Diğer, ss.1-3, 2024
Neoliberal
Siyasanın Kültürel Gecikmişlik Sendromları
Dr. Öğr. Üyesi Mustafa KARAAĞAÇLI
G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, EBB Öğr. Üyesi.
1.
Öndeyi
“Neoliberal Siyasanın Kültürel Gecikmişlik Sendromları”
konulu bu çalışmanın amacı; genelde neoliberalizmin
özelliklerini, özelde ise neoliberal siyasilerin kültürel gecikmişlik hallerini
sosyolojik olarak kamuoyunun dikkatlerine sunmaktır.
İlgili alan yazın bulgularına ve yazarın postpozivitist
görüşleriyle gözlemlerine dayalı
oluşturulan çalışma; (1)Öndeyi, (2)Neoliberal
Siyasal Yapının Özellikleri, (3)Neoliberalizmin Doğurguları,
(4)Kültürel Gecikmenin Sosyolojisi, (5)Kültürel Gecikmeye Genel Örnekler, (6)Kültürel
Gecikmeyle Zayıflayan Değerler, (7)Kültürel Gecikmeye Neo-özneli Politik
Haller, (8)Sonuçlar, (9)Öneriler, (10)Vargı ve Yargı alt başlıklarında sistematize edilmiştir.
2.Neoliberal
Siyasal Yapının Özellikleri
Neoliberal
siyasal yapı kapitalizmden beslenip, kapitalist yönetimi yaşam biçimi haline
getirdiğinden sosyo-ekonomik
piyasalarda egemen olan özel sektördür. Özel sektör ise daha çok para kazancı üzerine
yapılandığından, “özelleştirme” adı altında özel düzenlemeleriyle, “serbest
ticaret ve düşük ücret” olarak
kendini gösterir.
Neoliberal siyasal yapı,
çalışma hayatında serbest ticaret
ve düşük ücret olarak kendini gösterirken, kapitalist uygulamaların
son model rant dönüşümü olan neoliberalizm sosyo-ekonomik yapıda yeni özneler çıkarır.
Neoliberal
siyasal yapı, özel
sektöre çalışma hayatında
serbestlik, özgürlük ve yatırımsal güvenceler sağlarken, özgürlük ve eşitlik olgularının ancak; serbest piyasa şartlarında
gerçekleşebildiğini savunur (Harvey, 2015). Çünkü; Liberalizmin ilkelerinden hareket eden
ve kapitalist bir öğreti olan neo-özneli
yapı, devletin müdahale işlevini liberallikten daha zayıf halde
görür.
3.Neoliberalizmin
Doğurguları
·
Serbest piyasa ve özel şirket aklı kamusal irade gibi benimsenir.
· Temel ekonomik kararlar özel sektör korumalı
olarak uygulanır.
· Neoliberalizmde sosyo-ekonomik düzenin kurgulayıcısı da rantiyecisi
de özel teşebbüstür.
4.Kültürel Gecikmenin
Sosyolojisi
Kültür: Her
tür yaşantılar ve değerler bütünüdür. Kültür bir toplumun ve milletin özüdür.
Milleti millet yapan maddi ve manevi değerlerdir. Toplumsal yapıyı oluşturan kültürel
bileşenler, maddi ve manevi kültürler, toplumsal sınıflar, statü, statüyle
bağlaşık roller, gerekli olan sağlık, eğitim, güvenlik, eğitim sistemlerindeki anlayıştır.
Kültürel gecikme ise, sosyo-akademik epistemoda
“kültürel boşluk" olarak da kullanılmakta, özünde toplumsal dengeyi bozma
ve farkedilince de denge sağlamaya
yönelik tavırlardır (Ougburn, 1931).
Çünkü;
kültürel gecikme bir toplumdaki maddi kültür öğelerinde meydana
gelen değişim hızına, manevi kültür öğelerinin ayak uyduramaması sonucu oluşan “uyumsuzluk ve görgüsüzlüktür.”
Kültürel gecikme, toplumsal maddi ve manevi
kültürün karşılıklı ilişkisinde, değişme sürecinde ortaya çıkan bir uyumsuzluktur.
Maddi kültürdeki değişiklikler belli bir
zaman gecikmesiyle manevi kültür
tarafından izlenir. Bu süre içindeki boşluklar kültürel gecikmeyi gösterir.
Kültürel gecikme hızla zenginleşen insanların
yaşam tarzlarındaki abartılı haller, Küresel
ölçekli değişimlerle
evrenselleşme yerine; yerel
kalmadır.
Kültürel gecikme ekonomik zeminde kısa sürede
sınıf atlayarak olağanüstü zenginleşen insanların, geldikleri toplumsal
çevrenin kültürel özelliklerini
koruma halleridir. Yani, onların
çok zengin olmalarına rağmen zengin kesime kültürel bilgi, beceri ve tutumlar
göstermelerini sağla-ma-mıştır. Ancak bir iki kuşak sonrası çocukları ise yeni
yaşamlarını daha fazla benimseyecek ve yine o yaşam tarzlarına sahip
olanlar tarafından daha fazla kabul
görecektir. Bu kuşak farkı ise kültürel gecikmenin bir yansımasıdır.
Maddi kültür |
Manevi kültür |
Ekonomi, teknoloji,
ürünler ve üretim yapıları |
Gelenekler, töreler,
hukuk, edebiyat ve toplumsal zihniyet |
Bu maddi ve manevi kültürel
değerler kültürel gecikmeye
etki etmektedir. Çünkü; kültürel gecikme bireylerin ekonomik sermayeye sahip
olması eşzamanlı olarak kültürel sermayeye sahip olmalarını sağlamaz.
5.Kültürel Gecikmeye Genel Örnekler
Maddi
kültürün teknoloji boyutundaki şu değişiklikler, kültürel gecikmenin somut
örneklerindendir:
· Düne
kadar cep telefonu sahibi olmayan insanların, cep telefonu edindikten sonra
toplum içindeyken çevrelerindeki insanları rahatsız edecek şekilde yüksek sesle
konuşulmakta, toplu mekânlarda tiyatro, cami gibi yerlerde kapatmaya özen
gösterilmemektedir.
· Telefonunun
gündelik yaşamda çok önemli bir yer oluşturmasıyla birlikte cep telefonuyla
konuşma kültürünü de eş zamanlı olarak
öğrenmesine neden olmamakta, yani kültürel gecikmeye neden olmaktadır.
· Apartman
ortak yaşam alanlarında rahatsızlık verecek şekilde davranmalardır.
· Birer plastik
para olan banka kredi kartlarının bilinçsiz kullanımlarıdır.
· Kamu
taşıtlarında binilecek ve inilecek kapılara
uygun davranmamadır.
· Sonradan
görme zenginliklerdir.
6.Kültürel Gecikmeyle Zayıflayan Değerler
Kültürel gecikmenin özü, maddi kültürün gelişmesine
karşın; manevi kültürün gelişmesindeki
uyumsuzluktur.
Kültürel
gecikmede hızlı, kontrolsüz, denetimsiz
ve somut açıklamasız zenginleşmeler artarken; toplumsal değerler
zayıflar.
Bireyleri ve toplumu birarada
tutan değerler: Bireyin toplum yaşadığı, toplum içinde Varolma ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığı hümanistik bulgusu dikkate
alındığında, bireyleri ve toplumu birarada tutan değerlerin önemi daha da artmaktadır (Karaağaçlı, 2021-2:108).
Bireyleri ve Toplumu Birarada Tutan Kök Değerler Kök değerler: adalet,
dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk,
vatanseverlik ve yardımseverliktir. |
Bu
değerler, öğrenme öğretme sürecinde hem kendi başlarına, hem ilişkili olduğu
alt değerlerle ve hem de öteki kök değerlerle birlikte ele alınarak hayat
bulması yaşamsal önem taşımakta,
bu önem ise değerlerin kazanılıp
yaygınlaştırılması ve nesillere aktarılması için dil
yetkinliklerine ve mirasına ihtiyaç
bulunmaktadır.
7. Kültürel Gecikmeye Neo-özneli Politik
Haller
Neoliberalizmin
kültürel gecikmişlik politikalarıyla ve kuşatmacı uygulamalarıyla ortaya çıkan toplumsal
yapıda, sosyal erozyon artmıştır.
Çünkü;
·
Kültürel
gecikmeyle, varsıllığın, endüstrileşmenin ve teknolojinin hacmi artarken; toplumun geleneklerini
koruma es geçilir olmuştur.
·
Kültürel
gecikmeyle, teknolojik, siyasal ve
finans değişkenlerine sahip neoliberal
siyasa erki ve bürokrasi enflasyonuyla toplumsal dayanışma
ve paylaşma zayıflamıştır.
·
Kültürel
gecikmeyle, görgüsüz tavırlar ve davranış biçimleriyle toplumsal yapıdan kopuk
yaşantılar normal görülür olmuştur.
· Kültürel gecikmeyle,
neoliberaller sosyo, ekonomik ve kültürel değişimleri bağlamlarına uygun
sindirip yaşayamadıklarından; önce
bireylere sonra topluma saygı gösterme davranış kalıpları arasında
uyumsuzlukları görgüsüzlük derecesine yükselmiştir.
· Kültürel gecikmeyle,
formal ve örgün eğitimin okulöncesi, ilkokul, ortaokul, lise, yükseköğretim ve lisansüstü eğitim
düzeylerinin ortak tümel
amaçları arasında olan
ve olması gereken “toplumun kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak”
özelliği zayıflamıştır.
Çünkü; bu konuda
idealistik temel felsefi akımlı,
daimicilik ve esasicilik eğitim felsefeli eğitim yaklaşım, yöntem, teknik ve ilkeleri “yeni” kavramlı moda girişimlerle
göz ardı edilmiştir.
8.Sonuçlar
Çalışmada
elde edilen bulgular ve sosyolojik
gözlemler ışığında aşağıda sıralanan
sonuçlara varılmaktadır:
1-Devlet,
bürokrasi, kamusal büyüme ve gelenekleri zayıflatılmıştır.
2-Halkın
artan enflasyon karşısında; beslenme ihtiyaçları zor karşılanır olmuştur.
3-Artan konut ve kira fiyatlarıyla konaklama sorunları
artmıştır.
4-Mevsimsel
zorluklardan ve enerji fiyatlarındaki neoliberal fiyatlandırmalarla ısınma
sorunu artmıştır.
5-Ulaşım
girdilerinin seyahat biletlerine yansımasıyla geleneksel aile ziyaretleri
ve bayram kutlamalarından vazgeçilir olmuştur.
6-Ticari
zekalar artarken ahlaki zekalar azalmıştır.
9.Öneriler
Çalışmada ulaşılan sonuçlar
doğrultusunda dikkate alınmasında yarar umulan iyileştirme ve geliştirme
önerileri aşağıda sıralanmaktadır:
1. Kültür soğan gibidir. Kesilince her yana
kokusu yayılır. Bu bağlamda,
kültürel değişimler bilgi ve yaşam
bütünlüğü içinde ele alınmalıdır.
2. Kültürel
değerler toplumu birarada tutan işlevli anonim otorite olduğundan maddi
ve manevi kültürel değerler ve değişkenler erken eğitim-öğretim yani okulöncesi dönemde başlayarak kazandırılmasına özel önem
verilmelidir.
3.
Gerek
idealistik ve gerekse realistik bakışlı kültürel mirasın yaşanması, geliştirilmesi,
ulusal ve uluslararası geleceğe taşınması için “toplumun kültürel mirasını gelecek nesillere aktarma”
özelliği formal ve örgün eğitim
süreçlerinde eğitim felsefesi olarak işe koşulmalıdır.
4.
Konvansiyonel medya ve sanal anti-sosyal medya ortam ve araçlarının nicelde çok nitelde ise bilgi çöplüğü kirliliğindeki
uyarıcılarına maruz kalmamak için görsel okur yazarlık becerilerine ve kültürel
değerlerin kazandırılmasına özel bir önem verilmelidir.
5.
Her formal ve örgün
eğitim-öğretim düzeylerinde kültürel farkındalık ve okuryazarlık becerilerinin kazanılması
için gerekli eğitim yaklaşım, yöntem,
teknik ve ilkeler dikkate alınmalıdır.
10.Vargı ve Yargı
Kültürel
gecikme “kültürel boşluk" olarak sosyal yapıyı zedelerken;
maddi kültür öğelerinde meydana gelen değişim hızına, manevi kültür öğelerinin
ayak uyduramaması sonucu beliren “uyumsuzluk ve görgüsüzlüktür.” Bir insanın sonradan görmesi ve
buna bağlı olarak bilgi, beceri ve tutumlarında sırıtması abartılı
tavırlar göstermesi hoşgörüyle karşılanabilirken;
görgüsüzlükleri ise asla toleranslı ve müsahamalı görülemez.
Çünkü
görgüsüzlük, uyumsuzluk ve empatisizliktir. Görgüsüzlüğün uzantıları
uyumsuzluk ve empatisizlik ise bireyi önce kendine
sonra ailesine, sonra topluma ve devletine
yabancılaştırır. Anılan bu hiyerarşik yabancılşmanın ise en
son aşaması ise devletin bireylere yani
toplumuna yabancılaşmasıdır.
Neoliberal
güya tutucu siyasal yönetsellerin lüks mekanlarda yedikleri yemeklerini
görgüsüzce resmederek anti-sosyal* medyatik ortamlarda marifetmiş (!) gibi
toplumun gözüne sokmaları yabancılaşmanın maalesef son aşamasını bu topluma yaşatmaktadır.
_____
*Anti-sosyal medya: “Gezegende her olgu, olay ve değişken zıttıyla bilinir” ilkesiyle birlikte; sosyallik ve sosyalleşmenin aynı iklimli,
fizik-mekanlı yüz-yüzelikleri
gerektirdiğinden dolayı; bu çalışmada ve yazarın diğer yapıtlarında da
bilinçli olarak kamuoyundaki sosyal medya kullanımının yerine; “anti-sosyal
medya” olarak kullanılmış ve
kullanılmaktadır.
Kaynaklar
Harvey, D. (2015). Neoliberalizmin Kısa
Tarihi. Çev: Aylin Onacak. İstanbul: Sel Yayıncılık.
Karaağaçlı, M. (2021-1). Eğitimin Sosyolojisi. İkinci Yazım Birinci Basım. Ankara: Kitapçı Basımevi Yayıncılık Dağıtım Tasarım San Tic. Ltd. Şti. ISBN
No:978-605-62357-9-5. Bandrol Seri
Aralıkları: THG-PRH 637078-637207.
Mirowski, P. (2013). The Thirteen Commandments of
Neoliberalism. The Utopian.
Ogburn, W. H. (1931). Social Change with Respect to Culture and Original
Nature. USA: Colombia. Colombia University. William Fielding Ogburn.
_____________
Erişim ve İletişim
Dr.
Öğr. Üyesi, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, EBB Öğr. Üyesi.
e-posta
: mkara@gazi.edu.tr
ORCID
: https://orcid.org/0000-0003-3488-1021
Web
(1): w3.gazi.edu.tr/~mkara
Web (2): https://avesis.gazi.edu.tr/mkara
Web (3): www.yurtspor.com
Web
(4): www.mektepligazete.tebeşir
Web
(5): www.mektepligazete.bülten
Facebook (1): Kirizma
Facebook (2): Mustafa Karaağaçlı
Twitter
: M_Karaagacli_
İnstagram : mustafakaraagacli1