Travma Görmüş Üst Çene Ön Bölge Dişlerin Konservatif Rehabilitasyonu: Olgu Raporu


Yetiş A. İ., Bala O.

necmettin erbakan üniversitesi 3.uluslarası diş hekimliği kongresi, Konya, Türkiye, 24 - 26 Mayıs 2024, ss.303, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Konya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.303
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Bu olguda travma sonucu kırılmış üst çene santral dişlerin (11, 21) ve avülse olmuş sağ lateral dişin (12) konservatif olarak rehabilite edilmesi amaçlanmıştır.

Yöntem: Estetik kaygılar nedeniyle kliniğimize başvuran 17 yaşında kadın hastada yapılan klinik ve radyolojik muayene sonucunda, düşme nedeniyle üst çene santral dişlerinin (11, 21) pulpayı içermeyecek şekilde kırıldığı ve sağ lateral dişinin (12) avülse olduğu görüldü. Ayrıca kırık parçaların ve avülse dişin olay yerinde kaybolduğu öğrenildi. Hastaya tedavi seçenekleri anlatılarak 11-21 numaralı dişlerin rezin kompozit ile restorasyonuna, 12 numaralı dişe ise fiber ile güçlendirilmiş rezin tutuculu köprü yapımına karar verildi. Asemptomatik 11 ve 21 numaralı dişlerdeki kırık kısımlar, dentin ve mine rezin kompozitleri (Essentia Medium Dentin ve Light Enamel, GC, Japonya) kullanılarak restore edildi. Takibinde fiber splint (Interling, Angelus, Brasil) 13 ve 11 numaralı dişlerin palatinal kısımlarına hafif bizotaj yapılarak akışkan rezin kompozit (G-Aenial Injectable, GC, Japonya) ile yerleştirildi ve polimerize edildi. Dişetine teflon bant yerleştirilip izolasyon gerçekleştirildikten sonra, dentin ve mine rezin kompozitleriyle direkt yöntem uygulanarak diş formu verildi. Bitim ve polisaj işlemlerinden sonra hastaya önerilerde bulunuldu.

Sonuç: 4 aylık takip sonucunda, restorasyonların fonksiyon ve estetik açıdan yeterli olduğu görüldü. Ön bölge dişlerin direkt rezin kompozit ile restore edilmesinin indirekt restorasyon tekniklerine alternatif iyi bir tedavi yöntemi olduğu söylenebilir. Ayrıca, tek seansta yapılan fiberle güçlendirilmiş rezin tutuculu köprü uygulamasında gelişmiş rezin kompozit ve adeziv teknolojinin imkanları kullanılarak hızlı ve minimal invaziv bir yaklaşımla estetik, fonksiyonel ve muhtemelen kalıcı olabilecek bir sonucun elde edilebilmesi mümkün olmaktadır. Bu nedenle, özellikle ön keser dişlerde boşluğun fazla geniş olmadığı vakalarda protetik restorasyon öncesi bir alternatif olarak düşünülebilir.