin yeniden yapılandırılması için büyük boyutta meme hacmine sahip hastalarla sınırlı olduğu görülmüştür. (Sütyen ölçüsü D veya üzeri). Büyük memenin terapötik aralığa ulaşmak için adjuvan olarak daha yüksek dozda radyasyon tedavisi gerektirmesi nedeniyle küçültme mamoplastisi tipi bir prosedürün kullanılmasını daha az radyasyon dozuyla daha etkin bir tedavi olanağı sağlar. (5) Bunun dışındaki faydaları; memenin ameliyat sonrası daha estetik görünmesi ve tümör rezeksiyon kesisinin meme küçültme paterni içinde gizlenmesidir. Olgumuzda hastanın defekti süperolateral kadranda olduğu için süperomedial pedikülle rekonstrüksiyonu tercih edilmiştir. NAK nekrozu için risk faktörleri; obezite ve büyük meme boyutudur. Hastamız obeziteye ve ileri derecede büyük bir memeye sahip olduğu için NAC serbest greft olarak kullanılmış ve olası nekroz ve uzamış yara iyileşme sürecinin önüne geçilmiştir. Sonuç: Meme kanseri tespit edilen ileri derecede büyük ve pitotik memeli olgularda lumpektomi sonrası uygun pedikül seçilerek, defekt alanına transpozisyon flebi şeklinde yerleştirilebilir. Bu sayede tatmin edici estetik sonuçlar elde edilebilmektedir.