TPRECD 44.Ulusal Kurultayı , Antalya, Türkiye, 02 Kasım 2022 - 06 Ocak 2023, ss.160-161
Giriş: Alveoler kleftler yarık damak dudaklı
hastaların %75ini etkileyen bir problemdir. Regürjitasyon, persistan oroantral
ve palatal fistül, konuşma problemleri, maloklüzyon, çapraz kapanış, burun
tabanı destek zayıflığı gibi klinik sonuçlar alveoler kleftlerin klinik
sonuçları olarak bilinmektedir.
Oroantral fistülün kapatılması,
stabil ve devamlı maksiller ark oluşturulması ,kleft komşuluğundaki dişlere
desteğin arttırılması, kleft sahasındaki dişin sürmesinin sağlanması , oral
hijyenin kolaylaştırılması , yüz büyümesinin desteklenmesi ,sürmüş dişler için
keratinize diş eti ortamı sağlanması , konuşma netliğinin arttırılması, priform
bölgenin augmentasyonu, rahat ve serbest ortodontik hareketlere ve diş implantına
temel sağlanması ve kozmetik olarak daha iyi bir dental ark formu oluşturmak
için alveoler kleftlerin onarımı gereklidir.
Yapıldığı döneme göre primer
alveoler kemik greftlemesi 0-2 yaş süt dişleri döneminde , sekonder alveoler
kemik greftlemesi 3-13 yaş mikst
dentisyon döneminde ve tersiyer alveoler kemik greftlemesi 13 yaş üzerinde yapılan greftlemeler olarak
sınıflandırılabilir. Sekonder greftleme belirgin avantajları sebebiyle pek çok
merkezde altın standart kabul edilir ve uygulanır.
Gereç ve Yöntem :
Çalışmamızda 2015-2019 yılları arasında alveoler kleft onarımı yaptığımız 41
hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Preoperatif ve postoperatif
panoramik görüntülemeler ve/veya 3 boyutlu BT görüntülemeleri karşılaştırıldı .
Panoramik grafilerden interalveoler kemik segment seviyesinden Bergland
skalasına göre greftleme başarısı derecelendirildi. Bergland skala 1 ve 2
hastalar interalveoler segmentte hedeflenen %50 ve üzeri kemikleşmeyi gösteren
başarılı sonuçlar olarak değerlendirildi. Bergland skala 3 ve 4 hastalar ise
hedeflenen sonuçların altında kalan hastalar olarak sınıflandırıldı ve bu
hastalarda olası başarısızlık nedenleri gözden geçirildi .
Bulgular: Çalışmada
değerlendirdiğimiz 41 hastadan 23’ü erkek 18’i kadın hastadan oluşmaktaydı. Olguların
4’ü bilateral 37’si tek taraflıydı. Hastaların tamamında onarım için iliak
kanattan alınan kansellöz kemik grefti kullanıldı. Hastalara alveoler
kleft cerrahisi 6-21 yaş aralığında
uygulandı(ortalama yaş 11,49). Uygulandığı döneme göre 29 hasta sekonder; 12
hasta tersiyer alveoler greftleme yapılan gruptaydı. Hastalar alveoler
greftleme sonrası ortalama 5,4 yıl takip
edildi. Ortalama Bergland skalası 2,34 olarak belirlendi. Hastaların
%12,2’si (5 hasta) postoperatif panoramik grafilerine göre Bergland 3 ve 4
olarak değerlendirildi.
Olgu Örnekleri :
Olgu 1: 14 yaş
erkek hastanın solda tek taraflı dudak ve damak onarımları sonrası 10 yaşında
tek taraflı alveoler klefti iliak kanattan alınan kansellöz kemik greftiyle
dolduruldu . Greftleme başarısı postoperatif 7.ayda 3 boyutlu BT ve panoramik
grafilerle değerlendirildi. Ağız içi muayenesinde anterior damakta oranazal
fistül ve solda çapraz kapanış deformitesi görüldü. Muayene bulguları 3 boyutlu
BT değerlendirmesiyle uyumluydu . Postoperatif 7.ay panoramik grafi
değerlendirmesinde interalveoler segmentte Bergland Tip 4 kemikleşme görüldü.
Persistan fistülün kleft anatomisi ve greftleme başarısızlığındaki etkisi
düşünüldüğünde bu vakada başarısızlığın olası bir nedeni olabileceği
değerlendirildi.
Olgu 2: 14 yaş
erkek hastanın tek taraflı dudak ve damak onarımları sonrası 7 yaşında solda
santral kesici diş lateralinde, sağda kanin lateralindeki alveoler kleftleri
kansellöz kemik greftleriyle dolduruldu. Devam eden postoperatif süreçte kullanılan ağız
dışı ‘reverse headgear’ apereyi yardımıyla lateral dentoalvoeler segmentler
medialize edildi . Bu uygulama her iki kleft sahasında küçülme sağladı
.Ancak postoperatif ortodontik destek
tedavisine rağmen muhtemel alveoler kleftin büyük ve bilateral olması
dezavantajı nedeniyle solda Bergland tip 3 sağda Bergland tip 4 kemikleşme görüldü.
Olgu 3 : 24 yaş
erkek hasta, solda tek taraflı alveoler klefti iliak kanattan alınan kansellöz
kemik greftiyle geç başvuru sebebiyle 19 yaşında dolduruldu.
Postoperatif 1. Yıl değerlendirilen panoramik grafisinde Bergland tip 4
kemikleşme gözlendi. Bu hastada kleft
onarımı için geç başvurmasının olumsuz etkisinin muhtemel olduğu düşünüldü .
Olgu 4: 14 yaş erkek hasta damak yarığı onarımı
sonrasında 9 yaşında sol taraflı
alveoler kleftini kapatmak için iliak kanattan alınan kansellöz kemik grefti
kullanıldı. Postoperatif 4. Yıl çekilen panoramik grafisinde interalveoler
segmentte Bergland tip 4 kemikleşme gözlendi. Solda tek taraflı büyük boyutlu alveoler klefti olan hastada kullanılan greft
materyalinin bu büyük defekti kapatmada yetersiz kalmış olabileceği greft
başarısızlığının muhtemel nedeni olarak görülmektedir.
Olgu 5 : 21 yaş
erkek hasta , 17 yaşında tek taraflı alveoler klefti iliak kanattan alınan
kansellöz kemik greftiyle dolduruldu.
Alveoler kleft onarımın ardından değerlendirilen 3 boyutlu BT
değerlendirmesinde kullanılan greftin burun tabanı desteği için faydalı olduğu
ancak defektin büyük kısmını kapatamadığı görülüyor. Hastanın kleft onarımı
için geç başvurmasının olumsuz etkisinin muhtemel olduğu bir olgu örneği .
Tartışma: Uygun
preop hasta değerlendirme, uygun preop ortodontik hazırlık ,uygun postop
ortodontik destek tedavisi , gerekiyorsa diş çekilmesi de dahil kemikleşmeyi
önleyecek etmenlerin ortadan kaldırılması , greftleme alanına diş sürmesinin
teşvik edilmesi gibi kleft bölgesinde kemikleşmeyi arttıracak yaklaşımlar ,
maksiller arkta komşu kleft segmentlerinin vertikal ve palatobukkal
hizalanmasının yeterli olması, greftlemenin kanin sürmesinden önce veya kanin kökünün 1/4-2/3’ü sürdüğünde
yapılması, kleft genişliği ve bilateral/unilateral olması gibi kleft
özellikleri ,geçirilmiş başarısız operasyonlar, cerrahi teknik , cerrahın
tecrübesi ,gingivit gibi ek periodontal hastalık varlığı, hasta uyumu ,oral
hijyen, kullanılacak greft materyalleri ve kullanılacak greft miktarı alveoler greftleme başarısını etkileyen
faktörler olarak bilinmektedir.
Retrospektif değerlendirdiğimiz 41 hastada
Bergland tip 3 ve tip 4 hastalar kleft onarımında beklentimizin altında kalan
hastaları oluşturmaktaydı ve bu hastalarda olası tedavi başarısızlık
nedenlerini gözden geçirdik. Yetersiz sonuç aldığımız hastalardan ikisi geç
başvuran hastalardan oluşmaktaydı. Kanin
sürmesinden önce kemik greftlemesi yapıldığında, %80'den fazla başarı şansı
varken bu oran 25 yaşında yaklaşık %50lere düşer. Ek olarak, yetişkin alveolar
klefti komşu dişlerin kaybı nedeniyle tipik olarak daha büyüktür . Bu grup
hastalarda segmental maksiller osteotomiler ve arka segmentlerin yarık alanına
doğru ilerletilmesi gerekli olabilmektedir.
Ancak bu girişimlere rağmen özellikle çift taraflı ve büyük kleftlerde
başarısızlık görülebilmektedir. Nitekim olgu 2 de böyle bir segmental hareket
ortodontik hareketlerle sağlanmasına rağmen istenilen başarı elde edilemedi.
Ek olarak 3 boyutlu tomografi ve
panoramik inceleme karşılaştırmalarında panoramik görüntülemelerin bu hasta
grubunda yetersiz kalabildiği gözlendi. Özellikle olgu 3 de de görüldüğü gibi
kleft bölgesi komşuluğundaki dişlerin bu bölgeyi kapatarak defekt büyüklüğüyle
ilgili yanılsamalara neden olabileceği görüldü.
Sonuç: Alveoler greftleme başarısızlıklarını etkileyen faktörlerin bilinmesi bu hastalardaki uzun dönem iyi ve stabil sonuçlar için önemlidir ve bu hasta grubunun yönetimi açısından gereklidir.
Anahtar Kelimeler: alveoler greftleme, alveoler kleft onarımı, Bergland skalası